Antalya'da sahipsiz köpeklerden kaçarken kamyonun altında kalarak hayatını kaybeden 10 yaşındaki Mahra Melin Pınar'ın annesi Derya Pınar, muhalefet sıralarına çocuğunun ayakkabısını fırlattı. "Benim çocuğum öldü, siz neyi konuşuyorsunuz?" diyerek tepkisini gösteren Pınar, komisyon toplantısı salonundan çıkarıldı. Muhalefet milletvekilleri ve bazı sivil toplum kuruluşları temsilcileri, Pınar'ın çıkarılmasını talep etti ve bu talep üzerine Komisyon Başkanı Vahit Kirişçi, Derya Pınar'ı salondan çıkardı. Görüşmeler sürerken salon dışında bekleyen sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile polisler arasında zaman zaman gerginlik yaşandı. Güvenlik önlemleri kapsamında salonun giriş kapısında polisler görev aldı.
USUL TARTIŞMASI
Komisyon üyesi AK Parti Rize Milletvekili Harun Mertoğlu'nun sunumu sırasında, muhalefet vekilleri masalara vurarak tepkilerini dile getirdi. CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, "Usul tartışması çıktı. Siz bu yetkiyi çiğniyorsunuz. Sizin de bizim de en önemli bağlayıcımız iç tüzük değil mi? Birçok insanı kapıda bırakıyorsunuz. O anneye sesleniyorum, kendisini ziyarete giderim. Annemiz bunun mağduru ise acısını paylaşıyoruz. Elbette sokak hayvanları sorunu çözülmeli ancak sonunda hayvanları öldüreceğiniz teklife direneceğiz. Siz komisyonu kaçırıyorsunuz, sınırlıyorsunuz. Kimilerini seçiyorsunuz, kimilerini aldırmıyorsunuz. Bizim çağırdığımız uzmanları içeri aldırmıyorsunuz," ifadelerini kullandı.
"HAYVANLARIN KORUNMASINA YÖNELİK YÜKÜMLÜLÜKLER GETİRİLMELİ"
CHP Grubu adına söz alan Bursa Milletvekili ve Komisyon Üyesi Orhan Sarıbal, Anayasa'da hayvanların korunmasına ilişkin doğrudan bir hüküm olmamasına karşın, dolaylı ve örtülü de olsa madde 45 ve 56'nın hayvanları koruduğunu ve haklarını kapsam altına aldığını söyledi. Sarıbal, "Öyle ki kamu yararı gibi madde 45'te, 'Tarım, hayvancılık ve tarım arazilerinin korunması' kamu yararından değerler ve varlıklar olarak söz etmektedir. 56'ncı madde ise 'Herkesin sağlıklı, dengeli ve yaşayabileceği bir çevre hakkı vardır' hükmü gereği hayvanları da kapsadığı açıktır. Ayrıca Anayasa'nın 63. maddesiyle de devlete tabii varlıkları, ki hayvanlar da bunun içerisine giriyor, korumaya yönelik sorumluluğu yüklenmiştir. O halde canlılar arasında tür bazlı ayrım yapmaksızın hayvanların hukuki varlık olmasını devlete, hayvanların korunmasına ve refahına yönelik yükümlülükler getirmektedir. Dolayısıyla bu yasa, açık bir şekilde Anayasa'ya aykırıdır ve geri çekilmek zorundadır." dedi.
TARTIŞMANIN DEVAMI VE GERGİNLİKLER
DEM Parti Grup Başkan Vekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit ise, "Biz akıllıyız diye, yürüyoruz, icat ediyoruz diye, zehri biliyoruz diye bütün hayvanları öldüremeyiz. Sokak köpeklerini öldüremeyiz. Biz doğaya hükmedemeyiz. Bu ekosistemin sadece bir parçasıyız ve ekosistemle barışık, uyumlu yaşadığımız oranda mutlu olabiliriz, bu yaşamın bir parçası olabiliriz. İktidardan olan milletvekilleri 'Önce insan' diyorlar. Hayır, önce doğa, önce ekosistem. Bütün canlılar arasında bir hiyerarşiye gidemeyiz. Benim canımı yakan şeyin bir köpeğin canını yakmadığını iddia edebilir misiniz? Bana işkence edildiğinde benim canım nasıl yanarsa, bir köpeğe, bir kediye, bir hayvana da şiddet uygulandığında aynı şekilde canı yanar. Şu anda kendilerini savunamayacak, söz söyleyemeyecek, bir örgütleri, bir partileri olmayan hayvanlar, sokak köpekleri adına burada ölüm fermanına imza atmaya çalışıyoruz. Bir de bu ölüm fermanını makul bir sınıra getirmeye çalışan, masumlaştırmaya çalışılan çok tehlikeli kavramlar kullanılıyor, 'Ötenazi' deniyor. Ötenazi kime uygulanır Sayın Başkan? Yaşamının belli bir aşamasından sonra, terminal döneminde olan, yaşamak istemeyen ve acılara katlanmak istemeyen insanların, akıl sağlığı yerindeyse onların iradi beyanı sonucunda Avrupa'nın bazı ülkelerinde uygulanıyor. Ülkemizde yasak. Anayasamızda ötenazi diye bir kavram geçiyor mu? Hayır, geçmiyor. Peki, nasıl uygulayacağız ötenaziyi? Bu sadece katletmeyi meşrulaştırmak için kullanılan bir kavram," değerlendirmesinde bulundu. (Haber merkezi)
