Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanını muhakkak duymuş veya okumuşuzdur. Tanpınar'ın en önemli eseri olan bu romanda, kültürümüz için hayli önemli bir mekandan bahsedilir.
Romandaki Baş kahraman Hayri İrdal, Çocukluğu ve gençliği Osmanlı döneminde geçen bir muvakkittir. Peki bugün, teknoloji sebebiyle işlevsiz hale gelen muvakkitlik mesleğinin ve muvakkithanelerin o günkü işlevleri neydi? Gelin birlikte bakalım.
Muvakkithane, kelime anlamı olarak vaktin belirlendiği yer anlamına gelmektedir.
Osmanlı’da muvakkitler, yani vakti belirleyen kişiler, muvakkithane dediğimiz mekanlarda, çeşitli aletlerle vakti tespit ederler; namaz vakti, ramazan ayı gibi önemli zaman dilimlerini tespit ederlerdi.
Muvakkithaneler camilerin bahçesinde bulunmakla birlikte, büyüklükleri iki odayı geçmezdi.
Şu an, önünde bulunduğumuz İskender Paşa Cami 16.yy’a ait. Fakat görmüş olduğumuz muvakkithane, 400 yıl sonra inşa edilip, türbenin hemen kenarına iliştirilmiş.
İmparatorluğun son dönemlerinde, çok eski yapıların yanına bile muvakkithanelerin inşa edilmesi, Osmanlıların vakit hesabını ne kadar önemsediklerini gösteriyor bize.