Türkiye’nin ilk olduğu belirtilen 'Koku ve Tat Zirvesi' İstanbul'da uluslararası katılımcılara kapılarını açtı. Zirve, katılımcıları parfümden kahveye, lavantadan simite kadar binlerce farklı kokunun dünyasına doğru yolculuğa çıkarıyor. Doç. Dr. Aytuğ Altundağ’ın Başkanlığında özel bir otel’de gerçekleştirilen zirvenin açılışında basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantısında konuşan kokunun uzmanları, bebek kokusundan ten kokusuna dair sağlıkla ve sosyal yaşantıyla ilgili önemli açıklamalar yaparken ilginç mesajlar da verdiler. ''Koku ve Tat Duyularındaki Gelecek Projeksiyonları Türkiye’ye de taşındı'', ''Yeni bir meslek Koku Mühendisliği doğuyor'', ''Kokunuz imzanızdır, sizinle ilgili çok şey anlatır'' mesajları da onlardan biriydi.
Zirvenin açılışı dolayısıyla gerçekleştirilen basın toplantısında; Koku ve Tat Zirvesi Başkanı Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Aytuğ Altundağ dışında Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. İlkkan Dünder, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülsen Meral, Genel Cerrahi Uzmanı Tamer Karşıdağ, Koku Kültürü Derneği Kurucusu Bihter Türkan Ergül, yemek yazarı Gülhan Kara ve CVK Park Bosphorus Hotel Satış ve Pazarlama Direktörü Gülay Özel de önemli bilgiler paylaştı.
Koku ve Tat Araştırmaları Derneği Başkanı ve Koku ve Tat Zirvesi Başkanı Doç. Dr. Aytuğ Altundağ, basın toplantısının başlangıcında zirvenin amacı hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Doç. Dr. Altundağ, amaçlarının toplumsal bilince katkı sunmak olduğunu bu nedenle geçen yıl koku körlüğü kavramı ya da hiç koku alamamak durumuna dair farkındalık oluşturmak için başlattıkları Koku ve Tat Kursunu bu sene çoklu disiplinlerle birlikte ağız kokunuz hastalık habercisi olabilir, koku uzmanlığının önemi , geleceğin mesleği: koku mühendisliği gibi kavramlarla bu yıl zirvede çeşitli alanlarda farkındalıklar oluşturmayı hedeflediklerini söyledi.
Prof. Dr. İlkkan Dünder: ''Kadın kokusu tarihi
değiştirmiştir''
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. İlkkan Dünder, hayatta
herkesin öncelikle bir kadın kokusu aldığını, bu kokunun da anne
kokusu olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Anne memesindeki sütün
kokusu refleks olarak bebeği emmeye doğru yönlendirmektedir. İşte,
büyümenin ve gelişmenin başlangıcı da insanın koku alma duyusuyla
başlar, annede duyulan koku bu nedenle çok önemlidir''. Kadınların
koku alma duyularının erkeklere göre daha gelişmiş olduğunu
belirten Prof. Dr. İlkkan Dünder, kadın kokusunun da çok önemli
olduğunu, erkeklerin yaşamlarını ve dolayısıyla tarihi
değiştirdiğini söyledi.
Dr. Gülsen Meral: ''Bebeklerin mis kokusunun
sırrı''
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülsen Meral de
konuşmasında, bebeklerin neden mis gibi koktuğunu anlatırken,
“Anneler bilirler, bebeklik zamanı tam bir sabır zamanıdır. Uykusuz
geçen geceler, yorgunluk ve o güzel bebeklerin güzel bir gülüşü ve
kokusu için verilen bir ömür. Kanada’da Quebec Üniversitesi’nde
yapılan bir çalışmada bebeklerin hoş kokusunun sebebi olarak;
annelerin doğum sonrası bebek bakımındaki sabrı ve merhametini
artırması gösterilmiş'' dedi.
''Nefesimizde 3 bin 481 tane nefes gazı
var''
Doç. Dr. Aytuğ Altundağ, toplantıda yaptığı konuşmada, koku ve tat
alma bozuklukları ve tedavilerinden bahsederken, kişinin nefesinde
3 bin 481 tane nefes gazı bulunduğunu, bu gazların üç tanesinin en
sık ağız kokusuna yol açan gazlar olduğuna dikkat çekti. Günümüzde
artık yeni nesil cihazlar sayesinde bu üç gazın sadece 4 dakikada
tespit edilmesi sonucu ağız kokusunun gerçek nedeninin
saptanabildiğini vurgulayan Doç. Dr. Aytuğ Altundağ, ''Geniz
akıntısından böbrek ve karaciğer sorunlarına, alerjiden mide
fıtığına hatta mide tümörüne dek pek çok ciddi hastalık ağız
kokusuna yol açabiliyor. Kişinin doktor doktor gezerek nedenini
bulmaya çalıştığı ağız kokusunun gerçek kaynağını artık sadece 4
dakikada saptayan smart chroma yöntemiyle hem tedaviye başlanıyor
hem de ağız kokusunun altında yatan ciddi hastalıklar ortaya
çıkarılarak bu hastalıkların da tedavisine başlama şansı doğuyor''
dedi.
Parfüm seçiminde doğru bilinen yanlışlar
Toplantıda konuşma yapan Koku Kültürü Derneği Kurucusu Bihter
Türkan Ergül, katılımcılara önce parfüm seçiminin inceliklerini
anlattı. Ardından kişinin teniyle uyumlu kokuları öğreneceği mini
bir uygulama yaptı. Parfüm seçerken doğru bilinen yanlışları da
anlatan Bihter Türkan Ergül, şöyle konuştu: ''Örneğin parfüm
seçerken kahve koklamak yanlıştır. Ortalama 3 kokudan sonra burun
algısı yorulur, kahvenin yoğun olan aroması burnu şoklar ve
beğendiğimizi düşündüğümüz kokuyu hiçbir zaman kullanamayacağımızı
evde fark edebiliriz. Kağıda sıkarak parfüm seçmek de çok sağlıklı
değil, kağıttan kokladığımız parfümü burnumuz beğenebilir ama ten
onaylamadığı kokuyu çabuk arındırır. Bu nedenle bir parfüm birinde
10 saat dururken başka birinde 2 saatte uçar. Muhakkak tende prova
yapılması gerekir. Bir günde ikiden fazla koku denemek de
yanlıştır. Öte yandan parfümün tenimizdeki duruşunu tespit etmemiz
için 1-2 saat süre tanımalıyız''.
Yemek kültürü ve koku ilişkisi
Yemek Yazarı Gülhan Kara konuşmasında; yemek kültürü ve koku
ilişkisini anlatırken, ''Mutfak beş duyunun da aktif olduğu bir
alan. Özellikle de yemek pişirirken, malzemeyle temas yani dokunma,
görme, duyma, koklama ve tatma duyusunun sağlıklı çalışmasıyla
mutfaktan nefis kokular yükselir, tatlar buluşur ve lezzet ortaya
çıkar. Koku ve tat mutfakta birbirinin ayrılmazlarıdır. 'Nefis
kokular' ifadesinde bile tat vardır. Kokular lezzeti yakalamamızda
bizi sürekli yönlendiren bir rehber gibidir. Tencereden, tavadan,
fırından gelen pişme kokuları karar ve kontrol mekanizmamızı
çalıştırır. Bir şeyi tatmadan önce koklarız. Koku çoğu zaman
kendiliğinden burnumuzdan içeri girmiş ve mesaj ulaşmıştır.
Kokuları tanımak bizi iyi tatlara, doğru sonuçlara götürür.
Farkındalık çok büyük önem taşımaktadır'' diye konuştu.
Gülay Özel de toplantıda, turizmde lezzet algısının öneminden bahsetti.
Koku ve Tat Zirvesi'nden diğer başlıklar
Sağlık, gastronomi, parfümeri, moda, sanat, bilim ve daha birçok
farklı dalda birbirinden ünlü ve uzman konuşmacıların alışılmışın
dışında bir atmosferde bir araya gelmesi ile oluşturulan bu zirve
programında ilgi çekici başlıklar şöyle:
Osmanlı mutfağında 15'incin yüzyıldan 20'nci yüzyıla
damak tadı değişiminin nedenleri
Ata tohumlarının farkı nedir? Nereden bulunur?
Bellek - Mekan ve Koku İlişkisi
Süper tat alıcılar gerçek mi efsane mi?
Yemek kültürü araştırmasında “koku” bir başlık olabilir mi?
Anadolu’da “yemeğin/içeceğin kokusu” algısının referansları
nelerdir?
Yemek fotoğrafçılığının modası olur mu?
Sosyal medyada en çok ilgi gören yemek fotoğrafları neler?
Ruh-Beden-Zihin dengesi için aramoterapi uygulamaları nelerdir?
Aromaterapi Doktor reçetesine girmeli mi?
Odun ateşinin lezzet üzerine etkisi var mı?
Doğal ortamda yetişen bitkilerin aroması daha mı farklı?
İstanbul’un kokusu nedir? Her şehrin her semtin farklı bir kokusu
mu var?
Yemek yerken dinlediğimiz müzik tat algımızı etkiler mi?
Türkiye’de yeni meslek dalı: Koku uzmanlığı
Türkiye’den 5 kıtaya yayılan Esansın Hikayesi