Uzmanlar, gelen mesajların kesinlikle başka kişilere
iletilmemesi gerektiği uyarısını yaptı.
Türkiye'nin önemli illerinde son aylarda yaşanan bombalı terör
saldırılarının ardından büyük şehirlerdeki vatandaşları bir korku
saldı. Özellikle saldırı sonrasında vatandaşlar tarafından polise
onlarca ihbar geldi. Bazı kentlerde yetkili birimlerce
doğrulanmadığı halde bombalı araç haberleri yaygınlaştı. İzmir,
Ankara, İstanbul gibi kentlerde yaşayan yurttaşlar, cep
telefonlarına gelen mesajla daha da paniğe kapıldı. Son zamanlarda
gelen mesajların sıklığı artarken, iletilerde sokağa çıkılmaması,
otobüs veya metroya gerekli olmadıkça binilmemesi gerektiği
yazıldı.
TERÖR ÖRGÜTLERİNİN KAOS PLANI MI?
Elden ele dolaşan bu mesajların terör örgütlerinin yeni bir kaos
planı olabileceği belirtildi.
Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde görevli Prof. Dr.
Tanju Tosun, bu tür dezenformasyon türdeki mesajların kişileri
psikolojik olarak etkilemeye yönelik olduğunu söyledi. Gelen
mesajların başka kişilere iletilmemesi uyarısında bulunan Tosun,
mesajlara itibar edilmemesi gerektiğine dikkat çekti. Terör
örgütlerinin çalışma şekline değinen Tosun, şöyle konuştu: "Terör
saldırısının ardından başta sosyal medya olmak üzere, çeşitli
iletişim araçlarıyla kamuoyuna ulaştırılan yeni saldırı
olasılıklarına ilişkin mesaj ve haberler toplumda belirgin bir
endişeye yol açmış görünüyor. Geniş kitleler özellikle yakın
geçmişte gerçekleştirilmiş terör eylemlerinin ardından bu tür
duyumları aldıkları takdirde, haberin, mesajın gerçekliğini
sorgulama ihtiyacı hissetmeden, insanların psikolojik özellikleri
gereği, bu tür gerçek dışı kirli haberlere inanma eğilimindedir.
Çünkü, yakın bir geçmişte yaşanan eylemler, endişe inşa etme amaçlı
haberler rasyonel akıl sürecinde değerlendirilmeden, endişe, korku
gibi saiklerle gerçek olanı bastırır. Bu tür endişeleri aşmak için
bir yandan siyasi ve bürokratik karar vericilere, diğer yandan
kamuoyuna, vatandaşlara önemli sorumluluklar düştüğü
kanaatindeyim."
ÖRGÜTLER BU TÜR PROPAGANDALARA BİLİNÇLİ OLARAK
YÖNELİYOR
Prof. Dr. Tanju Tosun, sözlerine şöyle devam etti: "Burada
öncelikle belirtmemiz gereken; politik karar alıcılar ve bürokratik
uygulayıcılar kamuoyuna aktarılan bu tür gerçek dışı mesajlar,
haberlerin gerçek dışılığı konusunda ikna edici yöntemle kitleleri
gerçeğe ilişkin bilgilendirmelidir. Bilgilendirmenin içeriğinde bu
tür mesaj, haberlerin gerçek olanı gizleme, terör örgütlerinin
dezenformasyonu, karşıt propagandası olduğunun altı özenle
çizilmelidir. Ayrıca, terör örgütlerinin toplumsal desteklerinin
yok olma sürecinde bu tür karşı propagandaya bilinçli olarak
yöneldiklerinin de özenle vurgulanması gerekir."
Tosun, ayrıca, "Kitle üzerinde endişe oluşturma, yıldırma türü bu
tür haber ve mesajların etkisini yok etmek için, bizzat mesajın
ulaştığı kitlelere de önemli görev düştüğü kanaatinde" olduğunu
söyledi.
Tosun, gerçek haberle gerçek dışı haber arasındaki ayrıntıyı fark
etmek gerektiğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
"Öncelikle resmi yayın organlarından, kurumlardan kendilerine bu
tür bilgilerin aktarılıp aktarılmadığını sorgulamalı, araştırmalı,
ardından sosyal çevresinde bu tür gerçek dışı, kirli haberlerin
yayılmaması için, mesaj, haberi yaymak yerine, gerçek dışılığı,
kurumları itibarsızlaştırma, yılgınlığa düşürme ve endişe yaratma
odaklı olduğunu, gerekli gördüğü takdirde sağduyulu bir dille
sosyal çevresinde dile getirmelidir. Burada altı önemle çizilmesi
gereken bir diğer husus; bu tür fısıltı gazeteciliğinin özellikle
medyaya güvenin azaldığı dönemlerde yükselişe geçmesidir. Bunun
önüne geçilmesinin yolu; medyaya olan güvenin arttırılması ve
siyasi iktidarların kamuoyunu endişeye sevk eden gerçek dışı
haberlere vatandaşların itibar etmesine fırsat vermeden kamuoyu ile
konuya ilişkin bilgileri önleyici tedbir amaçlı olarak açıkça
paylaşmasıdır. Çünkü, hayali olanın gerçek olan karşısında
inandırıcı olma, itibar elde etme şansı yoktur."