Bundan aylar önce kanallar bangır bangır bağırdı. Gazeteler yazdı. Bakanlık çalışma yaptı hatta mecliste yasa bile çıktı sahipsiz köpeklerin sonunda toplatılması kararı alındı. Bu kararın şuana kadar işlediğini göremiyoruz.  

Hem güvenlik yönünden hem de sağlık yönünden sahipsiz sokak köpeklerinin bu derece bölgelerimizde rahat vatandaşlarımızı endişelendiriyor. Ben çocuğumu, yakınımı bir yere gönderecekken “Acaba köpekler saldırır mı?” diye düşünmek zorunda mıyım.  

Suç öncelikle bu hayvanlarda değil. Yaradılış gereği bu hayvanların iç güdüsünde saldırganlık var. Bizim suçumuz bu tür sahipsiz sokak hayvanlarını zamanında kısırlaştırmamak. Şimdi her sokağın başında köpekler bekliyor. Plansız üreme sorunun sahiplenilmemesi bize çok pahalıya mal oldu.  

Bu zamana kadar olan oldu. Bundan sonra ne yapmalıyız. Zararın neresinden dönülürse dönülsün kar saygı değer okurlarım. İlk akla gelen ama bence son uygulanması gereken yöntem ötenazi. Bundan önce tüm belediyeler karar alıp kısırlaştırma seferberliğine girilirse bence sokak hayvanları sorunu 3-5 yıla tamamen biter.  

Bu konunun uzmanı olmadığımız halde kendimiz akıl yürüterek ülkemizi uzun süredir meşgul eden sokak hayvanları sorununa çözüm üretebiliyoruz. Bunun altından bürokratlar mı, bakanlıklar mı veya yüzbinlerce çalışanı olan belediyeler mi kalkamayacak. Tabi durum öyle değil. 

Bu zavallı hayvanlar sayesinde servetine servet katan bir kesim var. Yıllardır “Sokak hayvanları için yardım topluyoruz” deyip milyonlarca kişiyi dolandıran dernek veya vakıf ismiyle kurulmuş çeteler var. Mesele sadece sokak hayvanı değil. Zaten hayvanları seven bu canların sokakta bakımsız, aç, sağlıksız bir biçimde yaşamasına göz yumar mı? Hiç zannetmiyorum.