Evlilik ve Boşanma
Türkiye'de büyük bir boşanma furyası yaşanmaktadır. Herkes mutsuz ve herkes boşanarak sorunu çözebileceğini sanmakta, ama aslında sorun daha da büyümektedir.
Mutsuzluğun sebepleri ve sorunun nedenleri çoktur. Bence en önemli neden, karı ve kocanın kanaatkar olmaması ve ikisinin de gözünün dışarda olmasıdır. Bir an önce insanlarımızı ıslah etmezsek ortada aile diye bir mefhum kalmayacak... Batıdaki gibi binlerce sahipsiz çocuğa da devlet bakacaktır. Fakat devlet laik olup dini terbiye vermediğinden, geleceğin sorunlu insanları yetişmiş olacaktır.
Boşanma vakaları tahmin edilenden fazla.. Her kesimden insan boşanıyor. Hem dindarından ve hem de laik kesimden.. Toplum çözülüyor, aile diye bir şey kalmıyor... ortada üç çocuk yapacak aile bile kalmayacak bu gidişle...
BOŞANMALARIN NEDENİ AŞKIN ÖLMESİ Mİ?
Son yıllarda artan boşanmalar gençler arasında aşkın öldüğünü düşündürmektedir. Önceki yıllarda boşanmaların evliliğin ilk 5 yılında artış sağladığı gözlemlenirken, şimdi evliliğin 2. yılında yoğun bir boşanma furyası gözlemlenmektedir. Bunun nedenleri neler olabilir?Bence buradaki boşanmaların çok olması karı koca arasındaki aşkın yok olması değil de aç gözlülük, tatminsizlik ve bıkkınlıktan kaynaklanıyor.... Ayrıca insanların evlilikten beklentileri yüksek. Evlenince her şeyin çok iyi olacağını düşünürler. Fakat evlenince tüm sorunların ve dertlerinin biteceğini düşünürken, evliliğin başka sorun ve dertlere yol açtığını görünce kaçmaya çalışıyorlar.
Bu durum aslında insanlarımızın sorunlarla mücadele etme reflekslerinin gelişmediğini, bu konuda gençlerin ciddi bir eğitimden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunun yanında uzun süren flört dönemi de evliliği öldürüyor. Çünkü taraflar, flört döneminde birbirlerini kandırma modundadırlar. Herkes iyi yönlerini ve hatta karşı tarafın kabul ettiği, hoşlandığı yönlerini ortaya koymaya çalışıyor. Yani her şey rol.
Fakat evlenince, şartlar değince, o flört dönemindeki davranışlar da ortadan kalkıyor. Bu da sonu gelmeyen tartışmalara ve ardından ayrılıklara yol açıyor. Evliliğin sürmesi sağlanmak isteniyorsa, gençlerimize sorunlarını nasıl çözecekleri eğitimi verilmeli, kanaatkar ve sabırlı olmaları öğütlenmeli ve ayrıca flört ortadan kaldırılmalıdır ya da flört ettikleriyle evlenmemelidirler.
EVLİLİKTE AŞKI TÜKETMEK
Evliliğin ilk yıllarında mevcut olan aşk ve sevginin büyümesi ve sürekliliğini koruması için bir çiçek gibi daima beslenmesi gerekir. O da tıpkı bedenimiz gibi beslenmeye ve büyütülmeye ihtiyaç duyar. Fakat genelde çiftler, sevgilerinin de bedenleri gibi beslenmesi gerektiğini unuturlar ve onu kendilerine verilmiş sürekli bir enerji olarak görürler. Hatta aşklarını çanta da keklik sanırlar. Bu aşkla tüm sorunlarını aşacağını düşünürler. Onlar aşklarının bitmeyeceğini ve hatta daha da derinleşeceğini zannederler.Sürekli ilk günkü aşkı arayanlar, aslında aşklarını ihmal edenler, beslemeyenler, korumayanlardır. Onlar, aşklarını tek başına yeterli görmüşlerdir.İşte burada yanılırlar.
Çünkü, aşkın da kendine has besine ihtiyacı vardır. (Aşkın besinlerinin her birisi ayrı konudur... )Çiftler, hayat yolculuklarında bu sevgilerini besleme veya yolculukları sırasındaki tüm ihtiyaçlarını bu sevgiden karşılama seçeneği ile karşı karşıya kalırlar. Genelde evli çiftler, yolculuklarındaki tüm ihtiyaçlarını bitip tükenmek bilmez sandıkları sevgilerinden karşılarlar. Sevgilerini, aşklarını ihmal ederler. Halbuki o bir çocuk gibi ilgi, şefkat ve merhamet bekler. O, hep çocuktur, içimizdeki çocuktur...
Bir gün gelir her şeyleri olur. Ev, araba, çocuk, iş ve kariyer... ama geriye dönüp baktıklarında sevgi ve aşklarının kalmadığını görürler. O zaman tüm bu sahip oldukları şeyler, onlara mutluluk vermediği gibi, hem kaybettikleri ilk günkü aşklarını ararlar ve hem de birbirlerini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalırlar. Artık karşılarında tanımadıkları birisi vardır.... Aslında bütün bunlara sahip olmak için verdikleri, takas ettikleri şey aşklarıydı...
Asıl akıllı olan kişi, yolculuklarındaki her şeyi almak için uğraşmayıp bu arada sevgilerini de besleyendir. Bu hayat yolculuğu uzun ve meşakkatlidir. Yol boyunca gördüğümüz her şeye sahip olmaya çalışırsak aşkımızı kaybederiz. Çünkü bunlara sahip olmanın bedeli aşkımızın kendisidir. Bir kalpte iki sevgi olmaz. Aşk şerik kabul etmez...Sevgileri büyüdüğünde belki her şeyleri olmayabilir ama mutlulukları vardır. Mutluluk, çok şeyin olması değil, eldeki şeylerle sevinebilmek, yeterli görmek, kanat etmektir... Biz sevgimizi dünya malına değiştirmeyelim...