Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen öldü. Pensilvanya'da yaşayan hain terör örgütü FETÖ'nün elebaşı Fetullah Gülen öldü. Örgütün internet sitesinden Gülen’in ölüm haberi duyuruldu. Gülen'in yeğeni Ebuseleme Gülen de sosyal medya hesabından FETÖ elebaşının ölümünü doğruladı.
Gülen, böbrek yetmezliği ve şeker hastalığının yanı sıra ayrıca demans sebebiyle tedavi görüyordu.
Fethullah Gülen Kimdir? Hayatı, Faaliyetleri ve Türkiye'deki Operasyonlar
Fethullah Gülen, 1941 yılında Türkiye’nin Erzurum ilinde doğan bir din adamı, vaiz ve yazardır. Daha çok kurucusu olduğu ve tüm dünyada "Gülen Hareketi" ya da "Hizmet Hareketi" olarak bilinen toplumsal hareketle tanınır. Fethullah Gülen’in hayatı, dini faaliyetleri, Türkiye’den ayrılışı ve sonrasındaki süreç, özellikle 2016’daki darbe girişimiyle birlikte derin tartışmaların odağı haline gelmiştir. Bu yazıda Gülen’in doğumundan, vaazlarına, Türkiye’den ayrılışına ve hakkında yürütülen FETÖ operasyonlarına kadar kapsamlı bilgiler bulabilirsiniz.
Fethullah Gülen Nerede Doğdu?
Fethullah Gülen, 27 Nisan 1941’de Erzurum’un Pasinler ilçesine bağlı Korucuk köyünde doğdu. Dindar bir ailenin çocuğu olan Gülen, küçük yaşlardan itibaren İslami ilimlere büyük ilgi duydu. Babası Ramiz Gülen ve annesi Refia Gülen, oğullarının eğitimine önem verdiler. Babası Ramiz Gülen, Gülen’in dini terbiyesini ve temel eğitimini bizzat kendisi verdi. Annesi Refia Hanım ise, küçük yaştaki çocuklara Kur'an öğretirken, oğlunun İslami bilgiye duyduğu ilgiyi de pekiştirdi.
Fethullah Gülen Nerede Vaaz Verdi?
Fethullah Gülen, gençlik yıllarında aldığı dini eğitimle Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde vaizlik yapmaya başladı. 1959 yılında Erzurum’da başladığı medrese eğitimi, vaizlik görevinde önemli bir rol oynadı. İlk resmi vaizlik görevi 1966 yılında Kırklareli’nde başladı. Daha sonra İzmir’deki Kestanepazarı Camii'nde verdiği vaazlarla dikkat çekti. İzmir’deki vaazları, geniş bir kitle tarafından takip edilmeye başlandı ve Gülen, burada birçok genç ve entelektüel insan üzerinde etkili oldu.
İstanbul’da da çeşitli camilerde vaaz veren Gülen, dinî anlatıları modern dünya ile uyumlaştırma çabası içinde oldu. Özellikle eğitime ve bilimsel gelişmelere verdiği önemle öne çıkan Gülen, vaazlarında hem İslami öğretileri aktarıyor hem de modern eğitim ve bilim ile dini inançların bir arada yaşanabileceğini vurguluyordu.
Fethullah Gülen Türkiye'den Ne Zaman Ayrıldı?
1990'lı yılların sonlarında, Gülen Hareketi Türkiye’de daha fazla dikkat çeker hale gelmiş ve bazı çevrelerce devletin içine sızmaya çalıştığı yönünde eleştiriler almaya başlamıştı. 1999 yılında, sağlık sorunları nedeniyle Fethullah Gülen, ABD’ye gitmeye karar verdi. ABD’ye yerleşme sebebi olarak sağlık problemlerini ve burada tedavi görmek istediğini belirtti. Bu tarihten itibaren, Pensilvanya eyaletinde, Saylorsburg bölgesinde bir çiftlik evinde yaşamaya başladı. Türkiye’ye bir daha dönmeyen Gülen, ABD’de kalmaya devam etti.
Fethullah Gülen'in Sağlık Sorunları ve Hastalıkları
Fethullah Gülen’in ABD’ye gitmesindeki ana sebeplerden biri, sağlık sorunlarıydı. Gülen’in sağlık problemleri arasında diyabet, kalp rahatsızlıkları ve yüksek tansiyon bulunuyordu. Özellikle diyabet nedeniyle zaman zaman ciddi sağlık sorunları yaşadığı biliniyor. Ayrıca göz problemleri ve mide rahatsızlıkları da Gülen’in bilinen sağlık sorunları arasında yer alıyor. Pensilvanya’daki yaşamı boyunca bu hastalıklar nedeniyle çeşitli tedavi süreçlerinden geçti.
Gülen Hareketi ve Etkileri
Fethullah Gülen’in önderliğinde başlayan ve zamanla küresel bir yapıya dönüşen Gülen Hareketi, dünya genelinde eğitim, medya, sağlık ve ticaret gibi alanlarda faaliyet gösteren büyük bir organizasyon haline geldi. Özellikle 1990'lı yıllardan itibaren Türkiye’de açılan okullar, dershaneler, yurtlar ve üniversiteler aracılığıyla büyüyen hareket, aynı zamanda uluslararası arenada da eğitim kurumları açmaya başladı.
Gülen Hareketi’nin temel misyonu, İslam'ı modern dünyayla uyumlu bir şekilde yaşama anlayışını savunarak, hoşgörü, diyalog ve eğitim yoluyla toplumsal sorunlara çözümler üretmek olarak tanımlanıyordu. Ancak zamanla bu hareketin devletin kritik noktalarına sızmaya çalıştığı yönünde eleştiriler de artmaya başladı.
Fethullah Gülen ve Ailesi
Fethullah Gülen'in ailesi hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır. Kendi ailesine dair kamuoyuna yansıyan fazla detay olmadığı gibi, evli olmadığı ve çocuk sahibi olmadığı da bilinen bilgiler arasındadır. Ancak kendisine çok yakın bir çevresi ve Gülen Hareketi’ne bağlı kişiler tarafından geniş bir ailesi olduğu şeklinde manevi bir bağlılık içerisinde olduğu söylenebilir. Gülen, hayatının büyük bölümünü dini ve toplumsal çalışmalarına adayan bir lider olarak bilinir.
FETÖ Operasyonları Ne Zaman Başladı?
Fethullah Gülen ve hareketine yönelik ilk ciddi eleştiriler 2010’lu yılların başlarında ortaya çıktı. Gülen Hareketi’nin devletin bürokrasi, yargı ve emniyet gibi kritik alanlarında örgütlendiği iddiaları, özellikle 17-25 Aralık 2013 tarihinde gerçekleştirilen yolsuzluk operasyonlarının ardından daha da güçlendi. Hükümet, bu operasyonların arkasında Gülen Hareketi’ne bağlı kişilerin olduğunu ve bu operasyonların bir "paralel yapı" tarafından gerçekleştirildiğini öne sürdü.
Bu süreçten sonra, Gülen Hareketi’ne bağlı olduğu iddia edilen kişilere yönelik "FETÖ" (Fetullahçı Terör Örgütü) adıyla anılan operasyonlar başlatıldı. Bu operasyonlar, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından yoğunlaştı. Darbe girişiminin arkasında Gülen Hareketi’nin olduğu iddia edildi ve hareket resmen terör örgütü olarak tanımlandı. 15 Temmuz gecesi Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki bir grup askerin gerçekleştirdiği darbe girişimi, halkın ve devlet kurumlarının direnişi sayesinde bastırıldı.
Darbe girişiminin ardından Türkiye genelinde FETÖ’ye yönelik geniş çaplı operasyonlar başlatıldı. Binlerce kişi gözaltına alındı, tutuklandı ya da kamudaki görevlerinden ihraç edildi. Gülen Hareketi’ne ait birçok okul, dershane, medya kuruluşu ve şirket kapatıldı ya da devlete devredildi. Fethullah Gülen, ABD’de yaşamaya devam etti ve Türkiye’ye iadesi için girişimlerde bulunulsa da bu süreç şu ana kadar sonuçlanmadı. Gülen ise 15 Temmuz darbe girişimindeki sorumluluğunu reddederek, hareketinin barışçıl olduğunu savundu.