Futbol, bazen hayallerle gerçeklerin çarpıştığı acı bir sahneye dönüşebilir. Galatasaray’ın AZ Alkmaar karşısındaki performansı tam olarak bunu hatırlattı. UEFA Avrupa Ligi son 16 play-off turu ilk maçında alınan 4-1’lik yenilgi, sadece skor tabelasına değil, sahadaki oyun anlayışına da yansıyan bir çöküşün yansımasıydı.
Maça kötü başlayan Galatasaray, henüz 10. dakikada Mijnans’ın frikikten attığı şık golle geri düştü. O dakikadan itibaren savunma zaafları, organize olamayan bir orta saha ve yetersiz hücum varyasyonları dikkat çekmeye başladı. Sol kanatta Jelert ve Berkan Kutlu’nun Poku karşısında çaresiz kalışı, Galatasaray’ın defansif kırılganlığını gözler önüne serdi. İlk yarıda Abdülkerim Bardakcı’nın kritik müdahaleleri farkın açılmasını önlese de, takımın genel olarak sahadaki duruşu güven vermedi.
20. dakikada Roland Sallai’nin attığı şık gol Galatasaray’a umut verse de, bu anlık bir parlamaydı. Oyunun kontrolünü bir türlü eline alamayan sarı-kırmızılılar, 37. dakikada Parrott’un penaltı golüyle tekrar geriye düştü ve devre arasına moralsiz girdi.
İkinci yarıya da felaket gibi bir başlangıç yapan Galatasaray, 51. dakikada Kaan Ayhan’ın gördüğü kırmızı kartla iyice savunmasız hale geldi. 10 kişi kalan takım, orta sahada direnç gösteremedi ve savunma hattı çökmeye başladı. 57. dakikada Jordy Clasie, 66. dakikada ise David Moller Wolfe sahneye çıkınca skor 4-1’e geldi. Galatasaray’ın sahadaki görüntüsü, ne Avrupa arenasında mücadele eden bir Türk devi ne de Süper Lig’in zirve adayı bir ekip gibi görünüyordu.
Bu mağlubiyet, sadece skor anlamında değil, psikolojik olarak da büyük bir darbe oldu. Teknik direktör Okan Buruk’un maç sonu açıklamalarında belirttiği gibi, bu yenilgiyi sadece 10 kişi kalmaya bağlamak mümkün değil. Savunma hatalarından tutun da pas hatalarına, kötü tercihlerden rakibe verilen kolay pozisyonlara kadar pek çok alanda Galatasaray sınıfta kaldı.
Peki, rövanşta ne olur? İstanbul’da Galatasaray’ın üç farklı galibiyete ihtiyacı var. Ancak bu mağlubiyetin ardından camiada bir silkelenme olmadan, sadece seyirci desteğiyle bu farkın kapanması zor görünüyor. Eğer Galatasaray Avrupa’da var olmak istiyorsa, rövanşa kadar zihinsel ve taktiksel anlamda büyük bir değişim göstermesi gerekiyor.
Bu tür ağır mağlubiyetler, eğer doğru okunursa bir dönüşüm fırsatına dönüşebilir. Ancak bunun için Okan Buruk ve öğrencilerinin, sahadaki ciddiyeti ve disiplini yeniden hatırlaması şart. Aksi halde, 2024-25 sezonunun Avrupa serüveni, unutulmaz bir hayal kırıklığı olarak tarihe geçebilir.