Bir rivayete göre Babil hükümdarı olarak bilinen Nemrut’un, yaz aylarında develeri ile Tatvan’a geldiği ve develerinin ise zalim olan hükümdarın ölmesi üzerine Nemrut Krater Dağına çıktıkları esnada taşlaştığı söylenilir.
Bölgede oluşan yapıların ‘Nemrut`un Develeri` olarak adlandırılan dev kaya blokları şimdilerde ise kaybolmaya yüz tutmuş durumda. 2010 yılında birinci derece doğal sit alanı ilan edilen ve belli bir düzen içinde dikili olan lav taşlarının yıllarca ihmal edilerek tahrip edilmesi ile şimdilerde kalan tarihi kalıntılar zamana direniyor
Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Prof. Dr. Mehmet Demirtaş, yıllardır sit alanı ilan edilen Nemrut’un Develeri’nin günümüzde hala korunamadığı ve bundan dolayı her geçen gün yok olmaya yüz tuttuğuna dair açıklamalarda bulundu.
Bölgenin sit alanı ilan edildiğini fakat korunamayarak tahrip edildiğine dikkat çeken Demirtaş, korunduğu takdirde turizme çok büyük katkı sağlayacağını söyledi.
“Sit alanı ilan edildikten sonraki dönemde bu taşların bazıları kırılarak yol çalışmalarında kullanıldı”
Uzun yıllardan beri tahribata açık bir alan olarak ön plana çıkan bölgede bulunan taşların birçoğunun kırılarak yol çalışmalarında kullanıldığını dile getiren Demirtaş, “Yapmış olduğumuz çalışmalar neticesinde burası sit alanı ilan edildi. Sit alanı ilan edildiği halde yeterince korunamadı. Hatta sit alanı ilan edildikten sonraki dönemde bu taşların bazıları kırılarak yol çalışmalarında kullanıldı. Yol tahkimatını da genişletme çalışmalarında kullanıldı. Önceki yıllarda mesela 20-30 yıl önce bunların sayısı çok daha fazlaydı. Onlarca tane deveye benzeyen, çeşitli şekilleri olan taş vardı. Şimdi büyük bir bölümü tahrip edilmiş durumda. Yani olmayacak şeyler oluyor bu bölgede” dedi.
“Çok büyük bir değer yok oluyor”
Nemrut’un Develerinin muhafaza edilmesi bir yana kaybolma tehlikesi ile yüz yüze geldiğini söyleyen Demirtaş, yetkililere seslenerek bölgenin ciddi koruma altına alınması çağrısında bulundu.
“Taşları hızla yok oluyor”
Taşların bir nevi peri bacalarına benzediğini dile getiren Demirtaş, “Bu dikili taşların bulunduğu alanlar özel alanlardır. Türkiye`nin veya dünyanın neresinde varsa orası çok özel olarak korunur. Ama burada maalesef böyle bir koruma tedbirinin olmadığını biz bir kez daha gözlemledik. Memleketimizi geleceğe taşımak, turizmini canlandırmak, ekonomisini belli bir seviyeye getirmek istiyorsak bunları korumamız lazım. Çünkü bu memleketi koruyabilecek tek alan turizmdir." ifadelerini kullandı.