CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Özel, konuşmasının öncesinde İYİ Parti'den istifa eden Adnan Beker'e rozetini taktı. Beker, CHP'lilere teşekkür ederek  “Buradayım çünkü birlik ve beraberlik içinde bir şeyleri değiştirebileceğimize inanıyorum. İnşallah partimizi hep birlikte iktidara taşıyacağız” dedi.

Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar;

Konuşmasında, Türkiye’nin dört bir yanından gelen kadınları selamlayan Özel, "Cumhuriyet Halk Partisi'nin mücadelesini kapı kapı, sokak sokak yaygınlaştıran, köy köy, ev ev dolaşan partimizin emekçileri var" ifadelerini kullandı.

ADNAN BEKER CHP'YE KATILDI! "MANSUR BAŞKANIMIZIN EMANETİ"

Adnan Beker CHP'ye katıldı Adnan Beker CHP'ye katıldı

Özel, CHP’nin büyümeye ve güçlenmeye devam ettiğini belirterek İYİ Parti'den istifa eden insanı Adnan Beker’in CHP’ye katıldığını duyurdu. Beker’in uzun yıllar sivil toplum ve yerel yönetim tecrübesine sahip olduğunu belirten Özel, "Grubumuzda seveni çok, sevmeyeni yok. Adnan Beker ayrıca grubumuza sevgili Mansur Başkanımızın da emanetidir" dedi.

EDİP AKBAYRAM FETÖ’NÜN ÖDÜLÜNÜ REDDETTİ

Özgür Özel, geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden sanatçı Edip Akbayram’ı da unutmadı. CHP lideri, Akbayram’ın sadece bir müzisyen değil, aynı zamanda emekçilerin ve ezilenlerin sesi olduğunu belirterek, "Cumhuriyetin sanatçısıydı. Cesaretini halktan alıyordu. O yüzden herkesin hocaefendi diye peşinden koştuğu zamanlarda FETÖ örgütünün ödülünü reddetme cesaretini gösterebilmişti" dedi.

Sanatçının "Türküler Yanmaz" albümünü Madımak Katliamı'na adadığını hatırlatan Özel, Akbayram’ın "Her dönemin insanı olmadı, her dönem insanlıktan yana oldu" ifadelerini kullandı. Konuşmasını Akbayram’ın şarkılarına gönderme yaparak sürdüren Özel, "İnanın çocuklar, inanın güzel günler göreceğiz ve hep birlikte motorları maviliklere süreceğiz" diyerek Akbayram’a selam gönderdi.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde, Türkiye’nin dört bir yanından gelen kadınlarla bir araya geldiklerini belirten Özel, "Bundan sonra da kim haksızlığa uğruyorsa, kim mücadele ediyorsa onların yanında, kadın mücadelesinin yanında olmaya devam edeceğiz" dedi.

2024’TE 445 KADIN CİNAYETİ

Türkiye'de kadınların ekonomik ve toplumsal haklarını kaybetmeye devam ettiğini söyleyen Özel, kadın işsizliğinin geniş tanımlı oranının yüzde 38’e, kayıt dışı çalışan kadın oranının ise yüzde 34’e ulaştığını belirtti. Kadın cinayetlerine dikkat çeken Özel, "2024 yılını 445 kadın cinayeti ile kapattık. 2025'in bu kısa iki ayında rakam 64’ü buldu bile. Kadınların maruz bırakıldığı şiddetin kaynağı sistemin ta kendisi" ifadelerini kullandı.

Kadına yönelik şiddetin durdurulması için mücadelenin süreceğini vurgulayan Özel, CHP’nin iktidarında İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe gireceğini belirtti. "100 yıl önce olduğu gibi 100 yıl sonra da Umut Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidarındadır. O iktidar olduğumuzda buraya size verilen sözü tutmanın mutluluğuyla çıkmış olacağım" dedi.

KARTALKAYA'DA ADALET TALEBİ

CHP lideri, Bolu Kartalkaya’daki otel yangınında yaşamını yitirenler için düzenlenen anma törenine katıldıklarını belirterek, "Bu büyük acı 40. gününde, yüreği taş kesenlere karşı adalet isteyenler o bir ateşi hiç söndürmeyecek" diye konuştu. Soma’dan Çorlu tren faciasına, Madımak’tan Ermenek’e kadar birçok olayda adalet mücadelesinin sürdüğünü dile getiren Özel, "O canların hesabı sorulmadan bu vicdanlardaki bu ateş dinmez" ifadelerini kullandı.

Hükümeti eleştiren Özel, Adalet, İçişleri ve Turizm bakanlarının sorumluluklarını yerine getirmediğini savunarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslendi: "Bu işin siyaseti olmaz. Bakan koruması olmaz. Yandaş kayırması olmaz. Bu iş can meselesidir. O canların hesabı sorulmadan bu vicdanlardaki ateş dinmez."

Özgür Özel, Sivas Madımak Katliamı'nda hayatını kaybeden 35 kişinin anısını da yaşatmaya devam edeceklerini belirterek, "35 canımızı yakarak öldürenlere yapılan muamele vicdanları kanatmaya devam ediyor" dedi.

ÖZEL'DEN MADIMAK KARARINA TEPKİ

Özel, 1993 yılında Sivas'ta 35 kişinin yakılarak öldürüldüğü Madımak Katliamı’na ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararın büyük bir adaletsizlik olduğunu söyledi. Mahkemenin bazı sanıkları "iyi hal" indirimiyle serbest bıraktığını, diğerlerinin de yakın zamanda tahliye edilmesinin beklendiğini belirterek, "Anayasa Mahkemesi’nin insanlığa karşı suçlar için zaman aşımı uygulanmayacağı ilkesini görmezden geldiğini" söyledi.

Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu karara "Milletimiz için hayırlı olsun" şeklinde verdiği tepkiyi eleştirerek, “Sayın Erdoğan her zamanki gibi safını seçmiş. Görünen o ki Kartalkaya’da da, Madımak’ta da yakanlardan yana. Biz de yananlardan tarafız" dedi.

"TÜRKİYE’DE GERÇEK ENFLASYON YÜZDE 80"

Konuşmasında açıklanan enflasyon verilerine de değinen Özel, TÜİK’in açıkladığı yüzde 39,1’lik yıllık enflasyon rakamlarını eleştirerek, "TÜİK Tayyip’i üzmeyen istatistik kurumudur. Gerçek enflasyon yüzde 80’dir" ifadelerini kullandı. ENAG’ın hesaplamalarına göre halkın hissettiği enflasyonun TÜİK’in açıkladığının iki katı olduğunu vurgulayan Özel, mutfak masraflarındaki artışa dikkat çekti.

Özel, temel gıda maddelerindeki fiyat artışlarını örnek göstererek, "Lahananın fiyatı bir yılda yüzde 160 arttı. Kabaktaki artış yüzde 94. Limondaki artış yüzde 80. Ama TÜİK enflasyonu yüzde 40 gösteriyor. Gerçekleri gizleyerek halkı yoksulluğa mahkum ediyorlar" dedi.

Özel, gerçek enflasyonun yüzde 80 olduğunu iddia ederek, "Yoksulun en çok baktığı kalemlerde gıda ve ulaştırmada fiyat artışları yine ayın en yüksek seviyelerinde gerçekleşti. Bir de bir yandan çıkmışlar enflasyon düşüyor diyorlar. Buradan usanmadan, bıkmadan bir kez daha tekrar ediyorum. Enflasyon düşmesi fiyat düşmesi demek değildir. Bir an için enflasyonun TÜİK'in dediği yüzde 40'ta olduğunu kabul etsek dahi bu 100 liralık ürün 140 lira oldu demektir. Hayat pahalılığı geçiyor. Enflasyon düşüyor lafı. Hayat pahalılığıyla enflasyonu aynı anda zikretmek milletin aklıyla alay etmektir. Bugün Türkiye'deki gerçek enflasyon yüzde 80'dir. Geçen sene 100 lira olan mal bugün 180 liradır. Buna inanmayan sokağa çıkacak. Buna inanmayan bunu yalanlamak isteyen Erdoğan o sıcak salonlardan çıkacak. Alkışlattırdığı, atadıklarına kendine alkışlattırdığı salon siyasetinden çıkacak sokağa, markete, bakkala, esnafa, çarşıya ve pazara gidecek. Pazarda vatandaşa soracak. Bu geçen sene kaç paraydı? Bu sene kaç para? Yüzde 80'in altında çıkıyorsa Özgür Özel olarak çıkıp ondan özür dileyeceğim. Çıksın bakalım pazara. Hadi bakalım pazara." dedi.

ÖZEL'DEN 'GÜLLAÇ' HESABI

Özel, emeklilerin alım gücünün düştüğünü söyleyerek, "Emekliler sen gelmeden önce maaşlarıyla 8 çeyrek altın alabiliyordu, şimdi 2,5’a düştü" dedi. Erdoğan’ın bu konudaki eleştirileri geçiştirdiğini söyleyen Özel, "Bana 'Altın hesabını bırak' diyorlar. Peki, neyin hesabını yapalım? O zaman Ramazan’a uygun bir hesap yapalım: Güllaç hesabı" ifadelerini kullandı.

2018’de evde bir tepsi güllaç yapmanın maliyetinin 25 lira olduğunu hatırlatan Özel, Bakın teyzeme, Tayyip Erdoğan'ın bu 2018'den beri yani "Verin yetkiyi bu kardeşinize, enflasyon nasıl düşecek, fiyatlar nasıl düşecek, doların beli nasıl bükülecek" dediği, geldiğinde dolar 3,6 liraydı. Şimdi 35'lerde zorla tutuyorlar. Ve tutmakla, tutmak için dünya kadar rezerv yakıyorlar. "1 doları 1 lira yapmak mümkün" diyordu. Bunu saçı briyantinli ekonomi danışmanı sarayda. "Verin yetkiyi, görün etkiyi" dediğinde bakın hesap nasılmış. Teyzeme, Etimesgutlu teyzeme gösteriyorum: 2018'de bir tepsi güllacın evdeki maliyeti, yani bugün gelip de pastaneden aldığınızda bu fiyata almanız mümkün değil. Güllacı siz yaparsanız, bütün malzemesiyle 2018 maliyeti 25 liraymış teyzeciğim. Bugünkü maliyeti %1320 artışla 355 lira olmuş. 355 lira. 25 liradan 355 liraya. Recep Tayyip Erdoğan'ı iktidarda tutmanın, o yetkileri ona vermenin ve onu seçimde yenememenin maliyeti güllaç üzerinden 25 liralık güllacı 355 liraya Ramazan'da evde yapmak olmuş. Bunu Recep Tayyip Erdoğan'ın güllaca, Ramazan'a ve memlekete maliyetidir. Bunu sona erdireceğiz." dedi.

"EMEKLİLER VE ASGARİ ÜCRETLİLER ET KUYRUĞUNDA BEKLİYOR"

Ekonomik sıkıntının en somut örneklerinden birinin Et ve Süt Kurumu önlerinde oluşan uzun kuyruklar olduğunu belirten Özel, özellikle Erzurum, Diyarbakır, Van, Yozgat, Sakarya ve Sivas gibi şehirlerde vatandaşların ucuz et alabilmek için saatlerce beklediğini söyledi.

Özel, "Bir zamanlar Türkiye’nin hayvancılık merkezi olan Erzurum’da insanlar soğukta et kuyruğunda bekliyor. Erdoğan ya bunu görmüyor ya da kendisine göstermiyorlar" dedi.

"KUYRUKLARI BİTİRECEK OLAN SANDIK KUYRUĞUDUR"

Özel, geçmişte Bülent Ecevit ve İsmet İnönü dönemlerine yönelik eleştirileri hatırlatarak, "Ne bir ambargo var ne de savaş. Ama Erdoğan, yanlış politikalarıyla et kuyruğunu, ekmek kuyruğunu, geçim kuyruğunu geri getirdi" dedi.

Özel, hükümete karşı tepkili vatandaşların sandıkta bu duruma son vereceğini belirterek, "Bu insanlar eninde sonunda bir kuyruğa daha girecek: Seçim sandığının kuyruğuna. Ve bu kuyrukları bitirecekler" ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE ZENGİNLEŞMEDİ, İŞSİZLİK ARTIYOR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "Milli gelirimiz 15 bin doları aştı, gelişmiş ülkeler seviyesine çıktık" sözlerini de eleştiren Özel, "Ülkedeki işsiz ordusu Kuzey Avrupa ülkelerinin nüfusuna denk hale geldi. İş aramaktan vazgeçenlerle birlikte 11 milyon işsizimiz var. Türkiye’nin gelişmiş ülke olduğu iddiası koca bir yalandır" dedi.

Özel, Avrupa ülkeleriyle kıyas yaparak, "İskandinav ülkeleri kişi başına 100 bin doları zorluyor, Avrupa Birliği ülkeleri 50 bin doların üstünde. Türkiye’de ise milli geliri kur manipülasyonuyla şişirip 'Zenginleştiniz' diyorlar. Halkı kandırmayı bırakın" şeklinde konuştu.

"ALTIN YUMURTLAYAN TAVUĞU YİNE KESMEYE ÇALIŞIYORLAR"

Özel, Ankara’nın Nallıhan ilçesine bağlı Çayırhan’da işçilerin özelleştirme kararına karşı maden ocağında kendilerini kapatmasını hatırlatarak, “1987’de açılan ve kârlı bir şekilde işletilen bu maden, 20 yıl önce özelleştirildi. Türkiye’nin en zengin kömür yataklarının olduğu bu alan ve yanındaki termik santral bir şirkete devredildi. Şirket 20 yıl boyunca büyük kârlar elde etti. Ancak sözleşme sona erdi ve maden tekrar devlete geçti. İşçiler 4 yıldır mutluydu” dedi.

Özel, hükümetin Çayırhan madenini yeniden özelleştirme kararı almasına tepki göstererek, “Şimdi tekrar altın yumurtlayan tavuğu kesmeye çalışıyorlar. Devlet borçlarını dövizle öderken, bu madeni Türk lirası üzerinden 6 yıl faizsiz taksitlendirmeyle satmaya kalkıyor. 18 firma sıraya girmiş durumda. Milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, yöneticilerimizle işçilerin yanındayız. Bu mücadeleyi bırakmayacağız” dedi.

Özel, özelleştirme politikalarının anayasaya aykırı olduğunu belirterek, “1977’de Deniz Baykal, anayasaya aykırı şekilde özelleştirilen madenleri geri almıştı. Biz de hatırlatıyoruz: Anayasaya göre madenler milletindir. Onları işletme görevi devlete aittir. Bu yüzden özelleştirmelerin tamamı haksız ve hukuksuzdur. CHP iktidarında madenler yeniden milletin olacak” ifadelerini kullandı.

"KİM İKTİDARI RAHATSIZ EDİYORSA YARGI SOPASIYLA SUSTURULUYOR"

Özgür Özel, CHP’li belediye başkanlarına yönelik operasyonları eleştirdi. Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer ve Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın ardından Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in de hedef alındığını belirterek, “Beykoz’u AK Parti’nin elinden alıp CHP’li yapmak Alaattin Başkan’ın suçu oldu” dedi.

Özel, “Bu soruların sorulup da verilen cevaplara göre eğer Türkiye’de hukuk devleti olsaydı, bir tane AK Partili, bir tane MHP’li belediye başkanı sokakta gezemezdi. Hepsi birden Silivri’de olurdu” diyerek, yolsuzluk dosyalarının üzerinin kapatıldığını iddia etti.

BELEDİYE BAŞKANLARINA GÖZALTI

Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’e yapılan gözaltı sürecini anlatan Özel, “Sabahın 4’ünde evini bastılar, arama yaptılar. Delil toplamaya çalıştılar. Oysa 4. Yargı Paketi ile gece operasyonlarını kaldırdıklarını söylüyorlardı. Ama işlerine gelince kanunu çiğniyorlar” dedi.

Özel, Köseler’in günlerce gözaltında tutulduğunu ve ifadesinin son anda alındığını belirterek, “Bunu yapmakla iktidarda kalabileceklerini sanıyorlarsa, avuçlarını yalarlar!” diye konuştu.

"İSTANBUL’U KAYBEDİNCE 37 YOLSUZLUK DOSYASINI KAPATTILAR"

Özel, İçişleri Bakanlığı’nın CHP’li belediyelere yönelik soruşturmalarını hatırlatarak, “AK Parti İstanbul’u kaybedince 37 büyük yolsuzluk dosyası vardı. Süleyman Soylu, 33 dosyaya el koydu ve bir daha haber alınamadı. Nerede o dosyalar? Niye birine bile işlem yapılmadı?” diye sordu.

Özel, hükümetin hukuku kendi çıkarları için kullandığını belirterek, “Adalet Bakanı her mikrofona aynı şeyi söylüyor: Türkiye hukuk devletidir. Yasalar karşısında herkes eşittir. Peki, o zaman neden AK Partili belediye başkanlarının yolsuzlukları soruşturulmuyor?” diyerek iktidarı eleştirdi.

MELİH GÖKÇEK DÖNEMİNE DAİR TAM 97 DOSYA VAR, KAPAĞINI AÇAN VAR MI?

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara’daki Gökçek dönemi yolsuzluk iddialarına dikkat çekerek, Melih Gökçek dönemiyle ilgili tam 97 dosyanın bulunduğunu ancak bu dosyaların kapağının bile açılmadığını söyledi.

Özel, “Ankara’nın kimden alındığını ve hangi dönemin sorgulandığını unutmayalım. 97 büyük yolsuzluk dosyası var! Bunların hesabını soran var mı? Bir kelime eden var mı? O zaman biz buradan konuşacağız arkadaşlar” dedi.

Özel, CHP’li belediyelerin savcılıklara sunduğu dosyalara dair incelemelerin devam ettiğini belirterek, “Önümüzdeki haftalarda Denizli, Balıkesir, Manisa gibi şehirlerden de çarpıcı yolsuzluk belgeleri açıklayacağız” ifadelerini kullandı.

BURSA BÜYÜKŞEHİR’İN AK PARTİ DÖNEMİNDEKİ HARCAMALARINI SIRALADI

Özel, Bursa Büyükşehir Belediyesi’ndeki harcamalara değinerek, AK Partili Alinur Aktaş döneminde yapıldığı iddia edilen harcamalar hakkında konuştu.

Özel şu ifadeleri kullandı:

Bakın bozuk saatin bozuk ahlakın bozuk vicdanın ne yaptığına bakın Bursa'nın parasıyla. Dosyadan okuyorum. Harcama kalemleri altında dönemin Büyükşehir Belediye başkanının onay imzası var. Alaattin Köseler'in dün sorulan soruların birinde onay imzası yok.

Onay imzası AK Parti özel buluşma harcaması AK Parti İl Başkanlığı'na giden paketler kalemi imzalamış. AK Parti il binasında kokteyl gideri imzalamış. AK Parti temayül yoklaması masrafları imzalamış. AK Parti Ankara'nın istediği promosyonlar imzalamış. Seçim çalışması yemek gideri imzalamış. AK Parti kadın kollarına yemek imzalamış. Alinur Aktaş seçim çalışması kendi kendine imzalamış. Yetmemiş Hüda Par İl Kongresi yemek bedeli özel kalemden ödenmiş. Ülkü Ocakları yemek bedeli özel kalemden ödenmiş. Büyük Birlik Partisi yemek bedeli Bursa özel kalemden ödenmiş. Demokratik Sol Parti lansman gideri Bursa özel kalemden ödenmiş. DSP yemek gideri Bursa özel kalemden ödenmiş. TÜGVA yemek bedeli Bursa özel kalemden ödenmiş. Milliyetçi Hareket Partisi Kemalpaşa ilçe örgütü harcamaları Bursa özel kalemden ödenmiş. Bursa'ya gelen 10 bakanın tek tek isim isim yazılı. Bursa'daki seçim çalışma masrafları Bursa özel kalemden imzayla resmen ödenmiş. 100 154 kalemde 154 kalemde 15,5 milyon TL'lik harcama Alinur Aktaş tarafından AKP, MHP, BBP, DSP, Hüda Par, TÜGVA ve kendi seçim kampanyası için 15,5 milyon lira para ödenmiş. Ey Adalet Bakanı...

Haram zıkkım olsun demekle haram zıkkım olmuyor. Senin adına bu işi yapacak biri var Bursa'da. Ey Bursa Cumhuriyet Başsavcısı. Ey harekete geçmeyen savcıları neden geçmiyorsun diye soracak Hakimler Savcılar Kurulu.

Onun başkanı onun başkanı Adalet Bakanı. Onu atayan Recep Tayyip Erdoğan. Bu sadece Bursa Büyükşehir'in belediye başkanının kendi imzasıyla oluruyla ödedikleri. Bunlara soruşturma başlatacak mısın? Yoksa bu millet gelip senin alnını mı karışlasın? Hadi bakalım.

KÜRT MESELESİ MECLİSTE VE DEMOKRATİK ZEMİNDE ÇÖZÜLMELİ

CHP Genel Başkanı Özel, Kürt meselesinin Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında, demokratikleşme adımlarıyla çözülmesi gerektiğini ifade etti. CHP’nin her daim halkın sorunlarını görmeye, kabul etmeye ve çözmeye kararlı bir parti olduğunu belirten Özel, “Eğer Türkiye’de Kürtler ‘meselem var’ diyorsa, Kürt meselesi vardır” diyerek sorunun inkâr edilerek çözülemeyeceğini ifade etti.

Tayyip Erdoğan’ın geçmişte Kürt meselesini çözmeye aday olduğunu iddia ettiğini ancak sonrasında bu sorunu inkâr eden bir noktaya savrulduğunu belirten Özel, CHP’nin süreci dikkatle, özenle ve tarihi sorumluluk bilinciyle takip ettiğini söyledi. "Her ne kadar Bahçeli ve Erdoğan, CHP'nin tüm siyasi parti gruplarına duyduğu saygıyı bir yere yönelttiği anda partimizi 'terörist' ilan etse de, biz bu ülkede demokrasiyi savunmaktan vazgeçmeyeceğiz" dedi.

CHP’nin, belediye başkanlarına kayyum atanmasına itiraz ettiğinde de benzer şekilde hedef gösterildiğini hatırlatan Özel, bugün yaşanan sürecin CHP’ye geçmişte yapılan suçlamaların haksızlığını açıkça ortaya koyduğunu belirtti. "CHP’nin bir belediye başkanı, 10 yıl önce bir taziye için örgütün bir yöneticisine telefon açtığında terör örgütü mensubu ilan ediliyor ve hapse atılıyorken, bugün aynı örgütün başına heyetler görevlendirilmesi, görüşmeler yapılması nasıl açıklanacak?" dedi.

Özel, iktidarın bu konuda bir öz eleştiri vermesi gerektiğini belirterek, "Biz sizi kandırdık, duygularınızı suistimal ettik. Şimdi döndük dolaştık, o elleri biz sıkıyoruz" demeleri gerektiğini söyledi. 

"BU MESELE KAPALI KAPILAR ARDINDA ÇÖZÜLEMEZ"

Kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklarla bu meselenin çözülemeyeceğini belirten Özel, O dönem (2015'deki çözüm süreci) masada oturanların tamamı hapse atıldı, kendi tarafında olanlar bile siyasetten tasfiye edildi. Ama bugün o masadaki herkesle tekrar birlikte hareket ediliyor" diyerek iktidarın geçmiş tutumuyla bugün çeliştiğini söyledi.

Özel, Kürt meselesinin ancak Meclis’te ve demokratik bir zeminde tartışılarak çözülebileceğini belirterek, bu sürecin samimi, şeffaf ve toplumsal mutabakata dayalı yürütülmesi gerektiğini vurguladı. "Türkiye’de çözüm konuşulacaksa, muhalif herkesin yargı sopasıyla susturulduğu, gazetecilerin içeride olduğu, Gezi tutuklularının haksız yere cezaevinde bulunduğu bir ortamda bu mümkün değildir. Eğer bir samimiyet varsa, önce bu antidemokratik uygulamalara son verin" diyerek iktidara çağrıda bulundu.

Özel, sürecin yine Erdoğan’ın politik hesaplarına kurban edilmesine izin vermeyeceklerini belirterek, "2015'te nasıl 'bu süreç bana zarar verir' diyerek Dolmabahçe masasını dağıttıysa, bugün de günü geldiğinde aynı hamleyi yapacağını biliyoruz" dedi. CHP olarak bu sürecin kişisel ya da partisel çıkarlar için değil, gerçek bir demokratikleşme hamlesiyle yürütülmesi gerektiğini vurguladı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş’a çağrıda bulunan Özel, "Eğer bir çözüm süreci olacaksa, bunun meşru zemini Meclis’tir. Meclis'te görüşülmeyen, halkın gözü önünde tartışılmayan hiçbir süreç gerçek bir çözüm getirmez. Samimi olun, inisiyatif alın" diyerek, iktidarın şeffaf ve samimi davranması gerektiğini söyledi.

"YARININ İKTİDAR PARTİSİ OLARAK ÜLKENİN ÇIKARLARINI SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ"

Özel, Brüksel'de Avrupa Parlamentosu'nda yapacağı konuşma öncesinde partisinin dış politikadaki duruşunu ve Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) sürecine ilişkin görüşlerini açıkladı. Göreve geldiğinden bu yana parti olarak dış ilişkilere büyük önem verdiklerini vurgulayan Özel, CHP’nin sadece ana muhalefet partisi olarak değil, Türkiye’nin kurucu partisi ve yarının iktidar partisi olarak ülkenin çıkarlarını savunmaya devam edeceğini belirtti.

Özel, CHP’nin Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefinin köklerinin İsmet İnönü’nün ilk başvurusuna dayandığını hatırlatarak, "Avrupa'ya da çok net ifade ettik: Türkiye'yi sadece bir kişi üzerinden al-ver pazarlıkları yaparak, göçmen anlaşmalarıyla değerlendiremezsiniz. Türkiye, bir kişinin pazarlık malzemesi değildir" dedi. CHP olarak, Türkiye’nin çağdaş, demokratik ve Avrupa’nın tam bir parçası olan bir ülke olması gerektiğini savunduklarını ve bu uğurda mücadele ettiklerini ifade etti.

Özel, Avrupa’ya da bir çağrıda bulunarak, "Erdoğan’ın yanlışlarını Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyla bir tutmayın. 86 milyonu cezalandırmayın" diyerek, AB’nin Türkiye’ye bakış açısında ayrım yapması gerektiğini belirtti. Mevcut dünya konjonktürünün hem Avrupa hem de Türkiye açısından yeni bir iş birliği sürecini zorunlu kıldığını vurgulayan Özel, Türkiye’nin ekonomik kalkınması, demokratik reformları ve gençlerin, işçilerin, iş insanlarının yaşadığı sorunların çözümü için vize serbestisi dahil olmak üzere birçok alanda ilerleme sağlanması gerektiğini söyledi.

Erdoğan’ın son dönemde Türkiye-AB ilişkilerini doğru bir yerden tarif ettiğini ve bunu önemsediklerini belirten Özel, ancak "Türkiye, Avrupa standartlarında bir demokrasiye kavuşmadan, AB’ye tam üyelik hedefinden saparak sığınmacı anlaşmaları, genişletilmiş Gümrük Birliği Anlaşmaları veya ayrıcalıklı statülerle oyalanamaz" dedi. Özel, CHP’nin iktidarında Türkiye’nin hedefinin net bir şekilde Avrupa Birliği’ne tam üyelik olacağını vurguladı ve bu hedefin Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlık yolu olduğunu belirtti.

Türkiye’nin demokratikleşmesi için CHP’nin yoğun bir çalışma yürüttüğünü ifade eden Özel, TBMM’de 7’si hukukçu olmak üzere 10 milletvekilinden oluşan bir ekibin, Türkiye’yi Avrupa ve dünya standartlarında bir demokrasiye kavuşturacak reformları hazırladığını duyurdu. Bu noktada, "Eğer gerçekten demokratikleşme istiyorsanız, biz varız. Adalet ve Kalkınma Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, DEM Parti ve diğer muhalefet partileri; eğer Kürt sorununun çözülmesini istiyorsanız, çözüm demokratikleşmededir. Buyurun, biz buradayız" diyerek siyasi partilere çağrıda bulundu.

"GELİN, SEÇİN, TARİHE GEÇİN"

Son olarak, CHP’nin iç demokrasisine ve parti içi katılımcılığa verdiği önemi vurgulayan Özel, 23 Mart’ta yapılacak ön seçimi bir demokrasi şöleni olarak gördüklerini belirtti. "Bu, bu yılın ilk sandığıdır ama son sandığı olmayacaktır" diyerek, halkın iradesine verdikleri önemi vurguladı. Tek adam rejimlerinin sandıkla sona ereceğini belirten Özel, "Dünyada baskıcı rejimler nasıl milyonların meydanlara çıkmasıyla değişiyorsa, Türkiye’nin de baharı 23 Mart’ta başlayacak. Gelin, seçin, tarihe geçin" diyerek partililere ve halka çağrıda bulundu.

Özel, sözlerini "Türkiye'nin baharı için, demokratik mücadeleyle tek adam rejimini sona erdirmek için 1 milyon 700 bin üyemizi sandık başına bekliyorum. Güç sende. Sana inanıyoruz, sana güveniyoruz. Her şeyin çaresi sandıktadır. Yolumuz açık olsun!" diyerek tamamladı.

Kaynak: Haber Merkezi