AK Parti Kongre Merkezi'nde "Büyükelçiler ile İftar" programında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önemli mesajlar verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmalarından öne çıkan satırbaşları...

Ramazan ayının İslam dünyası başta olmak üzere dünyaya barış getirmesini temenni ediyorum. Ramazan ve oruç, insanların her yıl 1 ay süreyle katıldığı bir ruh şölenidir. Geniş bir yelpazede buna şahit ediyoruz. 11 ayın sultanı olan Ramazan-ı Şerif'in tüm insanlığa huzur getirmesini Rabbim'den niyaz ediyorum. Bizim için Ramazan ve oruç 1 ay boyunca aç ve susuz kalmak değildir. Ramazan boyunca dayanışmayı ve paylaşmaya daha fazla yüceltirken dünyanın dört bir yanında ihtiyaç sahiplerini yaşadıklarını da kalbimizde hissetmeye çalışıyoruz. Türkiye'nin bütün gönül dostlarını 16 kez buluşturan bu soframızın bölgemizde ve dünyada barışa vesile olmasını temenni ediyorum.

"SİYASİ VE ASKERİ PATLAMALAR OLACAKTIR"

 Koronavirüs salgını ile başlayan daha sonra patlak veren savaşlarla derinleşen ekonomik sıkıntıların dünyanın birçok ülkesinde devam ettiğini görüyoruz. İslam düşmanlığı, göçmen karşıtlığı, ticaret savaşları, kural ve hukuk temelli uluslararası sistemi çıkmaza sürüklüyor. Güven azaldıkça tedirginlik artmakta ve 'her koyun kendi bacağından asılır' anlayışı yayılmakta, orman kanunları öne çıkmaktadır. Kelimenin tam anlamıyla altta kalanın canının çıktığı daha adaletsiz daha acımasız uluslararası bir gerçeklik inşa ediliyor. Önüne geçilmezse bunun varılacağı yer, siyasi ve askeri patlamalar olacaktır. Bunun işaretleri görülmeye başlamıştır. Sorunları zamana bırakarak, sorunlara gözlerimizi kapatarak, gelen tehlikeye kayıtsız kalarak hiçbir yere varamayız. 'Dünya 5'ten büyüktür' şiarıyla verdiğimiz mücadele, bırakın mücadele bırakın sorun çözmeyi kendisi sorun üreten işte bu küresel sistemin yerine daha kuşatıcı yapının inşası içindir. Küresel karar alma mekanizmalarını dünyanın değişen şartlarına uyum sağlama vakti çoktan gelmiştir.

SORUNLARI ZAMANA BIRAKARAK GÖZLERİMİZİ KAPATARAK HİÇBİR YERE VARAMAYIZ"

Şayet önüne geçilmezse bunun varacağı yer üzülerek söylemeliyim ki, askeri veya siyasi patlamalar olacaktır. Sorunları zamana bırakarak, gözlerimizi kapatarak, gelen tehlikeye kayıtsız kalarak hiçbir yere varamayız. Dünya 5'ten büyüktür şiarıyla verdiğimiz mücadele bırakın sorun çözmeyi kendisi sorun üreten küresel sistemin yerine daha kuşatıcı bir yapının inşası içindir. Küresel karar alma mekanizmalarının dünyanın değişen şartlarına uyum sağlamasının vakti çoktan gelmiştir. Dünya nüfusunun dörtte birini oluşturan müslümanların artık karar alma süreçlerinde hak ettikleri şekilde temsil edilmesi gerekiyor.

"BİZ DOST ACI SÖYLER PRENSİBİNE İNANANLARDAN BİRİYİZ"

BM Güvenlik Konseyi'nde veto yetkisine sahip bir İslam ülkesinin bulunması ihtiyaçtan öte artık bir zorunluluktur. Ancak 5 daimi üyenin adaleti esas alan güç paylaşımına gitmek yerine güç temerküzüyle sorunları bastırmayı görmekteyiz. Bu değişim dalgasına direnildikçe sorunlarımızın hem sayısı hem de ölçeği büyümeye devam edecektir. Bütün bu gerçeklikleri açık yüreklilikle değerlendirmemiz kimi dostlarımızı memnun etmediğinin bilincindeyiz. Ama biz dost acı söyler prensibine inananlardan biriyiz.

"İYİ GÜNDE DOST VE KARDEŞ BİLDİĞİMİZ İNSANLARIN KÖTÜ GÜNLERİNDE DE YANLARINDA OLMAYA ÇALIŞIYORUZ"

Krizlerle çevrili coğrafyada enerji güvenliği, terörle mücadele, gıda güvenliğinden kalkınmaya kritik roller üstleniyoruz. Sayısını 163'ten 263 çıkardığımız dış temsilciliklerimizle faaliyet gösteren TİKA'mızla, Türkiye Maarif Vakfımızla, Yunus Emre Enstitüsü, AFAD, Kızılay gibi kurumlarımızla nerede ihtiyaç varsa orada olmanın gayretindeyiz. İyi günde dost ve kardeş bildiğimiz insanların kötü günlerin de yanlarında olmaya çalışıyoruz.

"ATEŞE KÖRÜKLE GİTMEDEN KRİZE ÇÖZÜM ÜRETMEYİ AMAÇLADIK"

Bu süreçte ilkemiz şudur; mazluma da zalime de kimlik sorulmaz. Biz kriz bölgelerine bakarken etnik aidiyet, inanç, renk, kökeni yalnızca el uzatılması gereken insanlar görürüz. Ukrayna'nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne desteğimizi sürdürürken muhtemel çözümün ne Rusya ne Ukrayna'sız olabileceğine inanıyoruz. Ateşe körükle gitmeden krize çözüm üretmeyi amaçladık. Savaş şartlarına rağmen müzakere ve uzlaşının mümkün olabileceğini gösterdik. Gelinen nokta da bu yaklaşımların ne kadar gerçekçi ve isabetli olduğuna hep birlikte şahit oluyoruz.

Akerdoğan1

"KALICI BARIŞ ANCAK ADİL VE ONURLU BİR BARIŞLA MÜMKÜNDÜR"

Kalıcı barış ancak adil ve onurlu bir barışla mümkündür. Bunun yolu da iki tarafın temsil edildiği müzakere sürecinden geçiyor. Bölgemizin kan, çatışma ve gözyaşına doyduğunu artık herkesin, tüm tarafların görmesini ümit ediyoruz. Tek masumun ölmemesi için müzakerelere ev sahipliği dahil her türlü desteği vermeye hazır olduğunu ifade etmek istiyorum.

"GAZZELİ KARDEŞLERİMİZİ TOPRAKLARINDAN SÖKÜP ATMAYA KİMSENİN GÜCÜ YETMEYECEKTİR"

Filistin halkı bu Ramazan'ı da acıyla karşıladı. İsrail'in hukuk tanımaz şımarık tavırlarıyla ateşkes umutlarının solmaya başladığını görüyoruz. Netanyahu hürümeti ateşkes anlaşmasını istismar etmek için her yola başvuruyor. Bir de Mescid-i Aksa'yı hedef alan kışkırtmalarıyla İsrail'li yetkililer ateşle oynamaktadır. İlk mescidimiz Mescid-i Aksa'nın kırmızı çizgimiz olduğunu bu gün bir defa muhataplarına hatırlatmak istiyorum. Gazzeli kardeşlerimizin hayatını feda ettikleri topraklardan söküp atılmasına kimsenin gücü yetmeyecektir. Gazze'ye insani yardımda bulunan ülkelerin başında geliyoruz. Yaklaşık 100 bin ton yardımı dost ülkelerinin de desteğiyle Gazze'ye ulaştırdık.

"İSRAİL BÖLGEDE İSTİKRARSIZLIK ÜRETEREK KENDİ GÜVENLİĞİNİ SAĞLAYAMAZ"

Uluslararası Adalet Divanı, BM İnsan Hakları Konseyi ve Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin işletilmesi için gayret gösterdik. Yürüttüğümüz diplomatik temasların katkılarıyla 9 ülke daha Filistin'i tanıdı. İsrail, bölgede istikrarsızlık üreterek kendi güvenliğini sağlayamaz. 1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin devleti kurmadan İsrail de aradığı huzura kavuşamayacaktır. Filistin halkını destekleyeceğimiz gibi, Kudüs'ün özellikle Harem-i Şerif'in tarihi statütüsüne riayet edilmesinin takipçisi olacağız.

"PUSUDA BEKLEYENLERE, ELLERİNİ OVUŞTURANLARA FIRSAT VERMEYECEĞİZ"

Suriye'de 8 Aralık'ta Esad rejiminin devrilmesiyle yeni dönem başlamıştır. Toprak bütünlüğü, siyasi birliğini sağlamış, tüm komşular için güven ve istikrar kaynağı olan Suriye'nin inşası en büyük temennimizdir. Yeni yönetimin gayretlerini takdirle karşılıyor, kendilerine gereken her türlü desteği sağlıyoruz. Dünyadaki hemen hiçbir ülkenin böyle ağır yükün altından tek başına kalkması mümkün değildir. Hepimizin Suriye halkının ülkelerini yeniden ayağa kaldırma çabalarına güçlü destek olması gerekiyor. Suriye'deki etnik ve dini aidiyetleri kışkırtarak bu ülkenin istikrarsızlığından medet umanlar hedeflerine ulaşamayacaklarını bilmelidir. Bölgemizin 1 asır önce olduğu gibi tekrar yeni haritalar üzerinden parçalanmasına, dizayn edilmesine müsaade etmeyeceğiz. Pusuda bekleyenlere, ellerini ovuşturanlara fırsat vermeyeceğiz. Terörsüz Türkiye hedefiyle yürüttüğümüz çalışmaların amaçlarından biri de bu kirli ve kanlı planlara engel olmaktır. Kulaklara fısıldanan senaryoları da çok iyi biliyoruz. Emperyalist senaryolara figüranlık yapanların akıbeti eninde sonunda buruşturulup bir kenara atılmaktır. Tarihin tekerrür etmesi istenmiyorsa izlenmesi gereken yol bellidir. Türkiye olarak güvenliğimize yönelik her türlü tehdidi kaynağında etkisiz hale getirme kudretine hamdolsun ziyadesiyle sahibiz. Ne ülkemizin ne bölgemizin geleceğine, teröre yer olmadığını herkesin anlamasını, kabullenmesini, sonu hüsranla bitecek ham hayallerle bitecek planlara koşmak yerine planlarını bununla ilgili yapmasını tavsiye ediyoruz.

"TÜRKİYE'SİZ BİR AVRUPA GÜVENLİĞİ DÜŞÜNÜLEMEZ"

Ermenistan'la normalleşme sürecini ilerlettiğimiz gibi Azerbaycan ile Ermenistan arasında kalıcı barışı tesis edecek anlaşmayı bekliyoruz. Doğu Akdeniz ve Ege'deki istikrar ortamının korunmasını arzu ediyoruz. Komşumuz Yunanistan'la karşılıklı adımlarla tesis ettiğimiz olumlu atmosferden yanayız. Ata yurdumuz Orta Asya'daki kardeş cumhuriyetlerle her alanda yakın ilişkilerimiz sürüyor. Uzaktaki gönül coğrafyamızda ilişkilerimizde Asya, Latin Amerika, Afrika politikalarımızın somut sonuçlarını alıyoruz. Avrupa Birliği'ne üyelik sürecimizi stratejik önceliğimiz olarak görüyoruz. Türkiye'nin yer almadığı Avrupa'nın küresel aktör olarak varlığını sürdürmesi giderek imkansız hale geliyor. Türkiye'siz bir Avrupa güvenliği düşünülemez.

Kaynak: Haber Merkezi