Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç, "Geçmişte bizimle özellikle savunma sanayinde işbirliği yapmaktan imtina eden veya yapmak istemeyen veya 'Türkiye ile yapmayalım da başkalarıyla yapalım' diyen birçok kurum, karar verici, şirket şu anda 'biz nasıl Türkiye ile birlikte ortaklık yaparız? Nasıl Türk sanayisiyle beraber çalışırız?' bu tip mücadeleler içerisinde." dedi.
Kılıç, CNN Türk canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
"ABD ile Avrupa Birliği (AB) arasında bir kopuş bekliyor musunuz?" sorusu üzerine Kılıç, yeni ABD yönetiminin çeşitli arayışlar içerisinde olduğunu söyledi.
"Avrupa-ABD ile bu noktadayken Türkiye'nin üyelik sürecinde bir hızlanma bekliyor musunuz? Yoksa Avrupa kara gücünü ya da ordusunu Türkiyesiz oluşturabilir mi?" sorusuna ilişkin Kılıç, NATO'nun en büyük ikinci ordusunun Türkiye olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Biz, Avrupa'nın bir parçası olarak güvenliğin temel unsurlarından birisiyiz. Türkiye'siz bir Avrupa güvenliğini düşünmek pek mümkün değil. Bunu Cumhurbaşkanımız da Dışişleri Bakanımız da çeşitli toplantılarda dile getirdi. Cumhurbaşkanımız çok net bir şekilde yakın zamanda açık açık dile getirdi. Dolayısıyla birtakım arayışlar var ama Türkiye'nin bu anlamda bu bir pazarlık değil, bu bir gerçek. Avrupa'nın güvenliğinin sağlanması, Türkiye'nin varlığı olmaksızın mümkün değil. Ama Türkiye burada ne katkı sunacak, ne katkı sunabilir, ne katkı vermeye hazır? Orada tabi bizim Avrupa'nın içerisinde AB, Avrupa kıtası genel anlamdaki durumumuz da gündem konusu olacak."
Kılıç, AB'nin 2019'dan beri Türkiye'ye karşı defakto durduğu müzakere sürecinde alınan kararları kaldırdığını, Türkiye ile göz seviyesinde doğrudan müzakere sürecinin yürümesi gerektiğini ifade etti.
Özellikle 2023'ten sonra Türkiye'de yeni hükümetin kurulması sonrası çok yoğun trafik başladığını anlatan Kılıç, olumlu yönde ilerletilmeye gayret edilen birtakım temaslar ve adımların atılmaya çalışıldığını, yakın zamanda ticari konular ve başlıklar üzerinde tekrar işbirliği toplantılarının başlamasının söz konusu olduğunu belirtti.
- "Dünya beşten büyüktür"
"AB'nin bazı kuralları var. Bunların başında demokratikleşme konusunda hassasiyetler geliyor, her ne kadar kendileri bunu farklı şekilde zaman zaman uygulayabiliyor olsalar da... Türkiye yeniden kriter gündemine dönmeye hazır mı?" şeklindeki soruya Kılıç, sürece bakıldığında özellikle Rusya-Ukrayna savaşına, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında uluslararası toplumun tepkisine değinerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yıllar önce söylediği "Dünya beşten büyüktür" söyleminin ne anlama geldiğini yaşadıklarını vurguladı.
Ukrayna savaşında yaşanan tepkilerle, burada yaşanan tepkilere bakıldığı zaman bazı çifte standart konularının uygulandığının görülebildiğini ifade eden Kılıç, "Değerler, demokratikleşme, hukukun üstünlüğü gibi konuları değerlendirdiğinizde bizim de söyleyecek sözlerimiz var. Sonuç itibarıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin zaten yapısıyla bir durumunun olduğu belli. Biz hukuk devletiyiz, zaten Avrupa Konseyinin kurucu üyelerindeniz. Ama çifte standarda da karşıyız." dedi.
"ABD ile masaya oturan Rusya, dönüp AB ile mi savaşacak?" sorusu üzerine Kılıç, bu kadar uçta görünen, bu kadar birbirinden uzak, düşmanca açıklamalar ve tavırların olduğu söylenen kurumlar bir araya gelip konuşabiliyorsa burada diplomasinin önemli olduğunu ifade etti.
AB üye ülkelerinin ve AB'nin kurumsal yapısı arasında birtakım çatışmalar olduğunu dile getiren Kılıç, "Bu süreç Brexit'e gitti. Bilgilendirme açısından yarın yapılacak olan toplantıda Cumhurbaşkanımızın Türkiye'yi temsil olarak, Türkiye'nin varlığı, Türkiye'nin bu konuların içerisinde en üst şekilde birinci ağızdan bilgilendirilmesi gerekiyor anlamında bir toplantı. Toplantıya Türkiye'yi temsilen şu anda Cumhurbaşkanımızın katılması öngörülüyor. Bu zaten çevrim içi bir toplantı." diye konuştu.
- "Savunma sanayimiz seçici davranıyor"
Kılıç, Türkiye için AB üyeliğinin stratejik hedef olduğunu belirterek, "AB'nin ve Avrupa'nın yöneticileri, Türkiye'nin kıymetini özellikle son 1 yıl içerisinde çok daha fazla anlamaya başladılar." ifadelerini kullandı.
"AB, gayri resmi de olsa Türkiye'ye özellikle askeri konuda bir teklifte bulundu mu?" sorusuna ilişkin Kılıç, Avrupa füze sistemleri, kalkan sistemleriyle ilgili yapılan müzakerenin içerisine Türkiye'nin dahil edildiğini aktardı.
Bugün Ukrayna'ya verilen destekler arasında ABD'de üretilen bazı savunma sanayi ürünlerine Türkiye'nin altyapısının destek verdiğini vurgulayan Kılıç, şunları kaydetti:
"Geçmişte bizimle özellikle savunma sanayinde işbirliği yapmaktan imtina eden veya yapmak istemeyen veya 'Türkiye ile yapmayalım da başkalarıyla yapalım' diyen birçok kurum, karar verici, şirket şu anda 'biz nasıl Türkiye ile birlikte ortaklık yaparız? Nasıl Türk sanayisiyle beraber çalışırız?' bu tip mücadeleler içerisinde. Bu noktada da bizim savunma sanayimiz seçici davranıyor artık bu saatten sonra. Avrupa ordusu söz konusu değil şu anda. NATO'nun eşiti ikinci bir sistem kurulması, hazır, var olan bir sistem varken çok mantıklı değil açıkçası."
- "Biz bu noktada çok iradeli bir şekilde net bir şekilde duruyoruz"
Kılıç, dün ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz'la görüştüğünü, bazı konuları istişare ettiklerini, daha sonra görüşmelerinin olacağını ancak sadece ABD ile değil birçok mevkidaşıyla da görüştüğünü söyledi.
"Erdoğan ile Trump'ın yakın zamanda görüşmesi planlanıyor mu?" sorusuna ilişkin Kılıç, temas halinde olunduğunu, karşılıklı fikir alışverişinde bulunulduğunu ifade etti.
"ABD ile Rusya'nın masaya oturmuşken uzlaşacağını düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine Kılıç, yapılan açıklamalara bakıldığında iki ülkenin belli noktalarda uzlaştığını, belli noktalarda ilerleme kaydedildiğini belirtti.
Kılıç, "ABD'nin Suriye'den çekilmelerini öngörüyor musunuz yoksa bunu konuşmak erken mi?" sorusuna, Suriye'deki en önemli konunun istikrarın sağlanması olduğunu söyledi.
Türkiye olarak her zaman süreci destekleyen şekilde çalışmalara devam ettiklerini dile getiren Kılıç, yabancı savaşçıların Suriye'yi terk etmesi gerektiğini ifade etti.
"Terörsüz Türkiye" sürecine de değinen Kılıç, "Öcalan'dan gelen çağrıyı PYD/YPG üstüne almadı. Bu süreci nasıl okuyorsunuz?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"Biz bütün dünyaya zannederim ki artık PYD/YPG'nin, PKK'nın bir kolu olduğu konusunda herhangi bir şüphe bırakmayacak şekilde kendimizi ifade edip, bilgileri de verebildik. Hatırlarsanız Amerikan Kongresinde de zaten bu açıklandı yani kendi yetkilileri tarafından. Bu noktada doğru hatırlıyorsam ilk döneminde Sayın Trump'la yapılan bir görüşmede, oraya verilen desteğin doğru olmadığı noktasında görüşü olmuştu. Şu bir gerçek artık inkar edilemeyecek bir durum var ortada. Biz bu noktada çok iradeli bir şekilde net bir şekilde duruyoruz. Biz buna müsaade etmeyeceğiz. Suriye açısından söylüyorum, burada PYD/YPG'nin herhangi şekilde, farklı unsur olarak hayatta kalması veyahut da orada orayı farklı bir şekilde yönetmesine müsaade etmeyeceğimizi zaten dile getirdik. Suriye yönetimi zaten bunu açıkça beyan etti. Dolayısıyla bu yeni gerçeklik üzerine herkesin ümit ediyorum ki bu noktada ilerleyeceğini düşünüyorum. Dışişleri Bakanımızın bu konuda çok net bir açıklaması oldu, dolayısıyla o noktada ilerlemeye devam edeceğiz."
- "İsrail hükümeti ve Netanyahu ciddi manada bir sıkışmışlık durumuyla karşı karşıya"
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, "Elimizi Dürzi müttefiklerimiz ve Kürt dostlarımıza uzatıyoruz." açıklaması hatırlatılarak,
"İsrail ordusunun Suriye topraklarına saldırırken Netanyahu'nun bu çağrısıyla neyi amaçladığına" ilişkin soruya Kılıç, şu yanıtı verdi:
"İsrail hükümeti ve Netanyahu ciddi manada bir sıkışmışlık durumuyla karşı karşıya. Bu anlamda Gazze'de son 1 yılı aşkın süredir ortaya koydukları katliamların hesabını vermek konusunda zaten artık zorlanıyorlar. Bu işin bir boyutu. Öbür yandan Suriye'deki değişimden sonra burada farklı birtakım düşünceler içerisine girmek gibi niyetleri olabilir mi? Olabilir ama gerçekler net bir şekilde ortada. Terör örgütleri herhangi bir halkın veya herhangi bir unsurun temsilcisi olamazlar. Bu bir gerçekliktir. Kaldı ki Türkiye'nin zaten bölgeyle Suriye olsun, Irak olsun, Lübnan olsun, Ürdün olsun, Mısır olsun bütün bu ülkelerle zaten hem tarihten gelen hem de bugün hem Türkiye'nin jeopolitik durumu hem de Sayın Cumhurbaşkanımızın bölgedeki ağırlığı gereği zaten ilişkilerimiz, görüşmelerimiz var. Dolayısıyla yaptığımız görüşmelerle, yaptığımız çalışmalarla olayları okuyup başkalarının ne konuda ne yapmak istediğinden çok da fazla ilgilenmeden tabii ki onlara söylediklerini de kendi açımızdan analiz ederek kendi yolumuzu yürümeye devam edeceğiz."
- "Terörle mücadele konusunda çok netiz"
"Bir yandan Suriye'yi karıştıracaklar, İsrail'le Türkiye karşı karşıya gelir mi? gibi birtakım sorular da gündeme geliyor. Bu ihtimal var mı?" şeklindeki soruya Kılıç, "Dediğim gibi çalışmalarımız devam ediyor. Dolayısıyla aklı selim ve sakin bir şekilde, analitik bir yaklaşımla bu noktada tüm olayları değerlendirip ne yapmak istediğimizi çok iyi bilerek, tecrübemiz gereği, bu noktada ilerleyeceğiz." yanıtını verdi.
"Türkiye'nin aslında duruşu net, YPG silah bırakmazsa Suriye'de, kaynağında terörle mücadeleye devam edecek bir yandan." şeklindeki değerlendirme üzerine Kılıç, "Terörle mücadele konusunda çok netiz. Cumhurbaşkanımız ne dedi? Terörle mücadele sonuna kadar devam eder." diye konuştu.
Suriye'deki gelişmelerin çok dikkat çektiği ama Rusya ve İran'la Türkiye ilişkilerinde bir kırılma yaşanıp yaşanmadığı sorusu üzerine Kılıç, herhangi bir kırılmanın olmadığını söyledi.
Suriye meselesinde Türkiye-Rusya, Türkiye-İran arasında bir orta yol bulup bulunmadığı sorusu üzerine Kılıç, "Farklı baktığımız başlıklar vardı tabi. Bu gizlenecek bir şey değil, bütün dünya biliyor. Bazı olaylara farklı pencerelerden, farklı görüş açılarıyla bakıyorduk ama şu anda baktığımız zaman kendi görüş ve duruşumuzu ifade ettik. Üst düzeylerde ziyaretler de oluyor oralarda.
Dolayısıyla konuşarak, kendimizi ifade ederek ve karşılıklı olarak, gerektiği zamanda müzakere ederek, görüş alışverişi yaparak ortaya gelebildiğimiz noktada ortaya gelerek gelemediğimiz noktada farklılıklarımızı ortaya koyarak diplomasinin kuralları çerçevesinde görüşmelerimize devam ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile planlanan bir görüşmesi olup olmadığına" ilişkin soru üzerine Kılıç, şöyle devam etti:
"Bugün itibarıyla planlı bir şeyimiz yok ama her an da olabilir. Çünkü malumunuz o kadar hızlı gelişmeler oluyor. Liderlerin görüşmesi çok çok önemlidir ve görüşmeler de oluyor ama liderlerin görüşmesi açısından bazı konuların oluşması lazım. Dolayısıyla kanallar üzerinden sürekli bir görüşme zaten açık ve yapılıyor. İşte Lavrov'un Türkiye'ye gelişi ve Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kabul edilişi, Dışişleri Bakanımız Sayın Hakan Fidan'ın Moskova'ya gidip orada Sayın Putin tarafından kabul edilmesi, kendi mevkidaşlarımızla istihbaratın görüşmeleri bunlar tüm bu görüşmelerin bir parçası ama Sayın Cumhurbaşkanımızla Sayın Putin arasında öyle bir ilişki seviyesi mevzubahis ki yarın bir görüşme talep edilebilir ona göre hareket edilir."
"Suriye'ye geri dönüşlerin hızlı bir şekilde ilerleyip ilerlemediği ve bir takvimlendirme yapılıp yapılmadığı" sorusu üzerine ise Kılıç, şunları kaydetti:
"Buradaki önemli unsur, sadece Türkiye olarak düşünmemek lazım yani Avrupa'nın farklı ülkelerinde de ciddi sayıda Suriyeli sığınmacı var. Bunlardan da dönmek isteyenler var ama bunun en temel unsurlarından birisi güvenlik. Siz kendinizi güvenli hissetmezseniz ve geleceğe yönelik bir ümidiniz olmazsa olduğunuz yerden hareket etmezsiniz, kendinizi orada güvenli hissediyorsunuz. Dolayısıyla Suriye'de o inşa edilecek olan devletin var olan kurumlarının savaştan sonra ayağa kalkması ve insanlara orada güvenlik ve gelecek perspektifi ki bunun içerisinde eğitim çalışmaları, çünkü çocuklarıyla, aileleriyle evine dönecek olanların çocuklarının eğitimi ile ilgili bir ümidi olması gerekir ve günlük hayatlarıyla ilgili bunu sağlamak zaten önemli. Onun için bir sebep diyoruz, mevcut Suriye hükümetine ve yönetimine karşı yaptırımların esnetilmesi, kaldırılması, ticari anlamda ve yardım anlamında ellerinin rahat olması bu işin parçası. Tabii ki birtakım projeksiyonlarımız var ama bunlar birtakım unsurların bir araya gelmesiyle hayata geçebilecek projeksiyonlar. Belli bölgelerde de gayet güvenli bir durum mevzubahis. Türkiye'ye teşekkür edip, Türkiye'nin ve Türk halkının kendilerine göstermiş olduğu misafirperverliğe teşekkür edip ömür boyu unutmayacaklarını söyleyerek oraya geri dönen ve artık Türkçenin ikinci lisan olarak konuşulduğu bir Suriye'den bahsediyoruz bugün. Farklı ülkelerin ev sahipliğinde yapılan konferanslarda Suriyeli mevkidaşlarımızla bir araya geldiğimizde Türkçe konuştuğumuz oluyor. O zaman da diğerleri bakıyor, 'bunlar hepsi bir arada Türkçe konuşuyorlar.' diye, Dolayısıyla var tabii ki oluyor da ama dediğim gibi bu sürecin bir zamanı var."
- "Doğru adımları atacağız"
"ABD Başkanı Donald Trump'ın, Hamas'ı uyararak, 'İsrail'e işi bitirmesi için her şeyi gönderiyorum. Dediğimi yapmazsanız tek bir Hamas üyesi bile güvende olmayacak. Tüm rehineleri şimdi bırakın sonra değil.' dediği hatırlatılarak, bu çerçevede Amerika'nın politikası" hakkında düşüncesi sorulan Kılıç, "Tüm dünya zaten insanların Gazze'den farklı bir şekilde ayrılması, terk etmesi dile getirildiği zaman buna karşı çıktı ve dünya da bunun doğru olmadığını dile getirdi. Dolayısıyla burada tabii ki bazı açıklamalar oluyor ama Gazze halkının kendi evinden de ayrılmak istemediğini tüm dünya biliyor. Dolayısıyla ümit ediyorum ki buradaki geleceği matuf olan çalışmalarda, iki devletli çözümün ve Gazze'de yaşayan insanların tekrar evlerinde güvenli bir şekilde yaşayabilmesi açısından doğru adımları atacağız. Zaten Filistin ve Gazze'nin buradaki duruşu belli. Bu anlamda olaya yaklaşıyoruz, iki devletli çözüm." dedi.
Türkiye'nin Gazze konusunda görüşünün net olduğunu belirten Kılıç, "Cumhurbaşkanımızın dile getirmiş olduğu politika ve irade bu noktada net. Tüm hükümet üyelerimizin ve bu noktada bizlerin muhataplarımıza söyledikleri zaten açık. Bu şekilde, çözüme doğru çalışmaya sabırla devam edeceğiz. Gazze halkına elimizden gelen her türlü desteği vererek muhataplarımızı da kendi görüşlerimizin daha doğru olduğunu düşünerek anlatmaya sabırla devam edeceğiz." diye konuştu.
"ABD'nin Çin'e uyguladığı vergileri ve Çin'in yanıtının başka bir aşamaya taşınıp taşınmayacağına" ilişkin soru üzerine Kılıç, şunları söyledi:
"Avrupa Birliği ile alakalı da böyle birtakım ticari anlamdaki işte vergiler ve hatta yükseltilen tarifeler olarak adlandırılıyor. Çin, Kanada ve Meksika ile yine Amerika Birleşik Devletleri'nin olan bir farklı yaklaşımı. Dolayısıyla bunların hepsini izleyeceğiz ama tabii ticaret savaşları demeyelim de ticari mücadele. Savaş kelimesi, artık savaştan dünya yoruldu. Savaşları bitirmemiz lazım. Bu anlamda ticari farklılıklar, ticari mücadeleler diyelim. Korumacı ticari yaklaşımlar, ekonomi yaklaşımlar, bunlar mevzubahis oluyor ama karşılıklı olarak bu nereye kadar götürülebilir? Buna da bakmak lazım. Çünkü dünyanın da ciddi manada bir iç içe geçmiş bir üretim kapasitesi ve zincirleri var. Bu açıdan da değerlendirmek gerekiyor. Çünkü ABD'nin de kendisi açısından bağımlı demeyeyim ama işbirliği içerisinde olduğu üretici merkezler var, bunlar içerisinde bazı açılardan Çin de mevzubahis."