İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab, Çin'in Hong Kong Özel İdari Bölgesi'nde yürürlüğe koyduğu Ulusal Güvenlik Kanunu nedeniyle Hong Kong'la yaptıkları suçluların iadesi anlaşmasını süresiz olarak askıya aldıklarını bildirdi.

Avam Kamarasında konuşan Raab, Hong Kong'la yaptıkları suçluların iadesi anlaşmasını derhal askıya aldıklarını ve bu kararın Çin'in politikalarına karşı makul ve orantılı bir cevap olduğunu söyledi.

Hong Kong Özel İdari Bölgesi'nde yürürlüğe giren Ulusal Güvenlik Kanunu'yla, Çin-İngiltere Ortak Deklarasyonu'nun açık ve ciddi bir şekilde ihlal edildiğini aktaran Dominic Raab, Çin'in bununla birlikte uluslararası yükümlülüklerini de ihlal ettiğini kaydetti.

Raab, Hong Kong'da yaşananlardan ve Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türklerine karşı uygulanan baskı politikalarından derin endişe duyduklarını da söyledi.

Hong Kong'da yürürlüğe giren yeni güvenlik kanunu

Çin'in en üst düzey yasama organı Ulusal Halk Kongresi (UHK) Daimi Komitesinde 30 Haziran'da oy birliğiyle kabul edilen yasa, Devlet Başkanı Şi Cinping tarafından da imzalanmıştı.

"Devleti yıkmaya teşebbüs, vatana ihanet ve ulusal güvenliği tehlikeye atan eylemleri" yasaklayan ilgili yasa, Çin hükümetinin onayı sonrasında Hong Kong yerel hükümetinin resmi gazetesinde yayımlanarak yürürlüğe girmişti.

Yasa, içeriği itibarıyla asıl olarak Haziran 2019'da suçluların Çin'e iadesini öngören yasa tasarısına karşı başlatılan ve yıl sonuna kadar yoğun kitle protestolarıyla sürdürülen hükümet karşıtı protesto hareketini hedef alıyor.

Yasa ile Çin medyası tarafından Hong Kong'un "vatan hainleri" olarak yansıtılan muhalif gazeteciler, iş adamları ve aktivistlerin ulusal güvenlik gerekçesiyle yargılanmalarının önü açılırken, bu kapsamda yasaklanan suçları işleyenlere 3 yıldan müebbete kadar hapis cezası verileceği belirtiliyor.

Çin-İngiltere Ortak Deklarasyonu

Hong Kong Özel İdari Bölgesi'nin 1997'de Çin'e devri öncesinde, 1984'te Çin-İngiltere Ortak Deklarasyonu imzalandı. Hong Kong'un Çin'in bir parçası olmasının yanı sıra kendi içinde İngilizler tarafından kurulan kapitalist ekosistemin devam etmesini temin etmek amacıyla geliştirilen "Bir Ülke-İki Sistem" formülüyle bölge Çin'e devredildi.

Söz konusu deklarasyon Hong Kong'un "Bir Ülke-İki Sistem" formülünün 50 yıl boyunca ayakta kalmasını hedeflerken, özel idari bölgenin yönetim, yasama ve yargı bağımsızlığının korunmasını ve aynı kalmasını şart koşuyor.

Ayrıca, Hong Kong'da mevcut ekonomik ve sosyal sistemin değişmemesi koşulunu taşıyan deklarasyon, ifade, basın, toplanma, seyahat, hareket, mesleki tercih, akademik araştırma ve dini inanç özgürlüklerinin korunmasını temin ediyor.