Öyle ki, Diyanet İşleri Başkanlığının yayınladığı 09.09.2020 tarih ve E.629696 sayılı müracaat ilanıyla Kurum, dönüşte sınavsız olarak 'Din İşleri Kurulu Uzmanı' ve 'Diyanet İşleri Uzmanı' olarak atanmak üzere, bu yıl, yurt dışına Milli Eğitim bursuyla 20 adayı master ve doktora yapmak üzere gönderecek. Döndüğünde bu adaylar, Diyanetin beyni mesabesindeki kadrolara sınavsız olarak ve daimî olarak atanacaklar.
Söz konusu müracaat ilanında konu edilen uygulama ile, Batı'dan oryantalist fikirlerlerle dönen master ve doktora yapmış adayların, direkt olarak Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı veya Diyanet İşleri Uzmanı olarak atanmaları, çoğunluk itibariyle, gerçek anlamıyla İslamiyet'i öğrenmemiş ya da yanlış öğrenmiş adayların Fetva ve dini raportörlük görevlerine oturtulması bağlamında, Diyanet'te oryantalist fikirlerin tamamen hakim olması, dolayısıyla, 'Dinler Arası Diyalog' ve 'Ilımlı İslam'a yönelik çalışmaların da taçlandırılması olarak yorumlanıyor.
BÖYLESİ YAPILMAMIŞTI
Kuruluşundan beri Din İşleri Yüksek Kuruluna belli şartları taşıyan adayların yazılı ve sözlü sınavla seçilmesiyle Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı alınırdı. İstihdam edilecek bu elemanların, Arapça, tefsir, fıkıh, hadis, akaid, kelam, usul ilimleri, kuranı kerim kıraati ve kompozisyon kabiliyeti, diksiyon ve hatta karizmasına dikkat edilirdi. Son on yıllarda, Diyanet'e hakim olan tarihselci ekip tarafından modernist zihniyette elemanlar alınsa da böyle başıboş bir istihdam da yapılmamıştı.
DAİMİ ELEMANLAR
DİYK UZMANI kurulda raportörlük görevi yapar, fetva yazar, Türkiye'den, yurt dışından ve müftülükler tarafından da sorulan sorulara cevap hazırlar, kitap inceler, kitap yazar. Kısaca Diyanet'in ve Kurul'un beynidir ve DİYK'nun daimi elemanıdır. Yazıya göre bu adaylar, aynı zamanda Diyanet İşleri Uzmanı olarak da atanabileceklermiş. 2010 yılında Diyanet Kanunu'nun tadil edilmesiyle birlikte yeni ihdas edilen 'Diyanet İşleri Uzmanlığı' da aynen DİYK Uzmanlığı gibi kariyer uzmanlığı olup, Diyanet'in, Din Hizmetleri, Din Eğitimi, Yurt Dışı Hizmetleri ve Personel İstihdamı gibi birim ve alanlarda Diyanet'in beyni mesabesinde olan daimi elemanlarıdır.
'ASLA GÖNDERİLMEMELİ'
Duayen ilahiyatçı, hocaların hocası Prof. Dr. Mehmet Maksudoğlu da tehlikeye dikkat çekerek şunları söylüyor: İlahiyat ve Tarih alanlarında doktora yapmak üzere Avrupa'ya, Amerika'ya ASLA öğrenci gönderilmemelidir! Sebebini açıklayalım: Doktora öğrencisi, tezini başarıyla tamamlayabilmesi için, superviser'ı (danışmanı/tez yöneticisi, yönlendiricisi) ile iyi geçinmek, onunla ters düşmemek zorundadır. İyi geçinmezse, tez yöneticisinin çizdiği yolda yürümezse, başarılı olamaz, ülkesine, 'doktora çalışmasında başarılı olamamış' biri olarak döner; burslu olarak gitmişse, bir de, o meblağı fazlasıyla ödemek zorunda kalır.
ORYANTALİST PROFESÖR
Peki, Türkiye ve diğer, nüfus çoğunluğu Müslüman ülkelerden Batı'ya doktora için giden/gönderilen gençlere, tez konusu verecek, tezin nasıl işleneceğini gösterecek, doktora öğrencisini yönlendirecek olan superviser (oriyantalist profesör) nasıl bir kimsedir? Önce, mümkün olduğu kadar, onu tanımak gerekir. O kişi, daha öğreniminin erken safhalarından başlayarak, İslam'ı, Batı uygarlığı için büyük tehlike olarak öğrenmiştir, yaşı ilerledikçe, içinde yetiştiği toplumdaki, İslam'a, -özellikle Türklere- karşı yaygın, yerleşmiş, kemikleşmiş, müesseseleşmiş önyargı kişiliğinin mayası haline gelmiştir, Doğu Bilimleri Fakültesinde (Faculty of Oriental Studies) okurken, daha öncekilerin yerleştirdiği yörünge boyunca kafasına bazı bilgiler yerleştirilmiştir.