Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yarınen kritik Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak. Yılan hikâyesine dönen ve aklı başında hiçbir Türk’ün kabul edemeyeceği tavizler istendiği için gerçekleşmeyeceği apaçık ortada olan Rumlarla “federasyon” inadını savunan Mustafa Akıncı ile bu uçuk projeye karşı çıkan Ersin Tatar arasındaki seçim KKTC açısından gerçekten “kaostan önce son çıkış” olarak değerlendirilmelidir. 

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yarınen kritik Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak.

Yılan hikayesine dönen ve aklı başında hiçbir Türk'ün kabul edemeyeceği tavizler istendiği için gerçekleşmeyeceği apaçık ortada olan Rumlarla 'federasyon' inadını savunan Mustafa Akıncı ile bu uçuk projeye karşı çıkan Ersin Tatar arasındaki seçim KKTC açısından gerçekten 'kaostan önce son çıkış' olarak değerlendirilmelidir.

Sandık başına gidecek seçmenin, Türkiyesiz bir KKTC'nin ne duruma geleceğini ölçüp biçip oyunu öyle kullanması gerekir.

2015 seçimleri öncesinde çözme vaadinde bulunduğusorunların birçoğuna çözüm getiremeyen Mustafa Akıncı'nın yeniden aday olması, üstelik ilk turda yüzde 29.85 oranında oy alıp ikinci tura kalmasıgerçekten çok garip.

Allah korusun, Mustafa Akıncı'nın seçilmesi halinde Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasındaki abi-kardeş ilişkisi derin bir yara alacaktır. Zira Akıncı'nın, Türkiye Cumhuriyeti ile uyumlu bir politikadan uzak durduğu herkesin malumu…

SON PİŞMANLIK FAYDA ETMEZ

Sandık başına gidecek seçmen, Rumların katliamlarını hatırlamalıdır.

18 Ekim Pazar günü oyunu kullanacak KKTC'li her vatandaş, kendi topraklarında mülteci durumuna düşülen günleri unutmamalıdır.

Kaostan önceki son çıkışta seçmenin,oyunusandığa atarkenRumlara güvenilmeyeceğini, ilk fırsatta yine ikinci sınıf insan muamelesine tabii tutulacağını düşünmesi gerekir.

Türkiye Cumhuriyeti her zaman, her koşulda ve her platformda KKTC'nin siyasi, güvenlik ve ekonomik anlamda destekçisi olmuştur.

Türkiye Cumhuriyeti KKTC'nin yanında olmasaydı Maraş bölgesi dolaşıma açılabilir miydi?

Türkiye Cumhuriyeti'nin katkısı olmasaydı KKTC'nin içme suyu sorunu ortadan kalkar mıydı?

Türkiye Cumhuriyeti'nin kararlı duruşu olmasaydı Rumlar destekçileriyle birlikte KKTC'yi bir kaşık suda boğmak istemez miydi?

***

Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti abi-kardeş gibidir. Aralarında bazı ihtilaflar olsa da ailenin hiçbir ferdinin gidip hasımlarla işbirliği yapması düşünülemez.

Unutulmamalıdır ki, hasım gizli emelleri için önce kucak açar ama sonra 'sarı öküz' hikayesindeki gibi gücü, güvencesi azalan hasmınıyutmaya kalkar.

KKTC'nin yanında dağ gibi duran bir Türkiye var. Hangi mantıkla, en zor şartlarda KKTC'ye kol-kanat geren Türkiye yerine Rum tarafı tercih ediliyor, gerçekten anlamakta güçlük çekiyoruz.

***

Milli meselelerde siyasi görüş ikinci planda kalmalıdır.

Cumhurbaşkanlığı makamına seçilecek zatın Türkiye Cumhuriyeti'ne muhalefet edecek akla ziyan davranışlardan uzak durması lazım.

KKTC Cumhurbaşkanlığı makamına oturacak ismin Türkiye ile uyumlu karakterde ve pusuda bekleyen düşmana karşı birlik, beraberlik içinde olması lazım.

Aksi halde son pişmanlık fayda etmez ve istikrarsız ortam KKTC'yi kaosa sürükleyebilir…

Bu nedenle yarın yapılacak seçimin KKTC için 'kaostan önce son çıkış' olduğunu önemle hatırlatmak istiyoruz…