Cezayirli yazar ve araştırmacı Pascal Boniface, Amerikan milyarderi Elon Musk’ı “dünyanın en zengin adamı” olmanın ötesinde, “dünyanın en tehlikeli adamı” olarak nitelendiriyor. Boniface'a göre Musk, etkisi açısından eski ABD Başkanı Donald Trump’tan bile daha tehlikeli. Özellikle Musk’ın, Trump’ın 2024 ABD Başkanlık Seçimlerini kazanmasında oynadığı rol, bu değerlendirmede önemli bir yer tutuyor. Musk, sahibi olduğu Tesla ve SpaceX gibi dev şirketlerle Trump’ın kampanyasına 259 milyon dolar bağış yaparak, ABD tarihinde bir başkanlık kampanyasına en fazla bağış yapan kişi oldu.
Musk, sahibi olduğu sosyal medya platformu X’i (eski adıyla Twitter), Trump’ın propagandasının bir aracı haline getirdi. Seçim günü yaklaşık 200 paylaşım yaparak, Trump yanlısı mesajlar ve seçim yolsuzluğu iddialarını milyonlara ulaştırdı. Bu paylaşımlar, manipüle edilen algoritmalar sayesinde 955 milyon görüntülenme aldı. Musk’ın bu süreçteki kişisel hesabı 213 milyon takipçi tarafından izlendi.
Trump’ın zaferinin ardından Musk’ın serveti, Tesla hisselerindeki %13’lük artış sayesinde bir günde 62,8 milyar dolar yükselerek toplamda 447 milyar dolara ulaştı. Trump ve Musk, seçim sonrası düzenlenen bir etkinlikte “ABD’yi yüzyıllar boyunca güçlü tutacak” planlardan bahsetti.
Avrupa ve Aşırı Sağ Partilere Destek
Musk’ın siyasi etkisi yalnızca ABD ile sınırlı kalmadı. Almanya’da aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi'ne (AfD) ve İngiltere’de Müslüman karşıtı Reform Partisi’ne açıkça destek verdi. Reform Partisi lideri Nigel Farage’a 100 milyon dolar bağışta bulunacağını duyurdu ancak Farage ile anlaşmazlık yaşayınca desteğini çekerek onu liderlikten uzaklaştırmaya çalıştı.
Bunun yanı sıra Musk, İngiltere’de yanlış bilgi yayarak Müslümanlara yönelik nefret suçlarını körüklemekle suçlanıyor. Örneğin, Liverpool’da bir Müslüman’ın üç kız çocuğunu öldürdüğüne dair yanlış bir haberi yaydı. Oysa olayın faili, İngiltere doğumlu, Hristiyan bir gençti. Bu tür manipülasyonlar, Müslümanlara yönelik saldırıları ve nefret söylemlerini artırdı.
Musk, X platformunu aşırı sağcı söylemleri ve komplo teorilerini yaymak için kullanıyor. İsrail ve Filistin arasındaki gerilimde de taraflı bir tutum sergileyerek, Filistin yanlısı içerikleri kısıtladı. Ayrıca, Arap dünyasına yönelik düşmanlık içeren mesajlarıyla dikkat çekti. Musk’ın bu tür davranışlarının, İslamofobi ve ırkçılığı daha da körüklediği belirtiliyor.
Musk’ın kızı Vivian Wilson, babasını “yalancı ve bağnaz” olarak nitelendirerek, onun Hristiyan değerlerine bağlı olduğu iddiasını eleştirdi. Vivian, babasının “çok eşli bir hayat sürdüğünü” ve “ırk ayrımcılığı içeren davranışlarda bulunduğunu” söyledi. Musk’ın, apartheid rejiminin hâkim olduğu Güney Afrika’da büyümüş olması da bu eleştirilerin temelinde yer alıyor.
Musk’ın X platformundaki etkisi, TikTok’u satın alma planlarıyla daha da genişleyebilir. ABD’de TikTok’un Çin bağlantıları nedeniyle baskı altında olduğu bir dönemde Musk, platformun Amerikan bir şirket tarafından satın alınmasını savunuyor. TikTok’u satın alması durumunda, Musk’ın sosyal medya üzerindeki etkisinin daha da büyümesi ve dünya çapında daha geniş bir manipülasyon gücü kazanması bekleniyor.
Dünyanın En Tehlikeli Adamı mı?
Elon Musk, finansal gücü, siyasi etkisi ve teknolojik yatırımlarıyla küresel çapta tartışmalı bir figür haline geldi. İslamofobi, ırkçılık ve aşırı sağ söylemleri yayması, onun dünya siyasetinde "tehlikeli bir güç" olarak algılanmasına neden oluyor. Pascal Boniface, Musk’ın Trump ile kurduğu ittifak ve medya üzerindeki kontrolü nedeniyle, onu “dünyanın en tehlikeli adamı” olarak tanımlıyor.