Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Haziran ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verileri, büyük bir tartışma başlattı. TÜİK'in raporuna göre, yıllık enflasyon %71.6 olarak belirlenirken, aylık enflasyon %1.64 arttı. Bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise yıllık enflasyonun %113.08, aylık enflasyonun ise %4.27 olduğunu bildirdi.

Konuyla ilgili olarak DİSK, Türk-İş ve Hak-İş işçi sendikaları ortak bir bildiri yayınlayarak duruma tepki gösterdi.

TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay'ın açıklamalarından satı başları;

TÜİK'in açıkladığı rakamları kamuoyu gerçekci bulmuyor ve rakamlar piyasayla özdeşmiyor.

Kamuda ücret dengesizliği var. Emeklilerin, asgari ücretlilerin sıkıntısı var. 10 bin TL ile bir hafta geçinme şansımız yok. Tablo ortada...

Özel sektör geçmişte kamudan öndeydi. Kamu şimdi en düşük duruma düştü. Özel sektördeki karlar ortadayken 10 yıllık bir işçiye 10 bin lirayı çok görüyor. Bunlar bizi işçiyi maraba zannediyor.

Ülkemizde yüzde 20'lik kesim refah içinde yaşıyor, bedelini yüzde 80 ödüyor.

Şu an bir ekonomik kriz yaşıyoruz. Bu kriz ne 94 krizine ne 2001 krizine ne de 2008 krizine benziyor. 

Türk emekçisi akıllıdır, birleşeliyiz. 

"BUNLAR BİZİ KÖLE ZANNEDİYORLAR"

Geçmişte kamuda ücretler yüksekti, normal bir ücret alıyordu. Şimdi kamu en düşük duruma düştü. Ama maalesef özel sektördeki patronlar, kazandıkları para ve kârları ortada. Ona rağmen 10 yıllık 20 yıllık bir işçiye 10-15-20 bin lira parayı çok görüyorlar. Bunlar bizi köle zannediyorlar. Bu meseleyle ilgili üzerimize ne düşüyorsa noksansız yapmak zorundayız.

Bizim üçümüzün de sık sık işçi meselesinde, emekçi meselesinde bir araya gelme mecburiyetimiz var. Şimdi ülkede seçim oldu toplum kanaatini belli etti, bir sene sonra başka belli edecek. Türk toplumu akıllı bir toplumdur nerede ne yapacağını iyi bilir. Bu meseleyi emekçinin üstüne, dar ve sabit gelirlinin üstüne yıkmanın anlamı yok. Kemeri sık, faizi arttır, vergiyi yükselt, bahşişten vergi nasıl alırım onun yoluna bak. Böyle bir yetkiyi bundan önceki Maliye Bakanı'na versen o da yapardı. Bizim üzerimizden ellerini çeksinler. 17 bin liranın ekonomiyi düzeltmeyle ilgili bir alakası yok. Bir yerde ekonomik kriz varsa orada huzur yoktur. İşçi ölümleri fazla, gelirler adaletsiz.

Hak-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan'ın açıklamasından satırbaşları...

Biz rekabet ediyoruz ama temel sorunlarda bir araya gelme mecburiyetimiz var. Belli konularda birleşmiş olmamız çok kıymetli. Makro ekonomi göstergelerine bakarsak olumlu bir seyir var.

"BÜYÜMEYE RAĞMEN EMEKÇİLERİN MİLLİ GELİRDEN ALDIĞI PAY AZALIYOR"

Üretim çarkları devam ediyor. Özel sektörde pek çok şirket üç vardiya çalışıyor. İşsizlik azalıyor. Peki emek hareketinin tablosu ne? Büyümeye rağmen emekçilerin milli gelirden aldığı pay azalıyor. Türkiye bu gidişi hak etmiyor. Ücretlilerin aldığı pay azalıyor, burada bir yanlışlık var.

Konuşmasının büyük kısmında CHP'li ve Dem Partili belediyeleri eleştiren Arslan, "Maalesef en kolay iş, işten çıkarmalar. Muhalefet partilerindeki belediyelerden işten çıkarmalara son vermelerini istiyoruz. Refahın adil dağılımını gerçekleştirmek için yapılacak ilk iş sendikal örgütlenme önündeki engellerin kaldırılmasıdır.

"TÜRKİYE YANLIŞA SÜRÜKLENİYOR"

Asgari ücret genel ücret olmuştur. Temel sorunlarda bir araya gelmeliyiz. Türkiye yanlışa sürükleniyor.  Biz bu gidişatı Türkiye'nin hak etmediğini düşünüyoruz.

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu'nun açıklamasından satırbaşları...

Hepimizin yarattığı değer bu ülkede yaşayan 85 milyon rahatça yaşamasına yeter. Yeter ki kaynaklar adil dağıtılsın, gelir ve vergi dağılımı adaletli olsun. Demokrasinin olmadığı yerde emeğin hakkı olmaz. İşçi sınıfı başta olmak üzere bütün toplumsal kesimlerin seçimden seçime değil hayatın her alanında söz hakkına sahip olduğu bir ülkede bu sorunu çözebiliriz.

Emekten yana bütün siyasi partileri omuz omuza mücadeleye davet ediyoruz ve insan onuruna yakışan bir zam istiyoruz.

Bu kötü tablo düzeltimek zorunda. Taleplerimizi 10 başlıkta topladık. 

1- Ücretlerin vergilendirilmesinde mevcut sistem ücretleri mağdur ediyor. Vergi sistemi yeniden yapılandırılmalı. Çalışanlar üzerindeki doğrudan ve dolaylı vergiler azaltılmalıdır.

2- Ücretleri düşük tutarak bunu sağlayamazsınız. İşçi, memur ve emekli maaşları TÜİK'in hesaplamalarına göre artırılıyor. Yaşanan enflasyonla açıklanan enflasyon arasında büyük bir fark var. Henüz zamlar ücretlere yansımadan elektriğe yüzde 38 zam yapıldı.

3- Asgari ücret acilen artırılmalıdır. Çalışanların neredeyse yarısı asgari ücret seviyesinde ücret almaktadır. İstisnai olması gereken asgari ücret artık ortalama ücret haline geldi. Ülkedeki yüksek enflasyon sebebi sermayenin bitmek bilmeyen kâr hırsıdır, dar gelirli işçiler değildir. Enflasyonu düşürmek için işçilerden fedakârlık beklenemez. İşçiler enflasyonun sebebi değil mağdurudur.

4- Kamuda ücret dengesizliğine son verilmeli. Kamuda ücret farkı hat safhada. Buradaki ücret dengesizliği sona erdirilmeli.

5- En düşük emekli aylığı asgari ücret seviyesinde olmalı. Milyonlarca emekli, asgari ücretin çok altında aylık alıyor. Emekli aylıkları hesaplanırken büyüme tümüyle hesaba katılmalıdır.

6- Sendikal örgütlenmenin önündeki hakların kaldırılması: Mevzuatımızda yer alan düzenlemelere rağmen sendika üyesi olan işçilerin topluca işten çıkarılmasının önüne geçilmelidir.

7- 696 KHK'nin kapsamı dışındaki taşeron işçiler derhal kadroya alınmalıdır. Bu işçilerin sürekli kadroya geçirilmesi ve kamuda taşeron işçi statüsüne son verilmelidir.

8- Tasarruuf tedbirleri gerekçesiyle çalışanların hakları aşındırılmamalı. Tasarruf adı altında işçinin emeğinin karşılığı olarak hak ettiği ücretten kesintiye gidilmesi ve sosyal haklarının azaltılması kabul edilemez.

9- İnsan onuruna yakışan bir çalışma için mesleki hastalıkları azaltan ve çalışma şartlarını iyileştiren bir sistem yaratılmalıdır.

10- Çalışma hayatında ayrımcılık son bulmalıdır.

Kaynak: istiklal.com.tr