Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun bir parçası olarak stratejik önceliklerimiz, bölgemizde barışı ve güvenliği kuvvetlendirmek, dış ilişkilerimizde yapısal temelleri sağlama almak, aynı zamanda ekonomik refah ve küresel amaçlarımız doğrultusunda ilerlemek." dedi.
AK Parti'nin yarın yapılacak 8. Olağan Büyük Kongresine davet edilen yabancı ülke siyasi parti temsilcileri, Ankara'daki büyükelçiler, diplomatlar ve yurt dışı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri onuruna, AK Parti Genel Merkezi'nde akşam yemeği verildi.
Yemeğe, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Zafer Sırakaya, Dışişleri Bakan Yardımcısı Burhanettin Duran, bazı eski bakanlar ile çok sayıda davetli katıldı.
Yılmaz, programda yaptığı konuşmaya, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını ileterek başladı.
Bir taban hareketi olarak doğan AK Parti'nin, milyonlar için umut haline geldiğini ve hem gönülleri hem de güvenleri kazandığını belirten Yılmaz, halkın iradesiyle kurulan AK Parti'nin, adil ve serbest seçimlerle hükümete geldiğini, vatandaşların hükümeti kendilerine emanet ettiğini söyledi.
AK Parti'nin, adalete adanmış, ahlaki, dürüstlük, adillik, hakkaniyet ilkeleri ve herkes için daha iyi bir gelecek vizyonuyla çalışan bir parti olduğuna işaret eden Yılmaz, vizyonlarının, Türkiye'nin ilerlemesi olduğunu kaydetti.
Yılmaz, Türkiye Yüzyılı'na doğru ilerlediklerini dile getirerek, ilerleme ve ulusal amaçları kararlılıkla devam ettirdiklerini bildirdi.
Devam eden jeopolitik gerilimlere ve ekonomik anlamdaki belirsizliklere rağmen Türkiye'nin, sürdürülebilir kalkınmasına, ekonomik istikrarına ve sosyal refahına adanmış şekilde yoluna devam ettiğini vurgulayan Yılmaz, geçen yıl 262 milyar dolarlık ihracat yaptıklarını, tahminlerine göre Gayrisafi Yurt İçi Hasılanın 1,3 trilyon doların, kişi başına düşen milli gelirin de 15 bin doların üzerine çıktığını anlattı.
Yılmaz, son bir yılda 1 milyona yakın yeni iş gücünü istihdama kazandırdıklarını ve çalışan sayısını 32 milyona yükselttiklerini belirterek, geçen yıl 62 milyon turiste ev sahipliği yaptıklarını kaydetti.
Finans sisteminde istikrarın zemin kazanmaya devam ettiğini aktaran Yılmaz, ana hedeflerinin nispeten yüksek olan enflasyonu düşürmek, istikrarlı ve kapsayıcı şekilde büyümeyi sürdürmek olduğunu dile getirdi.
Yılmaz, "Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun bir parçası olarak stratejik önceliklerimiz, bölgemizde barışı ve güvenliği kuvvetlendirmek, dış ilişkilerimizde yapısal temelleri sağlama almak, aynı zamanda ekonomik refah ve küresel amaçlarımız doğrultusunda ilerlemek." dedi.
Türkiye'nin terör örgütlerine karşı mücadelesine eksiksiz taahhütle devam ettiğini anımsatan Yılmaz, terör örgütlerinin bölgesel güvenlik, barış ve istikrarın en önemli tehditleri olduğunu, bir terör örgütüyle başka bir terör örgütünü araç olarak kullanarak mücadele edilemeyeceğini kaydetti.
Terör örgütlerine karşı devletlerin işbirliği yapması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, meşru siyaset yapıları ve zeminleri üzerinden terörizmin her türlüsüyle mücadele edilebileceğini bildirdi.
- "Kalıcı barışı bölgemizde tesis etmeliyiz"
Türkiye'nin, Ukrayna-Rusya Savaşı ve İsrail-Filistin çatışmasının son bulması için uluslararası alanda çaba sarf ettiğini hatırlatan Yılmaz, Filistin'de iki devletli bir çözümün olmasını, Gazze'deki ateşkesin kalıcı olmasını ve insani yardımların Gazze'ye ulaşmasının sağlanmasını istediklerini vurguladı.
Yılmaz, Filistin konusuna siyasi anlamda bir çözüm bulunmadığı takdirde, sorunun farklı formatlarda tekrar ortaya çıkacağına dikkati çekerek "Uluslararası camia olarak bizler, bir arada çalışmalıyız ve kalıcı bir ateşkes olmasını sağlamalıyız. Beraberinde de siyasi bir süreçle birlikte kalıcı barışı bölgemizde tesis etmeliyiz." dedi.
Türkiye'nin Filistin'e olan yardımlarının sürdüğünü anımsatan Yılmaz, aynı zamanda bütün uluslararası platformlarda da bölgeye barışı getirebilmek için çaba sarf ettiklerini anlattı.
Yılmaz, Batı Şeria'nın ikinci bir Gazze olmasını istemediklerini belirterek, 1967 sınırlarına dayalı iki devletli çözümü savunduklarını söyledi.
- "Uluslararası destek, Suriye'nin yeniden inşası için elzem"
Suriye'de de siyasi süreç vasıtasıyla istikrarı elde etmek için çalıştıklarını anlatan Yılmaz, yerinden edilmiş Suriyelilerin gönüllü ve onurlu şekilde ülkelerine dönmelerini sağladıklarını bildirdi.
Suriye'nin yeniden inşası için yardıma hazır olduklarını dile getiren Yılmaz, şöyle konuştu:
"Suriye'nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü koşulsuz destekliyoruz. Uluslararası destek, Suriye'nin yeniden inşası için elzem. Bu sadece altyapının veya fiziksel değerlerin yeniden inşasıyla sınırlı değil. Suriye'de kurumların, siyasi yapının da yeniden inşa edilmesi gerekmekte. Suriye'nin kapsayıcı, bütün dinleri, yapıları, mezhep gruplarını içine alan şekilde kurulması lazım. Bunun yanında Suriye'nin başka sorunları da var. Belirsizliklerle sınanıyor ve bu noktada biz yardımcı oluyoruz Suriye'ye. Bu bağlamda, Suriye'ye uygulanan ambargolar konusuna değinmek istiyorum. Bu ambargolar, eski rejime karşı konulmuş ambargolar ama artık o rejim yok. Şimdi Suriye halkı yeniden ülkelerini inşa etmeye çalışıyor. Dolayısıyla bu ambargoların kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz. Suriye ekonomisinin, Suriye halkı için yeniden ayağa kaldırılması gerekiyor."
Yılmaz, Türkiye'nin uluslararası alanda yürüttüğü diplomasi faaliyetlerine değinerek, dünyanın ivedilikle diplomasiye, insani değerlerin yüceltilmesine ve adaletsizliklere karşı konulmasına ihtiyacı olduğunu vurguladı.
Hükümetler arası diplomaside partileri kullanmak gerektiğine işaret eden Yılmaz, şunları kaydetti:
"Hem siyasi hem de ekonomik anlamda kural temelli ve kurumsal bir uluslararası düzeni takip etmemiz lazım. Maalesef hem siyasi hem de ekonomik anlamda kuralların zayıflatıldığı bir dünyayı görüyoruz. Gazze'de karşı karşıya kaldığımız durum, şu anda uluslararası değerlerin yozlaştığı, uluslararası kurumların işe yaramadığının çok önemli bir göstergesi ve uluslararası kurum ve düzenlerin bir çözüm getirmediğini gösteriyor. Çünkü birçok alanda izole yaklaşımlar, uluslararası kurumların zayıfladığını ve zayıflatıldığını görüyoruz ki bu iyi bir şey değil. Bu tüm dünya için maalesef kötü bir şey."
Yılmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Dünya beşten büyüktür." sözünü anımsatarak, bunun sadece Birleşmiş Milletler'in kurumsal yapısıyla alakalı olmadığını, çok daha adil ve hakkaniyetli bir dünya için bir çağrı olduğunu ifade etti.
AK Parti kongrelerinin, yolculuklarında bir kilometre taşı olduğunu belirten Yılmaz, kongrelerin bir yenilenme fırsatı sunduğunu dile getirdi.
Yılmaz, AK Parti'nin sadece tarihi takip etmediğini, aynı zamanda tarihi şekillendirdiğini belirterek, AK Parti'nin daha güçlü ve müreffeh bir Türkiye'nin de yolunu hazırladığını sözlerine ekledi.