KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİYDİ
Adrese dayalı nüfus kayıt sisteminde oluşan son verilere göre, nüfusumuz 79.814.871 kişi.
Rakama çok takılmayınız, çünkü ben bunu yazarken bile fabrika gibi çalışan doğumevlerinden daha nice nice bebekler, dünyanın bu en renkli ülkesine merhaba dedi, kim bilir.
Sıkıntım şu ki son verilere göre kentlerde yaşayanların oranı %92,3 ve köylerde yaşayanların oranıysa %7,7 olmuş. Köylü nerede bilen var mı?
Allah sonumuzu hayır etsin. Köyler, sanayi canavarlarının ürettiği tüketim çılgınlığının giremediği, zamanın deminde aktığı vahalar gibiydi. Dünya gıda savaşlarına hazırlanırken biz de binip bu alamete, bereketli gıda diyarlarını sahipsiz bırakarak gidiyoruz kıyamete.
İlkokuldan bu yana hocalarımızdan duyduğumuz ‘’ Türkiye tarımda kendine yetebilen üç ülkeden biridir’’ sözünü hatırlar mısınız? Ne yazık ki eyer köyden kente göç bu şekil de devam ederse bu sözü tam tersi bir anlamda güncellemek zorunda kalırız.
Birde yeni nesil geldi. ‘’Ne yapacağız tarla ile uğraşmayı’’ diyorlar. Ne yapalım? Gidip şehirde çalışalım. Çiftçi şehirlere göç etmiş. Duydunuz mu?
Duymadı isek şayet ileride kavunu İran’dan, domatesi İtalya’dan alırsak o zaman anlarız.
Köylü milletin efendisiydi. Timsah da gözyaşı döke döke avlanır. Bu riyakarlıkla milletin efendisini ancak kabristan, duyarsız ve basiretsizlikle bu tüketim toplumunu inşa eden hepimizi de patlamış ithalatla dolar bağımlısı olmuşluk bekler. Bunun sonunda ise bizi tüketen bir toplum bekler. Üretmeyen tüketen toplumların sonunu da bu yazıdan sonra tahmin edebiliriz.