Dünya

Yeni Suriye, Savaş Tuzaklarından Kurtuldu mu?

Suriye yeni bir krizle karşı karşıya. Esed rejiminin kalıntılarının kanlı saldırıları, SDG'nin reddettiği anayasa ve Dürzilerin İsrail'le yakınlaşması ülkede endişeyi artırıyor.

Abone Ol

"Heybeti olmayanın mülkü olmaz" sözü Araplar arasında nesilden nesile aktarılmış, bazı kaynaklara göre de Emevî halifesi Abdülmelik bin Mervan'a atfedilmiştir. Bu söz tarih boyunca birçok kez doğruluğunu ispatlamıştır. Yönetici açısından heybet bir koruma aracı iken, onu sarsmak yönetimi hedef alanların temel amaçlarından biridir.

Yakın zamanda Suriye'de yeni yönetim, Sahil bölgesinde gerçekleşen ve otoritesini hedef alan olaylarla büyük bir sınav verdi. Esed rejimi kalıntılarının kaos yapma çabası, ülkede ciddi endişelere neden oldu.

Olayların hemen ardından, Suriye Demokratik Güçleri’nin siyasi kanadı olan Suriye Demokratik Meclisi (SDM), Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şer'a tarafından ilan edilen geçiş dönemi anayasasını reddettiğini duyurdu. SDM, anayasanın şeriatı temel yasa kaynağı yapmasını ülkeyi kaosa sürükleyebilecek bir hamle olarak gördü.

Suriye’nin güneyinde ise, Dürzi lider Şeyh Hikmet el-Hicrî, Şam hükümetiyle uzlaşmanın mümkün olmadığını belirterek, "hükümetin aşırı görüşlü olduğunu" söyledi. Bu açıklamayla eşzamanlı olarak, Süveyda’dan yaklaşık 50 kişilik Dürzi din adamı grubu, İsrail işgalindeki kuzey Filistin'de bulunan Nebi Şuayb’ın mezarını ziyaret etti. Bu ziyaret, ilk defa İsrail ordusunun desteğiyle gerçekleşti.

Bu gelişmeler, ülkenin çeşitli bölgelerindeki zorlukları ve ayrılıkçı eğilimleri ortaya koyarken, İsrail'in Suriye’yi dört ayrı bölgeye bölme planıyla da örtüşüyor.

Sahildeki Kanlı Saldırılar

Devrimci güçlerin Şam’a girişinden sonra, Suriye bir süre barış ve huzur ortamına kavuşmuştu. Ancak 6 Mart günü, Esed rejiminin kalıntıları Sahil bölgesinde silahlı saldırılar başlattı. İlk saldırılar Ceble kırsalında gerçekleşirken, kısa sürede Banyas ve Lazkiye'ye de yayıldı. Saldırganlar askeri noktaları ve Denizcilik Akademisi'ni hedef aldı.

Saldırılarda 200'den fazla güvenlik görevlisi öldü, onlarcası kayboldu. Genel seferberlik ilan edilerek saldırılar ancak 7 Mart sabahı kontrol altına alınabildi. Bu süreçte bazı askerlerin sivillere yönelik ihlallerde bulunması ise toplumsal barışa zarar verdi.

Kriz, hükümeti hem iç hem dış müdahale riskleri konusunda endişelendirdi. Özellikle sivillere yönelik ihlaller ve azınlık bölgelerindeki çatışmalar, uluslararası müdahale olasılığını gündeme getirdi.

Hükümet olayların ardından bölgeye sokağa çıkma yasağı koydu, sivillerin tahliyesini gerçekleştirdi ve ihlalleri yapanlar hakkında soruşturma açtı. Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ise ulusal birlik ve huzur için bağımsız bir komite kurma sözü verdi.

Uluslararası Tepkiler

Türkiye, Ürdün, Katar, Suudi Arabistan ve Kuveyt gibi ülkeler, Suriye'nin istikrarına vurgu yaparak saldırıları kınadı. ABD, saldırıları sert şekilde eleştirdi. İsrail ve İran'dan ise yönetime yönelik sert eleştiriler geldi. Rusya, Lazkiye’deki Hmeymim üssünü sivillerin ve rejim kalıntılarının kullanımına açarak insani yardımda bulundu.

Bu olaylar, yeni Suriye yönetiminin güvenlik önlemlerini güçlendirmesi ve toplumsal barışı sağlamak için ciddi adımlar atması gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.