Üsküdar Üniversitesi bünyesinde oluşturulan çalışma grubu, Türkiye'de piyasada bulunan 3 markanın elektrikli otomobillerinde elektromanyetik radyasyon ölçümü yaptı. Çalışma sonucunda bu araçların yaymış olduğu manyetik alan riskinin 0 ile 1,2 mikrotesla arasında olduğu tespit edildi.

Prof. Dr. Osman Çerezci yaptığı açıklamada, bu sonucun Uluslararası İyonize Olmayan Radyasyondan Korunma Komisyonu'nun (ICNIRP) 200 mikrotesla olarak belirlediği üst sınırın çok altında olduğunu söyledi.

ELEKTİRİKLİ ARÇLARA GEÇİŞ HIZLANACAK

Çerezci, üniversite bünyesinde elektrikli araçların yaydığı elektromanyetik radyasyonu incelemek için bir araştırma grubu oluşturduklarını belirtti. Çerezci, "İnsanlar bize elektrikli araçların güvenli olup olmadığını ve manyetik alanın bir risk oluşturup oluşturmadığını soruyorlar. Bu sorulara yanıt bulmak için objektif veriler elde ettik." dedi. Ayrıca, iklim değişikliği nedeniyle fosil yakıtlardan uzaklaşıldığını ve 2030 yılına kadar elektrikli araçlara geçişin hızlanacağını vurgulayan Çerezci, trafikteki araçların yüzde 20-30'unun elektrikli olduğuna dikkat çekti. Elektrikli araç kullanıcılarının manyetik alan maruziyeti hakkında bilgi sahibi olmasının önemine de değindi.

DSÖ'NÜN KABUL ETTİĞİ LİMİTİN ALTINDA

İnceledikleri 3 farklı elektrikli aracın farklı noktalarında ölçümler yaptıklarını aktaran Çerezci, bu ölçümleri hem araç park halinde şarj edilirken hem de 40 kilometre/saat ve 100 kilometre/saat hızlarında tekrarladıklarını kaydetti. Prof. Dr. Çerezci, "Biz burada özellikle manyetik alanı ölçtük. Çünkü söz konusu frekanslarda sağlık açısından en etkili parametre manyetik alan. Yaptığımız ölçümlerde aldığımız değerler genellikle 0 ile 1,2 mikrotesla seviyesinde bulundu. Bu değerler, Dünya Sağlık Örgütünün de kabul ettiği Uluslararası İyonize Olmayan Radyasyondan Korunma Komisyonu'nun öngördüğü limitlerin altında." dedi.

ICNIRP'nin manyetik alan limiti olarak 200 mikrotesla seviyesini belirlediğine dikkati çeken Çerezci, Çevre ve Orman Bakanlığı yönetmeliğindeki limitlerin de bu seviyede olduğunu belirterek, "ICNIRP kurumunun öngördüğü limitler 200 mikrotesla. Ülkemizde de 200 mikrotesla manyetik alan limiti sınır değer olarak kabul ediliyor. Bizim bulduğumuz değer 1,2 seviyesi olması nedeniyle riskin olabildiğince az olduğunu gösteriyor." diye ifade etti.

TAMİR SONRASI KONTROL EDİLMELİ

Elektrikli araçların hem hareket halinde hem de şarj edilirken manyetik alan yaydığını vurgulayan Çerezci, risk düşük olsa da araçların özellikle tamir sonrası manyetik alan sızıntılarının kontrol edilmesi gerektiğini söyledi. Şarj kablosu çevresinde daha yüksek manyetik alan seviyeleri tespit ettiklerini bildiren Çerezci, şarj sırasında araçta yolcu olmaması uyarısında bulundu. Prof. Dr. Çerezci, beyninde metalik implant bulunan veya kalp pili taşıyan kişiler için risklerin daha yüksek olabileceğini ancak genel olarak elektrikli araçlarda şu an önemli bir sağlık riski görmediklerini söyledi.

Elektromanyetik alanların her yerde bulunduğunu ve elektrikli olmayan araçlarda da risk görülebileceğini dile getiren Çerezci, "Yüksek gerilim hatlarının vermiş olduğu etkinin daha ciddiye alınması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bunlar okullarımızın üzerinden de evlerimize 10 metre yakından da geçebiliyor. Bunları kentsel dönüşüm planlaması içerisinde biraz daha dikkate alarak, yüksek gerilim hatlarının evlerden, yaşam alanlarından, parklardan daha uzakta geçiş koridorlarının düzenlenmesi lazım. Elektromanyetik radyasyon aynı zamanda çevre kirliliği oluşturuyor." dedi.

Kaynak: AA