Ayvacık'ta, üretimi çok zahmetli olan ve kök boya kullanıldığı için renkleri solmayan Osmanlı'dan kalma yaklaşık 500 yıllık el dokuması halıcılığı unutulmaya yüz tuttu.
İş adamı Mehmet Ünal Şahin, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Ayvacık'taki el dokuması halıcılığı kültürünü yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak için 500'ün üzerinde oluşturduğu Ayvacık halıları koleksiyonuna gözü gibi bakıyor.
Şahin, halıları yılda bir kez güneşe çıkarıyor. Çeyrek, seccade, taban, kelle boyunda içerisinde 100 yıllık geçmişi bulunan, üzerine işlenen motif ve desenlerle birçok duygu ve hikayeyi de içinde barındıran 500'ün üzerinde Ayvacık halıları yaklaşık bir hafta güneşte kalıyor. Sonrasında depoda kuru yerde istifleniyor. Dron ile görüntülenen halılar, görsel şölen oluşturdu.
Ayvacık'ta el dokuma halıcığı yapan kimsenin kalmadığına dikkat çeken iş adamı Mehmet Ünal Şahin, 'Bu kültürü devam ettirelim. Atkı, argaç ve çözgü ipi. Üçü de ayrı bir büküm olur. Bu bir sanattır. Bu sanatı yıllarca okuması, yazması olmayan analarımız, nenelerimiz yaptı. Muazzam bir mühendislik düşüncesi.
Bizi şuanda ilgilendiren ve okumaya çalıştığımız halılar üzerindeki sembollerdir. Halılar üzerindeki semboller organik değil, geometriktir. Geometrik desenler kesişir. Bunlardan çok ifadeler çıkarmışlardır. Halılar da bunların dokunuş şekillerine göre isim almıştır. Bizim için önemli olan turna kuşlarının uçuşunu sembolize etmiştir. Aynı zamanda orada bereketi sembolize etmiştir.
Genç kızlar hayatları boyunca çocuklarına kalabilecek çeyiz dediğimiz halıları yapmışlardır. Evlerinde vardır. Evleneceklerinde ya da evlendiklerinde damada, sonuçta görücü usulü ile evlenme var. Direkt söyleyemediklerini halı üzerinden söylerler. Şiir gibi o halının içinde duygu ve düşüncelerini hitap eder. Kadınlarımızın, kızlarımızın yanında erkeklerimiz de halı dokurdu. Maalesef son zamanda hiç kalmadı. Hiç kimse halı dokumuyor' dedi.
"EL DOKUMASI HALICILIK KÜLTÜRÜNÜN SON DÖNEMLERİ YAŞANIYOR"
Ayvacık ilçesinde, Osmanlı'dan kalma 500 yıllık kök boya ile yapılan el dokuması halıcılık kültürüyle dedesinin de halı biriktirdiğini, kendisinin de keyifle bu halıları biriktirdiğini kaydeden Şahin, 'Bu kültürü gelecek nesillere de bırakmak istiyorum. Onun için bu halıların iyi bir bakıma ihtiyacı var.
Yılda bir defa bu halıları güneş tarlası diye geniş alanlara yayıyorum. Burada bir hafta, 10 gün güneşliyor. Sonra depomuza kuru yere istiflemeye götürüyorum. Kültürel değerlerimizi yaşatalım. Halılarımız 100 yıldan günümüze kadar gelir. Daha eskisi yok. Daha eski halılar artık antika olmuş niteliktedir ve kullanılan evlerde vardır. Bu halıların doğal, kök boya olması daha fazla uzun ömürlü olmasını sağlıyor.
Bu halıları, güve ve rutubetten koruyacaksınız. Güneşlendireceksiniz. Arada bir istif bozup, yeniden yapacaksınız. Zaten bu kültürler yok oluyor ama bu el dokuma insanlarla birlikte gidiyor, eriyor, çürüyor. Mutlaka ve mutlaka bu kültürün yaşatılması lazım. Bunlar koruma altına alınmalı. Bu da bir vatandaşlık görevidir.
Gelecek nesillere bu kültürün akımını, ne anlattığını anlatma bakımından önemli bir faktördür. Bu halılar bir bina altına, bir koruma altına alınabilir. Artık el dokuması halıcılık kültürünün son dönemleri yaşanıyor' diye konuştu.
Devletin bu halıları koruma altına alması gerektiğini de dikkat çeken Mehmet Ünal Şahin, Azerbaycan'da el dokumalarıyla ilgili müze yapıldığını belirtti. Azerbaycan'da, İran'da ve Afganistan'da halıcılığın ünlü olduğunu kaydeden Şahin, 'Koleksiyonum sadece ve sadece Ayvacık'ta dokunan halılardan ibarettir. Değişik bölgelerin halıları yoktur. Bu koleksiyon halılar sadece Ayvacık bölgesi kültürüne aittir. Başka bölge halısı bulundurmadım ve o halılara yatırım yapmadım' şeklinde konuştu.