FETÖ’nün EGM’de işlediği suçlar (2)
Kamu kurumlarında çalışan örgüt mensuplarının bilgileri de örgüt tarafından güncel olarak arşivlenmektedir.
İstihbari mahiyette elde edilen bilgiler, istihbarat birimlerindeki örgüt mensupları tarafından bağlı oldukları üst örgüt sorumlusuna gönderilip arşiv oluşturduğu anlaşılmaktadır.
Söz konusu arşivden, örgütün ihtiyaç duyduğu anlarda pek çok kez faydalanılmıştır.
Örneğin örgütün komple taarruza geçtiği 17-25 Aralık sürecinden sonra montajlı kasetler örgüte yakın medya organlarına servis edilmek suretiyle kullanılmıştır.
Örgütsel işbirliği içerisinde polis-medya birimleri ele ele vererek belirlenmiş hedeflere saldırıya geçmiştir.
Süreç sonrasında ise örgüt açsından işlerin yolunda gitmemesi nedeniyle söz konusu örgüt mensubu polis- medya birlikteliği birbirini sahiplenme derecesine varmıştır.
Tüm bunlar örgütün varlığını ve gücünün ulaştığı noktayı gösteren önemli delillerdir.
Örgütün emniyet teşkilatının Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığının merkez ve taşra birimlerini kullanarak gerçekleştirdiği operasyonlar, ana amaca bu birimin de kullanılarak varılmak istendiğini göstermektedir.
Tahşiye adı verilen gruba yönelik gerçekleştirilen operasyon ile yapılan usulsüzlükler ile "Selam Tevhid" adı ile terör örgütü oluşturup hükümet ve çevresini hedef almak için emniyet bu birimi üzerinden usulsüz soruşturma yürütülmüştür.
"Şüpheli Fetullah Gülen'in 06.04.2009 günü www.Herkul.org adlı internet sitesinde yaptığı konuşmada;
El-Kaide silahlı terör örgütünün ülke içinde faaliyeti olup olmayacağı hususunu açıklarken El-Kaide'nin doğrudan ülkemizde faaliyet ve eylemi olmasa da başkaca grupların terörize edilebileceğini belirtilmiştir.
Silah ve mühimmat verilerek eylemler yaptırılabileceğini, adlarına da Tahşiyeciler denilebileceğini, şeklindeki konuşmasından çok kısa bir süre sonra;
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce;
Daha öncesinde hiçbir şekilde emniyet genel müdürlüğü terörle mücadele dairesi ve adli yargıda tahşiye ve tahşiyeciler ismi geçmemesine rağmen şüpheli Fetullah Gülen'in konuşmasından 20 gün sonra tahşiyeciler ismi ile tahkikat ve araştırmalara başlatılmıştır.
Bir ay sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına iletişim dinleme ve teknik araçlarla izleme tedbirleri uygulanması başvurusu yapılmıştır.
9 ay sonrasında gerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca gerekse o dönem itibari ile Bursa, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, İstanbul, İsparta, Konya, Bitlis, İzmir, Kocaeli, Malatya, Mersin, Sakarya, Sivas, Şanlıurfa, Van Cumhuriyet Başsavcılıklarınca eş zamanlı operasyonların kısa süre sonra yapılmasıdır.
Soruşturma sürecinde birçok usuli işlemde önemli hukuka aykırılıklar ve yanlışlıklar yapılmasıi, birçoğunda da elde edilen delillerin şüpheli durum arz etmesi, belge ve evrakların sahte tanzimi, delillerin kasten aleyhe yorumlanarak işlem yapılması hususları dikkate alınarak;
Samanyolu televizyonu dizisindeki karanlık karar kurulu adlı bölüme ilişkin diyalogların gerek şüpheli Fetullah Gülen'in konuşmasını teyit eder ve açıklayıcı mahiyette, gerekse devam eden süreçte İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca Tahşiye grubuna yönelik 2009/1016 sayılı soruşturmanın safahatı ile çok benzerlik taşımıştır.
Şüpheli Fetullah Gülen'in vücuda getirdiği yapılanmanın şüphelinin emirlerini çok süratli bir şekilde yerine getirdiği, Amerika'da yaşayan şüpheli Fethullah Gülen'e bağlı Türkiye Cumhuriyeti devletinin bürokrasisine emniyet ve askeri birimlerine yerleşen ve ekonomi, basın yayın hayatını kontrol edebilecek nitelik ve nicelikte örgütlü bir yapılanma meydana getirmiştir.
Şüphelinin vücuda getirdiği bu yapılanmaya ilişkin emir ve talimatların çoğu kez bizzat senaryosunu onaylayıp yayınlattığı karanlık oda, karanlık kurul ve dizi bölümleri ile www.herkül.org adlı internet sitesinde verdiği şüphelinin yapılanma içerisindeki çok etkin düzeyde olduğunu" göstermektedir.
( Sıfır yazılı tişörtlerle FETÖ yapılan operasyonları protesto etmiştir. Bu protesto eylemleri için örgütün protestolarına bakılabilir. )