İstanbul'da Çekmeköy Belediyesinin düzenlediği toplu açılış ve proje tanıtım töreninde konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kreş açılışının, kadınları sosyal hayatın içine katması ve çocuğun okul öncesi eğitimini sağlaması açısından gelecek nesillere yapılacak en önemli yatırımlardan birisi olduğunu söyledi.
BAŞKAN ÇERKEZ'E TEŞEKKÜR ETTİ
Kreşin yapımında katkısı olan birisinin emeğinin görülmemesi halinde hak yenmiş olacağını dile getiren Özel, "Burada, protokolde Başkanımızın (Çekmeköy Belediye Başkanı Orhan Çerkez) yanında Sayın Ahmet Poyraz oturuyor. Önceki dönem, üç dönem üst üste Adalet ve Kalkınma Partisinden seçilmiş, Çekmeköy'e hizmet etmiş. Son seçimlerde demokratik bir yarışla Orhan Çerkez'e devretmiş Başkanımız buranın temelini atmış. O günkü Belediye Meclis üyelerine ve Ahmet Poyraz'a böyle bir temeli attığı için, Orhan Çerkez'e de bu vefalı davranışı için yürekten teşekkür ediyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar." diye konuştu.
Çekmeköy'ün 1994'te belde olarak kurulduğunu, 2009'dan itibaren ilçe olarak yönetildiğini aktaran Özel, burasının daha önce CHP'nin hiç kazanmadığı bir belediye olduğuna dikkati çekti.
Özel, "Çekmeköy bir süredir Cumhuriyet Halk Partisini çağırıyordu, davet ediyordu. Bu seçimlerde Başkanımız her iki Çekmeköylüden birinin oyunu alarak görevi devraldı. Ve o günden itibaren seçilen tüm belediye başkanlarımızı yakın takip ediyorum. Ancak Orhan Çerkez sokakta olan, halka dokunan, sanki birkaç dönemdir Çekmeköy'de Belediye Başkanıymışçasına bir performans sergileyen bir belediye başkanımız." ifadelerini kullandı.
Bugün Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün annesinin adı verilen Zübeyde Hanım Çocuk Bakım Evi'ni, iki yeni kreşi, kadın emeği pazarını, emekliler lokalini, doğal yaşam alanını, hayvan barınağı ile Yaşar Doğu Parkı Sosyal Tesisleri'ni açtıklarını aktaran Özel, "Orhan Başkan'ın ilk beş yılı dolmadan Çekmeköy'ün 21 mahallesinin her birine kreş sözü var. Kreşin, kadının sosyal statüsü, iş yaşamına katılmasına, çocuğun gelişimine katkılarından dolayı bu söz verilmiş en kıymetli sözdür. Bu sözün tutulmasını ve bu sözün tutulmasıyla birlikte yeni projelerin yapılmasını dikkatle takip edeceğiz." dedi.
- İSTANBUL'DA KREŞLERİN DURUMU
Yoksulluğu yöneten anlayışı reddettiklerini vurgulayan Özel, şöyle devam etti: "Ben ilk duyduğumda şöyle bir baktım, danışman arkadaş uyardı. İstanbul'da kreş yılda 400 bin lira, ayda 40 bin lira. Bu (açılan kreş), 10'da biri gibi sembolik bir fiyat. Biz, 17 bin lira gibi asgari ücret almış birinin İstanbul'da ev kirası ödemesini, tavsiyelere uyup 3 hatta 5 çocuk yapmasını, onları beslemesini, giydirmesini, büyütüp okula göndermesini istiyoruz. Bir tarafta bir çocuğun kreşine 400 bin lira alan bir sistem var. Belediyelerimizin bu yatırımları bu anlamda önemli ama 17 bin lira asgari ücretin olduğu yerde, ev tutarsan aç kalırsın, karnını doyurursan sokakta kalırsın, çocuğu doğurursan 'aferin' alırsın ama ne doyurursun ne uygun eğitim verebilirsin. Bu düzene en temelinden hep birlikte müdahale etmemiz gerekiyor."
ÇOCUK YOKSULLUĞUNA DİKKAT ÇEKTİ
Konuşmasında çocuk yoksulluğuna dikkat çeken Özel; Türkiye’de her üç çocuktan biri yoksulluk çektiğini belirterek "Hükümet, çocuk yoksulluğunu azaltma konusunda son derece başarısız" diye konuştu.
Özel sözlerini şöyle sürdürdü: "İşin kötüsü bilgisiz, vizyonsuz ve hedefsiz. Yani hükümetin önünde halledilecek işler listesinde ‘çocuk yoksulluğu’ yazmıyor bile. Oysa geçtiğimiz günlerde Orta Vadeli Program’a dikkatle baktık, çocuk yoksulluğunu nasıl çözecek diye. Bu konuda yazılan bir tek kelime, konulan bir tek hedef, paylaşılan bir tek veri ve çözüme yönelik bir tek adım görmedik. Türkiye’de 2023 itibarıyla 7,6 milyon çocuk yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Çocuk yoksulluğu, yetişkin yoksulluğunu aşan ve ondan daha yüksek ölçülen bir mesele. Bütün dünyada da böyle, Türkiye’de de böyle. Yaklaşık 2 milyon çocuk derin yoksullukla karşı karşıya."
SOSYAL BELEDİYECİLİK MESAJI
CHP’li belediyelerin her zaman vatandaşın yayında olduğunu söyleyen CHP Lideri özel şöyle konuştu, “Ekonomik krizlerde, doğal afetlerde sosyal demokrat belediyeciliğin gereği olarak belediye başkanlarımız hep vatandaşın zor zamanda yanında oldu. Sosyal belediyecilik, sosyal eşitsizliklere müdahale etmeyi gerektirir. Bugün Türkiye’de maalesef yoksulluğun kabul edildiği ama yok edilmek yerine yönetilmesinin tercih edildiği bir sistem var. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak gelir adaletsizliğine itiraz ediyoruz.
Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu zengin ülkenin daha büyümesini, daha çok kazanmasını, daha çok üretmesini, artanı ve mevcut olanı adil paylaşmasını öneriyoruz. ‘Sen yoksulsun, yoksul kal. Biz seni ne oradan çıkarırız ne de tek başına bırakırız’ anlayışı, yoksulluğu yöneten anlayışı reddediyoruz. O yüzden Cumhuriyet Halk Partisi belediyeleri gelecekteki Cumhuriyet Halk Partisi iktidarına kadar yoksulluğu yok etmek üzere, sisteme en temelinden yapacağımız müdahaleye kadar, toplumun en zenginleri ile neredeyse fakirlerinin aynı vergileri ödediği, bugün vergilerin yüzde 69’unun dolaylı olarak toplandığı, yani sütten alındığı, ekmekten alındığı, mazottan alındığı, sudan, elektrikten alındığı, fabrikatör ile fabrikanın asgari ücretli bekçisinin aynı vergiyi ödediği ve bunun toplam verginin yüzde 69’u olduğunu bilelim.
''YOKSUL, SOSYAL YARDIMA İHTİYAÇ DUYMADAN YAŞAYACAK''
Ayrıca bunun üstüne yüzde 20, yani maaşlardan alınan vergiler eklendiğinde yüzde 89 vergi hepimiz tarafından, maaştan kesilen ya da elektrik faturası ile ödenen, süt alınca ödenen, su alınca ödenen, çocuk bezine ödenen, ilaca ödenen vergiler toplam verginin yüzde 89’u. Geriye kalan yüzde 11 esas vergi vermesi gerekenlerin, kazananın kardan verdiği vergi. Bu işte bir yanlışlık yok mu? Bunu konuşmayacak mıyız? Buna itiraz etmeyecek miyiz?
"MEHMET ŞİMŞEK ŞAKA MI YAPIYOR?"
Konuşmasında Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e de sert eleştiriler yönelten Özgür Özel; "Mehmet Şimşek’in geldiği gün enflasyon yüzde 38’di. Bugün 48" dedi.
Özel, ekonomiye ilişkin şu yorumları yaptı: Mehmet Şimşek, biraz şaka mı yapıyor, gerçek mi yapıyor bilinmeyen videolarla enflasyonla ilgilenmiyor. ‘Düşecek’ dedikleri enflasyon yüzde 49. Geçen ay 52’ydi. Bir sene öncesine göre, bu ay aslında enflasyon 3 puan arttı. Devletin rakamlarında, TÜİK’in rakamlarında enflasyon yüzde 3. Peki, geçen ay 51 iken nasıl 49’a düşüyor? ‘Baz etkisi’ dedikleri, geçen sene bu ay yüzde 5’se bu ay yüzde 3 olunca hesapta bu, yüzde 51’den 49’a düşüyor. Peki, enflasyon düşünce fiyat düşüyor mu, hayat ucuzluyor mu? Hayır. Neden? Çünkü enflasyon, fiyatın artış hızı demek. Enflasyon 51 olursa geçen geçen sene 100 lira olan mal, bugün 151 lira olur. 49 olduğunda 100 lira olan mal 149 lira olur. Enflasyonun geçen aya göre düşmesi, ‘Artış hızının azalması’ demek. Enflasyonun artış hızının azalması, fiyatların bırakın düşmesi ve durmasını, artışını sürdürmesine engel değil.
"83 ÜLKENİN ENFLASYONUNDAN FAZLA"
CHP lideri, enflasyon oranına dair de "Dün açıklanan aylık yüzde 3 enflasyon 83 ülkeden fazla desem çok gelir değil mi? 83 ülkeden fazla ama 83 ülkenin yıllık enflasyonundan fazla" diye konuşarak sözlerini şöyle sürdürdü: Dünyada yüzde 3’ün altında yıllık enflasyonu olan 83 ülke var. Türkiye’de aylık enflasyon yüzde 3. Türkiye enflasyonda Arjantin, Zimbabve, Etiyopya’yı geçebiliyor sadece. Geri kalan bütün ülkeler enflasyonda bizden çok daha iyi durumdalar. Sayın Erdoğan’ın faiz indirimlerine başladığı, yani pandemiden çıktık, tedarik zincirleri kırıldı, yeni yeni yerine geliyor. Bütün dünyada enflasyon sorunu var. Enflasyon bütün dünyada var. Üç olan ülkede altı olmuş, panik var. Dört olan ülke yediye çıkmış telaştalar. Amerika dokuzu gördü, çıldıracak. Hepsi faizleri aldı, enflasyonun bir puan üstüne koydu, para başka yere kaçmasın, dövize yönelmesin, hayat pahalılaşıyor, ‘Ben alışverişimi önden yapayım’ deyip talep artmasın, enflasyon azmasın’ diye. Orada Tayyip Bey, ‘Ben faiz indirmem, Nas ortada. Faiz sonuç değil, sebeptir, ben faizi artırmam, indiririm, bu suretle enflasyonu dizginlerim’ dedi. O gün buna başladığında ‘Mal ve hizmet sepeti’ diyorlar. Yani hesap kolay olsun diye bir sepet var, içindeki mallar ve aldığınız hizmet belirli. 100 liraymış, bugün 448 lira. Yani düşünün, Ramazan kolisi alıyorsunuz, içindekiler belli. 100 liralık Ramazan kolisi, bugün 448 lira. Neden? ‘Faiz artırmam ve indirerek düşürürüm’ dedi diye."
''AÇLIĞA, İŞSİZLİĞE ASLA MAHKUM DEĞİLİZ''
Vatandaşın ekonomik sıkıntı çektiğine vurgu yapan Özel, “Bu Tayyip Bey, Recep Bey, Sayın Erdoğan; paradan altı sıfır atmıştı ya. Ne yaptı altı sıfır atınca? Altı sıfırı hem etiketlerden attı, iyi bir şey ama döndü, maaşlardan da attı. Biz Türkiye’yi 10 yıl yönetince, alım gücünü artırınca, Türkiye’yi büyütünce, günü gelip satın alma gücü 10 kat artınca biz de paradan bir sıfır atacağız. Öyle 6-6 berabere değil, ‘1-0 olsun, bizim olsun’ diyeceğiz. O bir sıfırı sadece fiyatlardan atacağız, bunu fiilen yapmayacağız. Şöyle düşünün, bugün aldığınız maaş aynı kalmış ama satın alma gücü 10 kat artmış ya da etiketler sabit kalmış, maaş 10 kat artmış. Mesele şu, dana kıymanın 65 lira olmasıdır, pirzolanın 80 lira olmasıdır, ekmeğin 1,5 lira olmasıdır. Halk Ekmek’te değil, fırında 1,5 lira olmasıdır. 600 liraya alınan çocuk bezinin 60 liraya inmesidir. Bunu böyle düşünün ve kalkınma hedefine böyle bakın. Hiçbirimiz yoksulluğa, açlığa, işsizliğe, güvencesizliğe asla ve asla mahkum değiliz.” Şeklinde konuştu.