Kur’ân-ı Kerîm’i öğrenin, zira o, kalplerin baharıdır (kalpler onunla canlanır).

İlim gibi izzet ve şeref yoktur. Cehalet gibi de fakirlik yoktur.

İlim ve irfan, iman nuruyla mamur ve faydalı olur.

Hakîkî âlimlerin meclisleri, cennet bahçeleridir.

İlim, kalbe yerleşmedikçe, sadece işitmekle fayda vermez.
İnsanın sözü, kalbinde olanı haber verir.

İlmin fayda vermeyeni, kendisiyle amel edilmeyip yalnız dilde dolaşanıdır. En yüksek ve faydalı ilim ise eseri, âzâlarda görülenidir. Yani ilim ve amel, ceset ve ruh gibi bir arada olmalıdır. İlim ve amel birliktedir; kişi, ancak bildikten sonra bildiğiyle amel edebilir.

İnsanlar, bilmedikleri şeyin düşmanıdırlar.

Bilmediğin şeyi söyleme. Az bile olsa sadece bildiğini söyle.

İnsan, her söylediğini bilmeli, fakat her bildiğini söylememelidir.

Her işittiğini, başkalarına söyleme. (Zira her işittiğini söylemek, insanın yalancılığını gösterir.)

Kişinin sözü, aklının ölçüsünü gösterir.

Edepsizlikle, izzet ve şeref, bir arada bulunmaz.

İnsanlardan bir şeyler ummayı terk etmek, zenginliğin zirvesidir.

Kim dini için ihlâsla hizmet eder, çalışırsa, Allâhü Teâlâ, onun dünyasına kâfidir.

İçini ıslah edenin, dışını da Allâhü Teâlâ ıslah eder.

Gerçek garîb, vefâlı dosttan mahrum kalandır.

Dostları ziyaret etmekle, aradaki muhabbet tazelenir.

İkiyüzlülükle muhabbet bir arada bulunamaz.

Güzel ahlâklı kimselerle arkadaş olmak, büyük kerâmettir.

Hakkı bilirsen, ehl-i hakkı da bilirsin.