Mehmet Uçum, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye için en etkili hükümet biçiminin başkanlık sistemi olacağını söylediğini açıkladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı Avukat Mehmet Uçum, Habertürk'ten Kübra Par'a önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın istediği başkanlık sistemi ve Türk tipi başkanlık sistemi ile ilgili merak edilenleri açıkladı;
İşte Mehmet Uçum'un röportajındaki o bölümleri;
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanı olduğunuz için
başkanlık sistemiyle ilgili kafasında ne olduğunu en iyi bilen
isimlerden birisiniz. Erdoğan ne tip bir başkanlık sistemi
istiyor?
Türkiye’nin ihtiyacı başkanlık sisteminden önce yeni anayasadır.
Cumhurbaşkanı bunu dile getirdiğinde cumhurbaşkanlığının gündemi bu
zannediliyor. Bu doğru değil. Cumhurbaşkanının yeni anayasayı kendi
adına değil millet adına gündeme getiriyor. Yeni anayasa gündeme
taşındığı için hükümet biçimi konusunda da yaklaşım ortaya koyuyor.
Türkiye için en etkili hükümet biçiminin başkanlık sistemi
olacağını söylüyor. Bunu tarif ederken de Türk tipi ya da Türkiye
biçimi diyor.
Peki, bu Türk tipi başkanlık sisteminden kasıt
nedir?
Türkiye modeli ifadesi esas itibariyle küreselden düşünüp, yerel
davranmayı içeriyor. Dünyanın hiçbir ülkesinin anayasal sistemi
kendi tarihini, kültürünü, yerel özelliklerini dışlamaz. Evrensel
değerler ve ilkeler var. Türkiye biçimi dediğimiz model de,
evrensel ilkelerden, pratiklerden, kurallardan esinlenip, evrensel
standartların altına düşmeden kendi tarihimizle, kültürümüzle,
yerelliğimizle sentez yaptığımız bir modeldir. Kendi yerelliğimizi
göz ardı edersek Cumhuriyet’in kuruluşunda düştüğümüz hataya tekrar
düşeriz. Cumhuriyetin kuruluşunu Batı tipi bir medeniyet hedefiyle
gerçekleştirdik. Batı tipi devlet o günün anlayışıyla ulus devletin
üzerine oturuyordu. Ulus devlet ise etnisite gerektiriyordu. Bu
etnisiteye dayanmak dışlayıcılığı ortaya çıkarıyordu. Aydınlanmacı
ulus devlet anlayışı inanç değerlerini önemsizleştirdi. 1921’den
sonraki anayasalar sadece etnik anlamda değil, inanç ve kültür
değerleri anlamında da dışlayıcı anayasalardı.