CHP Genel Başkanı Özgür Özel partisinin grup toplantısında gündeme dair konularda konuşuyor...
Konuşmasının başında Rize Çayeli'nde bir vatandaşın hayatını kaybettiği heyelana dair konuşan CHP Lideri Özgür Özel, önlem alınması uyarılarının dikkate alınmadığını belirterek "Daha beterleri kapıda diyorlar. Bu konuda tedbir alınması gerekiyor." dedi.
Özgür Özel'in konuşmasından öne çıkan satırbaşları...
Geçtiğimiz aylarda hatırlıyorsunuz hayvan hakları yasasında itlaf vardı. Buna karşı bu grup muhteşem bir direnişle itlafı çıkardı.
Devamında kadının soyadı mücadelesinde büyük bir mücadele verdik ve bu yasa da uygun hale geldi.
DİYABET HASTASI ÇOCUKLAR İÇİN ÇAĞRI
Minik evlatlarımız vardı, onlar bize sorumluluğumuzu hatırlatıyorlar. Türkiye 30 binden fazla diyabet hastamız var.
Ne yapılmalı, bir sensör var kola takılıyor annenin babanın cep telefonuna anında aylık raporlar gidiyor. Anne baba 3 yaşındaki evladının sabah 8’de parmağını delip kan şekeri ölçme derdinden kurtuluyor. Bunu Avrupa'da ödemeyen devlet yok. Biz her şeye para buluyoruz bu evlatlara bulamıyoruz.
Sözler alınıyor, olumsuz konuşan yok ama ilerleme de yok. Buradan bir kez daha 30 bin evladımızın ‘Parmağımızdaki acıyı kalbinizde hissedin’ çağrısını tekrarlıyorum.
"BU GRUP MECLİS'TE BÜYÜK BİR DİRENİŞ KOYDU"
İsrail Türkiye arasında savaş çıkacak dediler. çıkacak diyenler hadi bakalım savunma sanayi fonu. Yok zamanda milletten para toplayıp bu grup Meclis'te büyük bir direniş koydu ve bu yasa da geri çekildi.
Etki ajanlığı yasasını AKP bir yazmış herkes ajan. Dedik ki arkadaşlar kırmızı alarm veriyoruz. Nu yasa geçmemeli dedik. Bu grup geçen hafta mücadele verdi ve yasa geri çekildi.
ETKİ AJANLIĞI DÜZENLEMESİ
Bir yasa getirdiler adı etki ajanlığı. Bir yazmış AKP grubu herkes ajan... Kırmızı alarm ilan ediyoruz dedik, bu yasa geçmeyecek elden gelen ne var yapılacak dedim gruba. Grup bu talimatı aldı. Mücadele verildi. Etki ajanlığı yasası geri çekildi. Taslağı hazırlasınlar ajana ajan desinler. Ama MİT'in istediği veya devletin, güvenlik güçlerinin istediği öğrenciyi, öğretmeni, öğretim görevlisini, gazeteciyi tehdit etmeyen bir maddeyi yazacak akıl beceri bu ülkenin bürokrasisinde var. Yazın, oturmaya biz varız. Geçen haftakine benzer bir metnin orasını burasını değiştirip aynı niyetle getirmeyin. Kırmızı alarm kalkmadı sarıya çevirdik.
"22 GÜN OLDU, İDDİANAME YOK"
Esenyurt'ta yapılan CHP MYK'ya dikkat çeken Özel, tutuklanan Ahmet Özer hakkında hala bir iddianame hazırlanmadığının altını çizip söyle konuştu, "Hep birlikte demokrasiye karşı girilmiş, siyasi darbe girişimine karşı ne yapmamız gerektiğini konuştuk. O gün tutukladın, sonra gizli tanık yarattın. Güya o gizli tanığın ifadesiyle iddianame yazacak. Tek sanıklı dava 22 gün oldu iddianame yok. Delillerin yaratıldığı sürecin adalet getireceğine kimse inanmaz. Esenyurt'ta kimse böyle bir sürece inanmıyor. AK Parti ve MHP'ye kötü haberim şu; gidin Esenyurt'u gidip dolaşın. Esenyurt'ta yapılan araştırmalarda, işgale yüzde 81 ile itiraz ediyor. Ahmet Özer'e oy vermeyen 5 kişiden 4'ü 'haksızlık yapılıyor' diyor. Esenyurt'u yönetecek kişinin gruptan seçilmesi lazım. Tayyip Erdoğan'ın atadığı kişinin Esenyurt'u yönetmesi Erdoğan için tükenmişliğin, yenilginin göstergesidir. Bu mızıkçılığın gözünü hırs bürümüşlüğün cevabını Esenyurt'tan alacaksınız.
81 İL BAŞKANI ESENYURT'A GELECEK
Önümüzdeki Pazar gün 81 il başkanımız Esenyurt’ta olacak. Mücadelemizi Esenyurt’un 43 mahallesine taşıyacağız. Kayyımın nasıl ihaleye giren şirketleri durdurduğunu, kayyımın zor durumda olan Esenyurt’u nasıl paçasından aşağıya çekmeye çalıştığını da anlatacağız.
"POLİS VE VEKİLLERİMİZE TEŞEKKÜR EDİYORUM"
Kendi partilerimize söyledim; Bir polisimizi dahi incitmeyin. Biz nasıl incitmediysek onlar da kanunsuzluğa ayak uydular ama bizi incitmediler. Hepsine teşekkür ediyorum. Biz başkanımızın arkasındayız. Ahmet Özer mahkemede kumpasları aşacaktır.
YENİDOĞAN ÇETESİ SKANDALI
Bir anda yenidoğan çetesi yankılanırken Sağlık Bakanı gelmiş mecliste yenidoğan ünitelerini nasıl yöneteceğine dair bütçe istiyor. Bakan olduğu günden bugüne kadar onun döneminde yaşanan yaşanıyor. Hastane sahipleri o kadar hatırı sayılı kişiler ki hala kapanmadı. O kadar şımarmışlar ki; savcıyı tehdit ediyor. Savcı beyin canına tak ederek yeni operasyon başlayarak ortaya çıkıyor. İhbardan sonra bile çocuk ölümleri devam ediyor. O sürecin sağlık müdürü bugün "sağlık bakanıyım" diyor. Kendisine bakan muamelesi yapılmasını bekliyor. O istifa edilip hesap verilecek. O zamana kadar kimse sizin yüzünüze bakmayacak. 47 sanık var bir tanesi devlet memuru değil. Neden? Çünkü beyefendi ortada kalacak. Bu millet her şeyi gördü.
YUSUF TEKİN'E SERT TEPKİ
Bu ülkenin bakanı Anayasa'nın ilk 4 maddesi üzerinden laikliğe saldırılıyor. 22 yıllık kutuplaşma siyasetinde uydurma ne varsa hepsini 1 cümlede hallediyor. Eğer o anayasayı yapanlar, Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere bu ülkeyi kuranlar olmasaydı o camilerde o ezanlar okunmuyor olurdu.
Milli Eğitimi tarikatlara yönettiren bir bakan ile karşı karşıyayız. Öğrencilerin yüzde 25'inin elinde en az birinin bıçak olan, okula aç giden, bir ayran alamayan, yemek dağıtma sözünü unutan, okulları pislik götüren bir bakansın.
TEĞMENLERE İHRAÇ TALEBİNE SERT TEPKİ: SAHİP ÇIKMAK VATAN BORCUDUR
Bu törende 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' dediler diye askerlere hiçbir şey olmadı. Gerici, hizbullah kafası harekete geçti. 8 gün önce elini sıktığı, selamını aldığı, şakalaştığı, madalyasını taktığı o birinci, kadın teğmenimiz başta olmak üzere hepsine saldırmaya başladı. Sonra soruşturmalar, darbeci diyenler.. Suç; güya emre itaatsizlik. Esas karın ağrısı 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' demesi! Bu darbecilikmiş, 28 Şubat'mış. 28 Şubat'ta Mustafa Kemal yok birader. Meseleyi 28 Şubat'a götürmeye çalışanlara diyorum ki bu mesele sizin hazımsızlığınız. Keşke Yunan kazansaydı diyen deli Kadir'in askerleriyseniz bilelim.
"15 TEMMUZ'DA GÖRDÜK"
Ama 15 Temmuz günü gördük Fetullah Gülen'in askerleri ne yaptı bu ülkeye. O yüzden 14 yıl önce Balyoz kumpasında biz bu ülkeye kumpas kuruldu derken biz Silivri Cezaevi'nde, Hasdal Cezaevi'nde bugünkü Genelkurmay Başkanı'nın, bugünkü Milli Savunma Bakanı'nın devrelerini, arkadaşlarını, silah arkadaşlarını ziyaret ederken o gün o kumpası kuranlarla ülkeyi bugün yönetenler etle tırnak gibiydiler.
Ne istediyse veriyorlardı. Savcıya yetki de veriyordu, zırhlı araç da veriyordu. O da orduyu eziyordu. O günden bugüne bu ordu hem Hava Kuvvetleri'nde, hem Deniz Kuvvetleri'nde, hem Kara Kuvvetleri'nde ne kadar kan kaybetti ise bir mümessili geçen geçtiğimiz haftalarda ölen ve şimdi hesap veren Fethullah Gülen ise diğer müsebbibi de bu işin Fethullah Gülen Cemaati kadar onların önünü açan, onların yolunu açan, her makamı onlara veren Recep Tayyip Erdoğan'dır.
Bunun için AK Parti'nin ve MHP'nin kıymetli seçmenlerine diyorum ki bulduğunuz her AK Parti yöneticisine, bulabilirseniz meydanda, sokakta AK Parti'nin milletvekillerine ulaşabildiğiniz herkese söyleyin. Bu yol, yol değil. Bir kez gittik, bu memlekete felaketi yaşattık.
Sadece anlı secdeye değiyor diye, ki orada da takiye yapıyordur o, sadece anlı secdeye değiyor diye birtakım cemaatlerin, tarikatların önünü açıp, liyakate değil, sadakate bakanlar, bu ülkeye felaketi yaşattılar.
Onun için Mustafa Kemal'in askerlerine, onun teğmenlerine sahip çıkmak bu milletin askerlik kadar kutsal vatan borcudur, millet borcudur.
"GENELBAŞKAN YARDIMCIM MİLLİ SAVUNMA BAKANI YAŞAR GÜLER İLE 3 KEZ GÖRÜŞTÜ"
Şunu diyorlar: Aman, bir şey yapın! Milli Savunma Bakanı'yla görüşün. Görüşmediğimizi kim biliyor? Dün yazmış biri: 'CHP, Milli Savunma Bakanı'ndan randevu almalıdır' Yankı Bağcıoğlu, emekli tümamiral, benim genel başkan yardımcım, üç kez, üç kez, ikisi yüz yüze, bir tanesi telefon üzerinden görüşme yaptı.
Sayın Yaşar Güler'le. Hepsini atılacak noktadan, güya buralara Sayın Yaşar Güler'in ve teğmenlerin atılmasını doğru bulmayanların mücadelesiyle gelinmişmiş.
"MESELE TEĞMENLERİ ATIP ATMAMAK DEĞİL"
Mesele o değil. Mesele, bütün teğmenleri atmak ya da bir tek teğmeni atmak. Bütün mesele şudur: Oradaki iyi niyeti görmeden, oradaki gençlik heyecanını görmeden, oradaki atanmışlığı, oradaki adanmışlığı görmeden, o ilk günün heyecanından bir darbe yapılanması çıkarmak siyasi hesaptır, kötü ve siyasi hesaptır.
Oradaki çocukların yaşında Yaşar Güler de oldu. Bugünkü kuvvet komutanları da..."
BAKAN TEKİN'E: BİN GÜNAHIN VAR
Özgür Özel, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e de seslenirken, "Bir Milli Eğitim Bakanı var, Anayasa'nın ilk 4 maddesinden laiklik ilkesine Batman'da dümdüz saldırıyor. Neymiş camiler ahıra çevrilmiş. AK Parti'nin kutuplaşma siyasetinde kullandığı ne kadar yalan varsa kullanıp, bana sahip çıksınlar diye aklınca uyanıklık yapıyor. Laiklik din düşmanlığıymış da camiler öyle olmuş da... Bu ülkeyi kuranlar, o anayasayı yapanlar olmasaydı o camilerde ezan okunmuyordu" ifadelerini kullandı.
Bakan Tekin'e seslenen Özel, "Eğitimde fırsat eşitliği yerlerde sürünen, öğrencileri aç bırakan, okulları vakıflara derneklere peşkeş çeken bir bakanla karşı karşıyayız. Sen okullarda öğrencilere yemek dağıtma sözünü unutan, 'Yemek dağıtalım' dediğimizde o kapıları bize kapatan, öğrencileri aç bırakan bir Milli Eğitim Bakanısın. Okulları pislik götürürken, 30 bin eleman almak için başvuran, belediyelere kapatan birisin. CHP camileri ne ahır yaptı ne kapattı. Köyün cemaati cephede çarpışırken, camilerde ıslanmasın diye mühimmatı saklayan, bunun üzerinden utanç yalanlarını atana diyorum ki; senin yaptığın bin günahı var. O yüzden bu hadsizin bu küstahın söylediği sözlere laf yetiştirmek yerine derdini görmek lazım" diye konuştu.
TEĞMENLERİN KILIÇLI YEMİNİ
30 Ağustos’taki Kara Harp Okulu mezuniyet törenin ardından teğmenlerin kılıç çatma töreni düzenleyerek “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atmasının ardından başlayan soruşturma ve tartışmalar sürüyor.
Teğmen Ebru Eroğlu ve Teğmen İzzet Talip Akarsu'nun da içinde bulunduğu 5 teğmenin ihraçlarının tebliğ edilmesinin ardından alay komutan vekili, bölük komutanı ve tabur komutanının da ihraç talebiyle disipline sevk edildiği iddia edildi.
MSB kaynakları da konuyla ilgili kapsamlı bir açıklama yaptı. Açıklamada “Yüksek Disiplin Kurulu’na 10’un altında isim gönderildi. Bölük komutanı, tabur komutanı ve alay komutan vekili de disipline sevk edilenler arasında” dendi.
Soruşturmanın okunan metnin içeriği ve atılan sloganla ilgili olmadığı belirtilen açıklamada “Disiplinsizliğin hiçbir ‘ama’sı olmaz” dendi.