Parazitlere karşı yaygın olarak kullanılan imidakloprid ve fipronil, pire ve kene tedavisinde damla şeklindeki spot-on uygulamalar ve pire tasmaları aracılığıyla kullanılıyor. Ancak bu kimyasallar, 2018 yılında arılar ve diğer böcekler üzerindeki yüksek toksisiteleri nedeniyle tarımsal kullanım için yasaklanmıştı.

Son araştırmalar, bu kimyasalların evsel atık sular yoluyla veya köpeklerin göletlerde ve nehirlerde yüzmesiyle doğaya karıştığını gösteriyor.

Köpekler Yüzdüğünde Su Kirleniyor

Science of the Total Environment dergisinde yayımlanan araştırma, köpeklerin yüzdüğü sularda bu kimyasalların tüylerinden ayrışarak suya karıştığını doğruladı.

Araştırmayı yöneten bilim insanlarından Leon Barron (Imperial College, Halk Sağlığı Fakültesi), köpek sahiplerini uyararak şunları söyledi:

“Bu ürünler süpermarketlerde herhangi bir kısıtlama olmadan satılıyor. Köpek sahipleri, bu kimyasalların faydalı tedavi yöntemleri olmasına rağmen çevre kirliliğine ve zararlı böceklerin bu kimyasallara direnç kazanmasına neden olabileceğini bilmeli.”

Hampstead Heath’te Biyoçeşitlilik Tehlikede

800 dönümlük doğal ormanlar, çayırlar ve göletlerden oluşan Hampstead Heath, Londra’nın merkezinde önemli bir biyoçeşitlilik alanı olarak kabul ediliyor. Bölge, nadiren rastlanan ve nesli tükenme tehdidi altında olan birçok türe ev sahipliği yapıyor. Böcekler ve sucul omurgasızlar, suyun doğal yollarla temizlenmesine yardımcı olurken, bölgedeki yarasalar ve kuşlar için de temel bir besin kaynağı oluşturuyor.

Araştırma ekibi, köpeklerin yüzmesine izin verilen üç göleti, köpek girişinin yasak olduğu üç göleti ve bu göletleri besleyen altı dereyi inceledi.

Pestisit Seviyeleri Alarm Veriyor

Köpeklerin yüzdüğü göletlerde:

İmidakloprid seviyesi: 309 nanogram/litre (ng/L)
Fipronil seviyesi: 32 nanogram/litre (ng/L)
Bu değerler, omurgasız canlılar için güvenli kabul edilen sınırın 20 katından fazla.

Öte yandan, köpek girişinin yasak olduğu göletlerde bu kimyasallara rastlanmadı. Bazı derelerde hafif düzeyde kirlilik tespit edilse de yapılan analizler, bunun şehir kanalizasyonundan kaynaklanmadığını ve esas kirletici unsurun köpekler olduğunu gösterdi.

Önceki araştırmalar, Londra’daki su yollarının bu kimyasallarla evsel atıklar nedeniyle zaten kirlendiğini ortaya koymuştu. Üstelik pandemi döneminde bu kirliliğin daha da arttığı tespit edildi.

Köpek Sahipleri Risklerden Habersiz

Araştırma kapsamında, köpeklerini Hampstead Heath’e getiren 101 köpek sahibiyle anket yapıldı.

%86’sı, parazit ilaçlarının çevreye zarar verebileceğini bilmiyordu.
%94’ü, çevresel faktörlerin ilaç seçimlerinde önemli bir rol oynayacağını söyledi.

Katılımcıların üçte biri, üreticilerin köpeklerin ilaç uygulandıktan sonra birkaç gün yüzmemesi gerektiğine dair uyarılarından habersizdi.

Ancak araştırmalar, bu kimyasalların önerilen süreden çok daha uzun süre boyunca suya karışmaya devam edebileceğini gösteriyor.

Ankete katılan köpek sahiplerinin yarısından fazlası, cilaya uygulanan damlalar yerine ağızdan alınan tablet formundaki ilaçları kullandığını belirtti. Ancak bu hapların doğada nasıl çözündüğü ve çevresel etkileri hakkında çok az şey biliniyor. Bilim insanları, bu ilaçların ekosistem üzerindeki etkilerini anlamak için daha fazla araştırma yapılması gerektiğini vurguluyor.

Parazitli Köpekler

Veterinerlerden Uyarı: Gereksiz Kimyasal Kullanmayın

Araştırmaya katılan Sussex Üniversitesi’nden veteriner Dr. Rosemary Perkins, şunları söyledi:

“Birçok veteriner kuruluşu, evcil hayvanlara rutin olarak parazit ilacı uygulanmasını tavsiye etmiyor. Ancak bu ilaçlar, özellikle sağlık abonelik paketleri kapsamında yaygın bir şekilde kullanılıyor. Evcil hayvanlar için kullanılan parazit ilaçları, son derece ekotoksik. Çevresel etkilerini ancak yeni yeni anlamaya başlıyoruz.

Köpek sahiplerine, bu ilaçların çevreye verdiği zararlar hakkında daha fazla bilgi verilmesi ve sadece gerekli olduğu durumlarda ilaç uygulanması gibi alternatifler sunulması gerekiyor.”

Kaynak: Haber Merkezi