“Almanya, Orta Doğu’da etkin olmak istiyorsa Türkiye’ye danışmak zorunda”
Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’nın Gazze gündeminden yola çıkarak bölgeye dair yaptığı açıklamaları ele alan Hasan Birgül “Steinmeier, Trump’ın Gazze’yi boşaltma düşüncesine çok ciddi anlamda karşı çıkıyor. Bu konuda Türkiye ile aynı çizgide duruyor. Steinmeier, açıklamalarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’a katıldığını belirtti. Ayrıca yanımızda Suriye yeniden inşa ediliyor. Almanya hem zora girdiği Suriyeli göçmenler meselesini çözmek hem de Suriye’nin yeniden inşasına dahil olabilmek için Türkiye’ye danışması gerektiğini biliyor. Steinmeier’nın açıklamaları da bu yöndeydi. Çünkü Almanya’da göçmen karşıtlığı artık kontrol edilemez boyutta. Bu sosyal bir olgu. Almanya, kendi toplumunun bu endişelerini gidermesi lazım. Steinmeier da bunun farkında. Bu politikaları yürütmek zorunda kalıyor. Almanya, Orta Doğu’da etkin olmak istiyorsa Türkiye’ye danışmak zorunda olduğunu fark ediyor.” dedi.
“Almanya’nın geleceği bir bilinmezliğe giriyor.”
Steinmeier’nın Orta Doğu’ya yönelik açıklamalarının ardından Almanya’nın iki hafta sonraki seçimlerine değinen Birgül, Almanya’nın gelecek seçimlerini “ABD Başkanı Donald Trump’ın ikinci dönemi beklendiği gibi başladı. Trump ulusçu-muhafazakâr söylemlerle komşularını ve Avrupa’yı tehdit ediyor. Avrupa böyle bir tehditle karşı karşıyayken Avrupa’nın lokomotifi olan Almanya iki hafta sonra genel seçime gidecek. Seçim anketlerine bakıldığı zaman Hıristiyan demokratların partisi olan CDU, az bir farkla birinci parti olacak görünüyor. İkinci parti ise Almanya’nın istenmeyen partisi olan Almanya için Alternatif adlı AfD oluyor. Hal böyleyken Almanya’nın geleceği bir bilinmezliğe giriyor. Özellikle Friedrich Merz’in AfD açılımı, Almanya’da endişe yaratıyor. Bir de ABD’nin gayri resmî hükûmet ortağı olan iş insanı Elon Musk’ın Almanya’da açıkça AfD’yi desteklemesi, sahibi olduğu sosyal medya platformu X’i AfD’nin propaganda aracına dönüştürerek Almanya’nın iç işlerine müdahale etmesi Almanya siyasetindeki bu endişeleri, korku seviyesine çıkartıyor.” cümleleriyle değerlendirdi.
“Sol popülizmin sönmesi yerini aşırı sağcı popülizmin yükselmesine bıraktı”
Almanya’da seçimlerinin beklendiği gibi sonuçlanması sonrasında Avrupa Birliği’nin geleceği hakkında da görüş belirten Hasan Birgül olası ihtimalleri “Almanya belki de 1930’lardan sonra en karışık döneminden geçiyor. Belki 1945’ten sonra birçok hükûmet krizi görmüş olabilir ancak hiçbirinde aşırı sağ bir partinin ülkede ana muhalefet olma ihtimali yoktu. İki hafta sonraki seçimler, bu ihtimali güçlendiriyor. Başta Avrupa olmak üzere dünyadaki sol popülizmin sönmesi yerini aşırı sağcı popülizmin yükselmesine bıraktı. Almanya’da sağ popülizmin adresi AfD. Almanya’nın göçmen ve ekonomi politikaları sonrası AfD, anketlerde yüzde 20’lerin üzerinde oy alıyor. Birinci parti olması beklenen Hıristiyan demokrat parti CDU ise ancak yüzde 22-23 bandında bir oyla birinci olabiliyor. Böylelikle Almanya’yı yeni bir koalisyon dönemi bekliyor. AfD hükûmet ortağı olabilecek mi, AfD’siz kurulacak bir hükûmet uzun süre yaşayabilir mi gibi sorular, Almanya’yı bilinmeze sokuyor.
Tabii Avrupa’nın lokomotif ülkesi olan Almanya’nın bir bilinmeze girmesi, Avrupa’yı da bilinmeze sokuyor. Fransa Cumhurbaşkanı Macron her ne kadar rol kapmaya çalışsa da ne Fransa ne de Macron Avrupa liderliğini yürütebilecek düzeyde değil. 2020 yılında gerçekleşen Brexit ile başlayan Avrupa bunalımı, Almanya seçimlerinin beklendiği gibi sonuçlanmasıyla artabilir. Hatta bu bunalımı kontrolden çıkarabilir. Zaten kırılgan bir yapıya sahip olan Avrupa Birliği, Almanya’nın bir seçimler, kısa vadeli koalisyonlar sürecine girmesiyle çatırdayabilir hatta dağıtabilir.” sözleriyle özetledi.