ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Gazze ve İsrail arasında kalıcı ateşkes anlaşmasıyla ilgili görüşmeler için Tel Aviv’e gitti. Ancak İsrail ve Hamaslı yetkililerden alınan bilgilere göre olası ateşkes anlaşması, uluslararası arabulucuların öne sürdüğü kadar yakın bir zamanda olmayacak gibi görünüyor.
ABD’nin en yetkili isimlerinden biri olan Blinken, 7 Ekim’den bu yana İsrail’i tam 10 kez ziyaret etti. Blinken, bu ziyaretinde Netanyahu ve üst düzey liderlerle görüşerek ateşkes anlaşması ile rehinelerin ve tutukluların bırakılması konusunu sonuçlandırmaya çalışacak.
İsrail’in en büyük maddi ve manevi destekçisi olan ABD, 7 Ekim’den beri sınırsızca desteklediği Netanyahu hükumetini, şimdi de geri adım atması için ikna etmeye çalışıyor.
Geçen ay Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından birinin öldürülmesi ve Hamas Lideri İsmail Haniye’nin suikast sonucu şehit edilmesinin ardından ABD, İsrail ile ateşkes görüşmelerini hızlandırdı. ABD, Ortadoğu’daki tansiyonu düşürmek ve İran ile Hizbullah’ı misilleme eylemlerinden vazgeçirmek için ateşkesin faydalı olacağına inanıyor. Zira olası misilleme eylemi, Gazze’deki savaşın tüm bölgeye hızlı bir şekilde yayılmasına neden olacak.
Hamas ile İsrail arasında sadece Aralık ayında bir ateşkes anlaşması yapılmıştı. Çok sürmeden çöken bu anlaşmadan sonra bugüne dek yapılan hiçbir dolaylı ateşkes görüşmesinden sonuç alınamadı. Hamas yetkilileri, ABD’nin savaşı gerçekten durdurmak istediğine inanmadıklarını açıkladılar. Hamas’ın bir sözcüsü Washington’ı, savaşı durdurma konusunda gerçek bir niyetleri olmadan sahte bir atmosfer yaratmaya çalıştığını iddia etti.
Peki, 10 aydır İsrail’in savaş suçlarına göz yuman ve Gazze’deki soykırımın sürmesi için sınırsız askeri ve maddi destekte bulunan ABD neden şimdi ateşkes istiyor?
Hamas sözcüsü, ABD’nin gerçek niyeti konusunda haklı olabilir. Zira Biden yönetiminin yaptıkları ile ABD halkının istekleri arasındaki uçurum her geçen gün daha da büyüyor. Amerika halkının, hükumetlerine olan güveni giderek azalıyor. ABD, Kasım ayındaki seçimlerden önce İsrail’i durdurduğunu ve ateşkesi sağladığını açıklayarak halkının güvenini kazanmak ve seçmenin tansiyonunu düşürmek istiyor.
Ancak Hamas yetkililerinden, ABD’nin Netanyahu’yu ikna edemeyeceği yönünde açıklama geldi. Netanyahu’yu, uluslararası arabulucuların çabalarını engellediği ve ateşkes anlaşmasını bilerek geciktirdiği için suçlayan Hamas, rehinelerin hayatlarını da tehlikeye attıkları için Netanyahu’yu sorumlu tuttu.
Hamas, Gazze Şeridi’nde yaşamın tüm yönlerine yönelik devam eden saldırganlık ve sivil yerleşim bölgelerinin sistematik olarak hedef alınması sebebiyle İsrailli rehinelerin hayatlarının, en az Gazze halkı kadar tehlikede olduğunu ve rehinelerin güvenliği ile ilgili tüm sorumluluğun İsrail hükumetine ait olduğunu bildirdi.
Netanyahu ise baskı yapılması gereken tarafın, Hamas olduğunu söyledi. Pazar günü bir kabine toplantısında konuşan Netanyahu, “Hamas, inatçılığını hala sürdürüyor. Doha’daki görüşmelere temsilci bile göndermedi. Bu nedenle baskı, Hamas ve Yahya Sinwar’a yöneltilmeli, İsrail hükumetine değil.” ifadelerini kullandı.
Hamas ve İsrail, Biden tarafından Mayıs ayında kamuoyuna açıklanan ve BM Güvenlik Konseyi tarafından onaylanan üç aşamalı bir anlaşmayı uygulama konusunda, geçen ay prensipte anlaşmışlardı. Bu üç aşamalı plan, başlangıçta altı haftalık bir ateşkesi içeriyordu. Bu süre zarfında sınırlı sayıda İsrailli rehine, İsrail hapishanelerinde tutulan Filistinlilerle değiştirilecek ve Gazze Şeridi’ne insani yardımların girmesine müsaade edilecekti.
Ancak anlaşma önerisine sonradan eklenen maddeler, Hamas’ın anlaşmadan uzaklaşmasına sebep oldu. Önerinin son haline İsrail’in Gazze-Mısır sınırında kalıcı bir İsrail askeri varlığı ve Gazze Şeridi’ni ikiye bölen, İsrail kontrolünde olacak bir Netzarim koridoru gibi talepler eklenmişti. İsrail, bu önlemlerin Hamas ve diğer milislerin yeniden silahlanmasını ve yeniden toplanmasını önlemek için gerekli olduğunu söylemişti. Hamas ise haklı olarak bunu kabul etmedi.
Hamas, ateşkes anlaşmasını sadece tüm İsrail birliklerinin Gazze’den tamamen çekilmesi halinde kabul edeceğini yineledi. Fakat İsrail, geçici bir duraklamanın ötesine geçmeyi kabul etmemekte ısrarcı davranıyor. Hem İsrail içinde hem de diğer ülkelerde, savaşı değerlendiren eleştirmenler, Netanyahu’yu siyasi çıkar uğruna bir anlaşmayı geciktirmekle suçluyorlar.