ÖSP’den Yarbay Vael Fuad’ın Al-Monitor’a verdiği bilgiye göre ÖSP’nin hedefi, ÖSO’nun şehir ve kasaba girişlerindeki kontrol noktalarını devralmak, düzenli devriye gezmek, trafik polisliğini teşvik etmek, trafiği düzenlemek ve bir acil müdahale birimi oluşturmak. Fuad’ın birimi Türkiye’nin Mersin kentinde gördüğü 23 günlük yoğunlaştırılmış eğitimin ardından bu ay Halep vilayetinin kuzeyinde, Suriye-Türkiye sınırı yakınlarındaki Azez’de göreve başladı. Fuad, eğitimlerin “asayişi sağlama, örgütlü suçlar, tutuklama, silahlı saldırılar ve terörle mücadele” gibi konulara odaklandığını kaydetti.
Fuad’ın 1300 kişilik biriminin görev alanı sınır kasabası El Rai’nin yanı sıra Mare, Suran ve Ahtarin gibi bölgede yer alan başka bazı kentleri de kapsıyor. 450 kişilik bir başka ÖSP grubu ise ocak ayında yine Halep vilayetinin kuzeyinde Türkiye sınırındaki Cerablus bölgesinde göreve başlamıştı.
ÖSP özel olarak Halep’te Devlet Başkanı Beşar Esad rejimine muhalif silahlı grupların kontrol ettiği bölgeler için kuruldu. ÖSO’nun da içinde bulunduğu bu gruplar Türkiye’nin yürüttüğü Fırat Kalkanı Harekâtı’nda savaştı.
ÖSP, 10 Mart’ta ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri’nin 2016’nın başında ele geçirdiği kuzey Halep’teki köy ve kasabaların ÖSO kontrolüne alınmasını isteyen göstericilere koruma sağladı. Göstericilerin bir başka talebi, farklı silahlı grupların birleşmesi ve Azez’de meskûn mahallelerde bulunan ÖSO mevzilerinin kaldırılması idi.
Polis biriminin ÖSO’nun yerini almayacağını belirten Fuad, ÖSP’nin görevini ÖSO’ya yardımcı olmak, ÖSO’nun yükünü hafifletmek ve güvenlikle ilgili bazı görevleri üstlenerek -- Fırat Kalkanı Harekâtı’nın sürmesi halinde -- ÖSO’nun kent merkezleri dışındaki savaş alanlarına yoğunlaşmasını sağlamak şeklinde ifade etti. Fuad’a göre “Şam Cephesi dâhil birçok silahlı grup Azez’deki komuta merkezlerini boşaltamaya başladı ve bu da ÖSP’nin asayiş işini devralma açısından başarı şansını artıracak.”
Mevcut iki ÖSP biriminin yeterli olmadığını vurgulayan Fuad şöyle devam etti: “ÖSO grupları El Bab’ı DEAŞ’den kurtardıktan sonra polis ihtiyacı arttı. Mart başında üçüncü bir ÖSP grubu eğitim için Türkiye’ye gitti. Eğitimi muhtemelen mart sonunda tamamlayacaklar ve ondan sonra El Bab’ta ve kentin dış bölgelerinde göreve başlayacaklar.” Fuad’a göre polis ihtiyacı 5 bini aşabilir.
ÖSP’nin Cerablus’ta konuşlu birinci grubu, 2016’nın sonlarında Türkiye’nin güneyindeki Gaziantep ve Kilis illerindeki mülteci kamplarında kalan Suriyelilerden oluşturuldu. Azez ve çevre kasabalarda konuşlu ikinci gruptakiler ise daha çok Halep vilayetinden geldi.
Adam bulma konusunda hiçbir sıkıntı yaşanmıyor. Şubatta eğitim aldıktan sonra Mare’ye gönderilen polislerden Muhammed Kusa Al-Monitor’a şöyle konuştu: “ÖSP’nin alımları Halep kırsalındaki gençlere iş sağladı. Daha düzenli bir gelir kaynağı arayan pek çok eski ÖSO savaşçısı için ulusal polis gücünde çalışmak bulunmaz bir fırsattı. Çünkü El Bab’ın alınmasından sonra Fırat Kalkanı kapsamındaki taarruzlar durmuştu.”
Polislerin “600 Türk lirası, yani 200 dolar civarında” maaş aldığını belirten Kusa, bu paranın ÖSO kontrolündeki Halep kırsalında beş kişilik bir aileyi geçindirmeye yettiğini kaydetti.
Türkiye tarafından eğitilen bir polis gücünün ÖSO kontrolündeki yerlere konuşlanması Halep vilayetinin belli bölgelerinde Türkiye’nin nüfuzunu artırabilir. Al-Monitor’a konuşan medya aktivisti Firas Mevla, ÖSP’nin doğrudan Türk subaylarının denetiminde olduğunu belirtti ve ekledi: “Ancak güvenliği sağlamak ve önümüzdeki günlerde şehirlerden tamamen çıkacak olan ÖSO gruplarının etkisini azaltmak için vasıflı ve ehil Suriyeli subaylar da onlarla birlikte yan yana çalışıyor.”
Mevla’ya göre Türkiye’nin rolü güvenlikle sınırlı değil: “Türkiye’nin çeşitli mahkemeler kurarak yargıyı da yeniden yapılandırma planları var. Aslında güvenlik ve yargı el ele gider. Türkiye eğer nüfuzunu artırmak istiyorsa her ikisine de el atmalı. Bana göre bu, kaostan çıkan bölgeyi olumlu etkiler.”