İstihbaratın içindeki istihbarat
Yeni yeşiller varda biz mi bilmiyoruz? Yoksa her gurup kendi
yeşilini sahaya sürdü, teşkilat mı bu durumdan habersiz?
9 Ocak 2013 akşam saatleri Paris’in Gare du Nord bölgesinde
Kürdistan Enformasyon Bürosunun kapısı çalınır. Kapıyı terörist
Leyla Şaylemez açar. Susturucu takılmış silahtan çıkan ilk
kurşunla terörist olduğu yere yığılır.
PKK’nın kurucularından örgüt içinde ‘Sara’ kod adını kullanan
Terörist Sakine Cansız ve Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Paris
temsilcisi Terörist Fidan Doğan ne olduğunu anlamadan başlarına
isabet eden kurşunlarla ölürler. Profesyonel bir infaz ve geride
bırakılmış tek bir parmak izi yok.
Olay duyulduktan sonra dünya kamuoyu ve Türkiye kamuoyu çalkalanır.
Bunun basit bir saldırı olmadığı yönündeki değerlendirmeler daha
sesli dillendirilirken, PKK kaynakları ilk anlarda saldırının Türk
Gladyosu’nun işi olduğunu ifade ediyor. Ankara ise olayı örgüt içi
hesaplaşma olarak değerlendiriyordu. Fakat 2015 yılında teşkilat
olayı mit içerisinden bir grubun kendi inisiyatifleri doğrultusunda
gerçekleştirdiğini ifade etti.
Suriye’deki İnisiyatifler
Mit içerisindeki bir grup bu gün kurum bilgisi dışında operasyonel
faaliyet icra ediyorsa burada bir sıkıntı var demektir. Teşkilat
içerisinde en bilindik gruplardan olan Ulusalcı Gurup, Devlet
Bahçeliye Bağlı Milliyetçi Gurup ve bir kısmı deşifre olan FETÖ
gurubu haricinde de yapılar mevcut. Gruplaşmaların çoğalması ve
hatta mevcut gurupların kurum bilgisi haricinde operasyona çıkması
kurumun itibarını zedelemektedir. Bu gün Suriye operasyonlarında
görevlendirilen Ebu’l Furkan, Sadullah yüz başı, Ali Beşir gibi
isimler Suriye’de büyük bir para trafiğinin koordinasyonunu
sağlayarak görevleri dışında bir faaliyetin içerisine girerek,
İstihbaratın kurumsal imajını zedelemektedir.
Sahada teftiş edilmeyen bu isimler, özellikle 2014 yılında Türkmen
iş adamı Hasan Cafer’i kurum adını kullanarak dolandırdıktan sonra,
Bölgede sevilen Türkmen askerlerden Muhammed Genç’in IŞİD
tarafından kaçırıldığını ve IŞİD’in fidye pazarlığına aracılık
ediyoruz diyerek, Muhammed’in ailesini Antep merkezdeki bürolarında
ikna ederek, aldıkları fidye parasını kendi zimmetlerine
geçirdiklerini bizzat Muhammed’in kardeşi Emin Genç ifade
ediyor.
Peki Ebu’l Furkan, Sadullah yüz başı, Ali Beşir MİT’in içindeki
hangi gurup adına faaliyet icra etmektedir? Bölge halkı üzerinde
kurdukları baskılar neticesinde, para ve silah trafiğinden şahsi
rantlar elde ederek istihbaratın adını kullanan bu kişiler halen
görevde midir? Görevdeyse bölgede işledikleri nice günahların
hesabı neden hala sorulamamaktadır?