İmamoğlu Kaymakamlığı tarafından geçtiğimiz günlerde yapılan açıklamada 'mavi dil' hastalığı görüldüğü için Yazıtepe Mahallesi karantina altına alınarak hayvan giriş çıkışları yasaklanmıştı. Mahallede 1 hayvanda tespit edilen mavi dil hastalığı 20 yıl sonra bölgede ilk kez görülürken hastalığın sinek yoluyla bulaştığı belirtildi.

A W306153 02"EN SON 2024 YILINDA GÖRÜLMÜŞTÜ"

Muhtar Cumali Elli, mavi dil hastalığı karasinekler yoluyla küçükbaş hayvanlarına bulaştığını belirtti. Elli, "Bu hastalık en son 2004 yılında görülmüştü, bu yıl ise ilk kez yeniden ortaya çıktı. Küçükbaş hayvanlarda ateş, topallama ve dudaklarda şişme gibi gözlemleniyor. Şu anda mahallemizde endişe edilecek bir durum söz konusu değil, çünkü hastalıklardan insanlar bulaşmıyor. Bir tane hayvanımızda tespit edildi ve onun da tedavisi yapılıyor.

A W306153 02

"KARASİNEK ARACILIĞIYLA YAYILIYOR"

Karasinek aracılığı ile yayılım sağlayan bir enfeksiyon. Başka küçükbaş hayvana bulaş olmaması için küçükbaş hayvanlar açısından mahallemizde alım satım yasak ve karantina olarak geçiyor. Ölüm yok hayvanlarımızda tedaviler sürüyor" şeklinde konuştu. A W306153 01

MAVİ DİL HASTALIĞI NEDİR?

Bluetongue virüs (BTS) olarak da bilinen mavi dil virüsü, geviş getiren büyük ve küçük baş hayvanlarda ortaya çıkabilen viral bir enfeksiyondur. Koyunların en ciddi şekilde etkilenmesine rağmen, keçi, sığır, deve, ceylan ve Afrika antilobu gibi tüm geviş getiren türlerin duyarlı olduğu mavi dil hastalığı, tatarcık sinekleri başta olmak üzere böceklerle bulaşabilmektedir. Sağlıklı görünen sığır ve keçiler yüksek düzeyde virüs taşıyabilir ve daha fazla enfeksiyon kaynağı sağlayabilir. Mavi dil hastalığı, hasta hayvanlara temas etmekten veya bu hayvanların sütünden, yününden insanlara bulaşmaz.

MAVİ DİL HASTALIĞI NASIL BULAŞIR?

Etken “Tatarcık” olarak bilinen sokucu sineklerin (Culicoides) hasta hayvandan emerek aldıkları kanda bulunur ve aynı sineğin sağlıklı bir hayvandan kan emmesi sonucu sağlam hayvana geçer. Bu sinekler özellikle yağmurlu yaz günlerinin ardındaki rutubetli gecelerde aktiftirler. Hasta boğaların spermalarıyla da virüs sağlıklı ineklere bulaşabilmektedir ki bulaşmada dikkat edilmesi gereken önemli yollardan biridir. Sığırlar belirgin bir hastalık belirtisi göstermeksizin virüsü kanlarında taşırlar ve hastalığın koyunlara bulaşmasında önemli rol oynarlar. Etken sokucu sineklerin olmadığı zamanlarda dahi sığır kanında 14 hafta aktif olarak kalabilmektedir.

Sokucu sinek tarafından kan emme sırasında etkeni alan hayvanda ilk belirtiler 7 gün sonra görülmeye başlar. Bu süre hayvanın ırkına ve bireysel direncine göre uzayıp kısalabilir. Örneğin merinoslar diğer koyun ırklarına göre çok daha duyarlıdır ve çok daha fazla etkilenir. Kuzular da koyunlardan daha duyarlıdır.

BELİRTİLERİ NELERDİR?

Aniden 40-42 o C ye varan ateş,

Ateşin başlamasından hemen sonra görülen dudak emme hareketleri,

Dil ve dudak ödemleri dilde mavileşme,

Önce sulu sonra irinli burun akıntısı,

Ağızda ve burun girişinde ülser ve kabuklu yaralar, bunun sonucu solunum güçlüğü ve yem alınımının durması,

Ağızdaki ve burundaki yaraların iyileşmesinden sonra ayakta tırnak aralarında yaralar,

Deride kırmızılıklar, yapağıda kırılma dökülme,

Genç hayvanlarda ishal ve bulguların görülmeye başlanmasından 2-8 gün sonra ölüm.

Bazı durumlarda ölüm çok daha uzun zaman sonra görülebilir. Kuzularda ölüm oranı % 95 e varabilir.

Sığırlarda benzer belirtiler görülmekle birlikte belirtiler çok daha hafiftir, bazen fark edilmeyebilir. Ancak gebe ineklerde AH sendromu denilen anomalili buzağı doğumları ve ölü doğumlar da görülebilir.

Kaynak: İHA