CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN ANA MUHALEFETE: YARGI MENSUPLARINA KİMSE PARMAK SALLAYAMAZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yargı Reformu Stratejisi Tanıtım Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan, "Suç işleyenler, suçta kibirlenenler hukuka kast edenler hesabını vermek zorundadır. Hiç kimse hukukun üstünde değildir. Yargı mensuplarını kimse tehdit edemez, parmak sallayamaz. Bu ülkenin ana muhalefet partisi de olsanız, yargıya tehditler savuramazsınız." dedi.
"YARGIYA KİMSE PARMAK SALLAYAMAZ"
Eski Türkiye'nin imtiyazlı çevreleri hazmetmekte zorlansa da vesayetçi yapıdan hukukun üstünlüğünü referans alan adil yargı sistemine geçiş sağlanmıştır. Kanunun verdiği yetkiyle hukuksuzlukların peşine düşen yargı mensuplarını kimse tehdit edemez, mahkemelere baskı kuramaz, yargı camiamıza parmak sallayamaz. Hiç kimse hukukun üstünde değildir. Suç işleyenler kim olursa olsun yaptıklarının hesabını bağımsız Türk mahkemelerine vermek zorundadır..
Geçmişte yargı mensuplarını terörde kaybetmiş ülke olarak yargı mensuplarının aileleri ile hedef gösterilmesini tasvip etmiyoruz. Yargı kararını eleştirebilirsiniz ama ana muhalefet de olsanız hukuk insanlarına yakışıksız biçimde tehditler savuramazsınız. Buna biz de izin vermeyiz, hedef haline getirilen yargımız da izin vermez.
Bugün 4. yargı reformu strateji belgesi ile sizlerin huzurundayız. Köklü değişiklikleri hayata geçirdiğimiz stratejiler birbirini tamamlar niteliktedir. Bu belgemiz diğer reform belgelerinin tamamlayıcısıdır. Bu belgemiz ile yargı bağımsızlığını tarafsızlığını güçlendirmeyi, yargılamaların zamanında ve makul sürede tamamlanmasını, öngörülebilir adalet sistemini oluşturmayı, verimliliği artırmayı, güven ve memnuniyeti yükseltmeyi, ceza adaleti sisteminin etkinlik ve caydırıcılığını tahkim etmeyi, dijital dönüşümü hedefliyoruz.
"ANAYASA ÇALIŞMALARIMIZA HIZ VERECEĞİZ"
Bugün 4. yargı reformu strateji belgesi ile sizlerin huzurundayız. Köklü değişiklikleri hayata geçirdiğimiz stratejiler birbirini tamamlar niteliktedir. Bu belgemiz diğer reform belgelerinin tamamlayıcısıdır. Bu belgemiz ile yargı bağımsızlığını tarafsızlığını güçlendirmeyi, yargılamaların zamanında ve makul sürede tamamlanmasını, öngörülebilir adalet sistemini oluşturmayı, verimliliği artırmayı, güven ve memnuniyeti yükseltmeyi, ceza adaleti sisteminin etkinlik ve caydırıcılığını tahkim etmeyi, dijital dönüşümü hedefliyoruz.
Adalete güvenin tam olarak tesis edilmesi için ceza adaleti sisteminde mağdur odaklı yeni sistemi devreye alıyoruz. Bu çerçevede dava öncesi alternatif uyuşmazlık çözüm yönteminin kapsamının genişletilmesini öncelikli politika olarak belirledik. Bu yöntemlerin sistem içindeki yerini güçlendiriyor, müzakere kültürünü geliştirmeyi hedefliyoruz.
Belgenin ilk amacı süreçlerin yeniden yapılandırılmasıdır. Toplumun tüm kesimlerini kuşatan yeni ve sivil anayasa çalışmalarına hız vereceğiz. Hak ve özgürlüklerin daha etkin bir şekilde korunmasını sağlayacağız.
MAHKEME SAYILARI ARTIRILACAK
İfade ve basın özgürlüğü ile kişi hürriyetine ilişkin standartları yükselteceğiz. Makul sürede yargılanma hakkının temini için mahkemeler teşkilatının organizasyon yapısını tekrar tanzim edeceğiz. Mahkeme sayılarını artıracak, tek hakimle çalışan bazı mahkemelerin heyet halinde çalışmasını temin edeceğiz.
AVUKATLIK KANUNU GÜNCELLENECEK
Önümüzdeki dönemde hakimlerimiz meslek hayatları boyunca hukuk veya ceza hakimi olarak sınıflandırılacak, dava türleri için yeni ihtisas mahkemeleri kurulacaktır. Savunmanın güçlendirilmesi ve avukatların adli süreçlere daha etkin katılabilmesi için avukatlık kanunu güncellemeyi hedefliyoruz. Stajyer avukatlarımıza stajyer desteği sağlayacağız.
"DURUŞMALAR 2 AYDAN DAHA FAZLA ERTELENEMEYECEK"
Yeni düzenlemelerle duruşmaların 2 aydan daha fazla ertelenmemesini bazı uyuşmazlıkların da duruşma yapılmadan çözülmesini sağlayacağız.
Tebligatların hızlı yapılması için çeşitli tedbir ve uygulamaları hayata geçireceğiz.
Hukuk fakültelerinde girişte aranan başarı sıralamasını kademeli olarak artıracağız. Hakim ve savcı yardımcılığı sürecini yeniden yapılandıracağız. Atama ve nakil mevzuatında yer alan bölge sistemini yeniden ele alacağız. Eğitim alan personel sayısını artıracağız.
Ceza adaleti sisteminin etkinliğini artırılmasını hedefliyoruz. Hak ve özgürlüklerin korunması ilkesine uygun şekilde suç yaptırım infaz dengesini düzenleyeceğiz. Ceza adaleti sistemini hürriyeti bağlayıcı cezaya alternatif yeni yaptırımlarla düzenleyeceğiz. Trafiği tehlikeye atanlara yönelik caydırıcı önlemler alacağız. Saldırı amacı ile aracından inenlerin ehliyetine el konuşması gibi yaptırımlar uygulayacağız.
Nişan düğün asker uğurlaması gibi toplu etkinliklerde silahla ateş edilmesine dönük cezaları önemli ölçüde artırıyoruz. Lekelenmeme hakkı kapsamında adli sicil sistemini yeniden yapılandıracak, silinme sürelerini kısaltacağız. Çocuklar lehine farklı düzenlemelere gideceğiz. Çocuklar için onarıcı adalet sistemini devreye alacağız. İş yurtları üretim miktarını yükselteceğiz.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu ile vücut dokunulmazlığına, hürriyete ve çevreye karşı işlenen suçların cezalarını artırıyoruz
2025'i aile yılı ilan etmiştik. Yıl boyu önemli çalışmalar yapacağımızı ilan etmiştik. Aile hukukunda uygulama kaynaklı sorunlara yönelik birçok tedbiri hayata geçireceğiz. Aile mahkemelerinin kurulu ve yargılama usulünden, boşanma ve nafaka usulüne kadar yeni reformlar yapmayı planlıyoruz.
BAKAN TUNÇ: OTEL YANGININDA İHMALİ VE KUSURU OLANLAR YARGI ÖNÜNDE HESAP VERECEK
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel'de çıkan yangına ilişkin, "Her ne suretle olursa olsun, böyle bir facianın yaşanmasına sebep olanların, ihmali ve kusuru bulunanların yargı önünde hesap vereceğinden hiç kimsenin şüphesi olmasın" dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Yargı Reformu Stratejisi Tanıtım Toplantısı'nda konuştu.
Olayla ilgili başlatılan soruşturmanın tüm boyutlarıyla, büyük bir titizlikle sürdürüldüğü bilgisini veren Tunç, "Her ne suretle olursa olsun, böyle bir facianın yaşanmasına sebep olanların, ihmali ve kusuru bulunanların yargı önünde hesap vereceğinden hiç kimsenin şüphesi olmasın." dedi.
KARTALKAYA YANGININDA KİMLİK TESPİT ÇALIŞMALARI TAMAMLANDI: HAYATINI KAYBEDENLER TOPRAĞA VERİLMEYE DEVAM EDİYOR
Adalet Bakanlığı, Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki yangınla ilgili son durumu açıkladı. Bakanlık'tan yapılan açıklamada can kaybının 78 olduğu vurgulandı. "Bolu'daki yangında tüm kimlikler tespit edilmiştir. Yangında hayatını kaybedenlerin sayısı da 78'dir" ifadeleri kullanıldı. Öte yandan Kartalkaya'daki otel yangınında hayatını kaybedenlerin toprağa verilmesi sürüyor.
NARİN DAVASINDA GEREKÇELİ KARAR AÇIKLANDI: CİNAYET İŞTİRAK HALİNDE İŞLENDİ
Diyarbakır'da, 8 yaşındaki Narin Güran cinayetinde yargılandıkları davada ceza alan 4 sanığa verilen 3 ağırlaştırmış müebbet ile hapis cezasının gerekçeli kararı tamamlandı. Sanıkların, Narin'in öldürüldüğü zamanda birbirlerinden haberdar olduğu belirtildi.
Diyarbakır'ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe köyünde, geçen yıl 21 Ağustos günü kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran'ın, 19 gün sonra cansız bedeni evinden 1.5 kilometre uzaklıkta Eğertutmaz Deresi'nde bulunmuştu.
"AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET CEZASI ALMIŞLARDI"
Tutuklu sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran'a "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet, Nevzat Bahtiyar'a ise "Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası verilmişti.
GEREKÇELİ KARAR TAMAMLANDI
Bu kararın ardından gözler açıklanacak gerekçeli karara çevrildi. 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ramazan Dündar ile hakimler Gonca Türkeeş Kaya ve İsmail Ergin tarafından hazırlanan gerekçeli karar tamamlandı. 950 sayfalık olduğu belirtilen kararda, Narin cinayetinin tüm detaylarının yer aldığı ifade edildi.
944 SAYFALIK GEREKÇELİ KARAR
Gerekçeli kararda anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran'ın Türk Ceza Kanunu'nun 37/1, 82/1-d,e, 53/1 ve 63. sevk maddeleri uyarınca ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılmalarına karar verildiği belirtildi.
MERKEZ BANKASI FAİZİ 250 BAZ PUAN İNDİREREK YÜZDE 45 SEVİYESİNE ÇEKTİ
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 250 baz puan indirerek yüzde 45 seviyesine çekti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan başkanlığında toplandı.
Para Politikası Kurulu (Kurul), tarafından politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 47,5’ten yüzde 45’e indirilmesini kararı verildi.
"Enflasyon beklentileri iyileşme eğiliminde"
Faiz oranlarına ilişkin basın duyurusunda şu ifadeleri kullandı:
"Aralık ayında enflasyonun ana eğilimi gerilerken, öncü veriler ocak ayında öngörülerle uyumlu bir artışa işaret etmektedir. Bu gelişmede, zamana bağlı fiyat belirleme ve geçmiş enflasyona endeksleme eğilimi yüksek hizmet kalemleri öne çıkmaktadır. Temel mal enflasyonu ise görece düşük seyretmektedir.
Son çeyreğe ilişkin göstergeler yurt içi talebin enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelerde bulunduğunu göstermektedir. Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları iyileşme eğilimi sergilemekle birlikte, dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmektedir.
"Dezenflasyon süreci güçlendirmekte"
Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile dezenflasyon sürecini güçlendirmektedir. Maliye politikasının artan eşgüdümü de bu sürece önemli katkı sağlayacaktır. Enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Bu doğrultuda, politika faizi; enflasyon gerçekleşmeleri, ana eğilimi ve beklentileri göz önünde bulundurularak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirlenecektir. Kurul, kararlarını enflasyon görünümü odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla alacaktır. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır.
THY, 13 YIL SONRA SURİYE UÇUŞLARINA YENİDEN BAŞLADI
THY, Suriye'de Baas rejiminin devrilmesinin ardından normalleşme çabalarının sürdüğü başkent Şam'a seferlerini başlattı. İlk uçuş bugün İstanbul Havalimanı'ndan saat 09.00'da başladı. Şam’a haftada 3 sefer düzenlenecek.
Suriye'de 60 yıldır iktidarda olan Baas rejimin Beşar Esad'ın Moskova'ya kaçmasının ardından değişmesiyle Türkiye, komşu ülkenin normalleşmesi için adımlar atıyor.
Haftada 3 gün sefer düzenlenecek
THY'nin internet sitesinde yer alan bilgilere göre, ilk Şam seferi bugün saat 09.00'da İstanbul Havalimanı'ndan ve geniş gövdeli Airbus A330-203 tipi uçakla yapıldı.
Çok sayıda Suriyeli, yıllar sonra terk etmek zorunda kaldıkları ülkelerine dönmenin mutluluğunu yaşadı. Bazı yolcuların Suriye devrimi bayrağını taşıdığı görüldü.
Toplam 349 yolcu Şam Uluslararası Havalimanı'na gitmek için bilet ve pasaport kontrollerinin ardından uçağa alındı.
İstanbul Havalimanı'ndan salı, perşembe ve pazar günleri sabah 09.00'da Şam Uluslararası Havalimanı'nda doğrudan sefer yapılacak.
Şam Havalimanı'ndan da aynı günlerde saat 13.00'de İstanbul Havalimanı'na dönüş seferleri düzenlenecek.
İŞGALCİ İSRAİL KUDÜS ULUSLARARASI HAVALİMANI'NIN ARAZİSİNE 9 BİN KONUT YAPMAYI PLANLANIYOR
İsrailli yetkililer, ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık koltuğuna oturmasının ardından gasbedilen Filistin topraklarında yeni yasa dışı yerleşim yeri projelerini ele aldı.
Haaretz gazetesinin haberine göre, Kudüs'teki İsrail Belediyesine bağlı Yerel Planlama ve İnşaat Komitesi, ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'a dönüşünün ardından, işgal altındaki Doğu Kudüs'te bir dizi inşaat planını ele aldı.
Başkanlığının ilk döneminde işgal altındaki Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyan Donald Trump'ın yeniden ABD Başkanı olmasını fırsat olarak gören İsrailli yetkililerin, ele aldıkları 3 projeyle, Doğu Kudüs'ün işgal altındaki Batı Şeria ile irtibatının tamamen kesilmesi ve kentin izole edilmesini planladığı aktarıldı.
KUDÜS ULUSLARARASI HAVALİMANI'NA 9 BİN KONUT
Projelerden en büyüğünün, yaklaşık 10 bin Filistinlinin yaşadığı, Doğu Kudüs'ün kuzeyindeki Kefr Akab beldesinin bitişiğinde bulunan ve İsrail'in adını "Atarot Havaalanı" diye değiştirdiği Kudüs Havalimanı'nın arazisinde, 9 bin konut inşa edileceği kaydedildi.
İsrail, 1920'de kurulan ve 2000'de patlak veren ikinci intifadanın ardından kapatılan Kudüs Havaalanı arazisinde, bir yerleşim yeri kurma planını onayladığını daha önce duyurmuştu.
İsrail hükümeti, yaklaşık 10 yıl önce burada bir Yahudi yerleşim yeri için çalışmalara başlamış, ancak ABD'de Joe Biden yönetiminin gelmesinden sonra yasa dışı yerleşimler konusundaki tutumu nedeniyle 3 yıl önce çalışmalar dondurulmuştu.