2017’de Myanmar ordusunun zulmünden kaçarak Bangladeş’e sığınan ve dünyanın en büyük vatansız nüfusunu oluşturan Arakanlılar, şimdi ülkelerindeki iç savaşta topraklarını geri almak için mücadele ediyor. Bir zamanlar kendilerini hedef alan Myanmar ordusuyla iş birliği yapan Arakanlı savaşçılar, Rakhine eyaletinde etkin olan Arakan Ordusu’na (AA) karşı savaşıyor.
MYANMAR’DAKİ İÇ SAVAŞ VE ARAKANLILARIN ROLÜ
Myanmar’da 2021 askeri darbesinden bu yana devam eden iç savaş, ülkede farklı etnik grupları ve silahlı örgütleri karşı karşıya getirdi. Arakanlı savaşçılar, Myanmar ordusundan silah, eğitim ve para desteği aldıklarını belirtiyor. Bazı Arakanlılar için bu destek, vatandaşlık kartı gibi tarihi fırsatlar sunuyor. Myanmar hükümeti uzun yıllardır Arakanlıları vatandaşlık haklarından mahrum bırakmıştı.
Reuters’a konuşan bir Arakanlı savaşçı, "Para için değil, vatandaşlık kartı almak için savaşıyoruz. Kimliğimiz olmadan ne Myanmar’da ne de Bangladeş’te bir geleceğimiz var," dedi.
BANGLADEŞ VE KAMPLARDAKİ DURUM
Bangladeş hükümeti, kamplarda artan şiddet olayları nedeniyle endişeli. Yardım kuruluşlarının raporlarına göre, Cox’s Bazar’daki kamplarda 2023 yılı içinde en az 60 kişi öldürüldü ve şiddet olayları insani yardımları aksatmaya başladı. Silahlı gruplar, kamplarda yaşayan gençleri ideolojik ve mali vaatlerle ya da zorla silahlı mücadelenin içine çekiyor.
Bangladeşli yetkililer, bazı mültecilerin silahlı gruplara katılarak Myanmar’a gönderildiğini doğruladı. Bir hükümet yetkilisi, "Bu onların ülkesi. Gidip geri almalılar," şeklinde konuştu. Ancak bu durum, mültecilerin dönüşü için müzakere sürecini daha da karmaşık hale getiriyor.
ULUSLARARASI TOPLUMUN ÇAĞRISI
İnsan hakları grupları, uluslararası toplumu Cox’s Bazar’daki kamplarda yaşayan mültecilere daha fazla destek olmaya çağırıyor. Norveç Mülteci Konseyi’nin Bangladeş Direktörü Wendy McCance, "Uluslararası fonların azalması, kamplarda gençlerin organize suçlara ve silahlı gruplara çekilme riskini artırıyor," dedi.
Yardım kuruluşları, mültecilerin eğitim ve iş imkanlarına erişiminin sağlanması gerektiğini vurguluyor. Aksi takdirde kamplardaki umutsuzluk, bölgesel güvenliği tehdit edecek daha büyük bir krize yol açabilir.
Arakanlı mültecilerin Myanmar’daki silahlı mücadeleye katılması, insani bir trajediden bölgesel bir güvenlik krizine dönüşen karmaşık bir soruna işaret ediyor. Bu durum, yalnızca Bangladeş’i değil, tüm Güney Asya’yı etkileyebilecek potansiyel bir istikrarsızlık kaynağı olarak öne çıkıyor. Mültecilerin güvenli dönüşünü ve temel haklarını sağlayacak sürdürülebilir çözümler, uluslararası toplumun acil dikkatini gerektiriyor.