Her insan farklıdır ama insanların kurdukları ilişkiler belirli kalıplar içerisindedir. İlk olarak, en çok zarar veren ilişki tiplerinden birisi, "rekabetçi" ilişkilerdir. Rekabetçi ilişkilere dışarıdan baktığımız zaman, pek anlayamayabiliriz. Dışarıdan birbirini seven iki insan gibi görünüyorlardır. Fakat işin aslı böyle değildir.
İNSANLAR ARASI ZARARLI İLİŞKİ KALIPLARI NELERDİR?
Her insan farklıdır ama insanların kurdukları ilişkiler belirli kalıplar içerisindedir.
İlk olarak, en çok zarar veren ilişki tiplerinden birisi, "rekabetçi" ilişkilerdir. Rekabetçi ilişkilere dışarıdan baktığımız zaman, pek anlayamayabiliriz. Dışarıdan birbirini seven iki insan gibi görünüyorlardır. Fakat işin aslı böyle değildir. Böyle ilişkilerde taraflar birbirini kıskanabilir. Başarılarından mutluluk duymak yerine, karşı tarafın kendi içinde bir eziklik, kompleks hisseder. Diyelim ki karşı taraf ortaya bir başarı koydu, öbür taraf hemen mutsuz olur. "Ben neden başarılı olamıyor? O nasıl bunu başarabilir?" diye serzenişlerde bulunurlar. Bu bazende karşı tarafın başarısını küçümseme olarak ta dışa vurulabilir. "Sen ne yaptın ki? Kim olsa bunu başarırdı zaten." diyebilirler. Böyle ilişkilerde insanlar birbirini seviyor gibi dursalar da, aslında birbirine zarar verirler.
İkinci olarak, ne seninle ne sensiz ilişkisidir. Bu ilişkilerde çiftler, bir aradayken birbirlerine yapmadıkları şey kalmaz. Fiziksel zarar verirler, söylenen sözlerle zarar verirler. Sonrasında bir ayrılık gelir, bir birilerine katlanamadıklarını nefret duyduklarını söyleyip ayrılırlar. Üstünden belki 24 saat geçmeden, tekrar bir araya gelirler. Birbirlerinin yokluklarına dayanamazlar. Böyle olunca bu bir kısır döngüye dönüşüp, sıklıkla ayrılıp, sıklıkla barışırlar. Böyle ilişkilerde insanların bireysel anlamda bir takım sıkıntıları vardır. Bu kısır döngüye kapılınca çiftlere büyük zararlar vermeye başlar.
Üçüncü olarak, taraflardan birinin aşırı fedakar olduğu ilişki tipi vardır. Bu ilişkilerde taraflardan biri aşırı fedakardır. Kendini bütün varlığıyla ortaya koyar. Eşinin isteklerini hiçbir zaman "hayır" demez. Bütün sorunları, bütün istekleri hep alttan almak zorunda hisseder. Fakat karşı taraf, çoğu zaman bunun farkında değildir. O istemeye, kızmaya, sorun çıkartmaya devam eder. Öbür tarafında bütün çabası onu mutlu etmek üzerine kurulmuştur. Sonunda fedakar olan taraf çok fazla kaygı yaşayama başlar. Çok fazla depresif duyguların içine girer. Fakat karşı taraf yine bununda farkında değildir. Bir ilişkide fedakarlık, karşı tarafın bunu değerini bildiği zaman değerlidir.
Dördüncü olarak, bitmiş ama hala devam eden ilişkilerdir. Bu ilişkide kişiler, birbirlerine artık bir yakınlık hissetmiyorlardır. Duygusallık, yakınlık, tutku, sevgi, aşk tamamen bitmiştir. İlişki ölmüştür ama taraflar bunun farkında değillerdir. Beraber birşeyler yapabilirler, birbirlerini aldatmayabilirler, birbirlerinden nefret etmeyebilirler ama ilişkide o yakınlık kalmamıştır, bitmiştir. Böyle ilişkilerde insanlar, ayrılmaya yönelik bir cesaretleri olmaz. O duygusal olarak bitmiş ilişkinin sağladığı rahatlığı terketmek istemiyolardır. Bu ilişkiler için "bitmiş ama okeye dönüyolar" diyebiliriz.
Beşinci olarakta, "birlikte büyüme" ilişkisi diyebiliriz. Böyle ilişki içerisindeki insan, kendisini değerli hisseder, karşı tarafa hem duygusal anlamda hemde zihinsel anlamda destekler. Bu değer hissi, karşı taraf hep ona verir. Sözleriyle, bakışlarıyla, davranışlarıyla... Böyle ilişki içerisindeki insanlar, sorunlarını rahatlıkla tartışır. Ve o ortaya konan sorunlar tartışılırken insanlar birbirini aşağılamaz, küçümsemez. Her sorun çözüldükten sonra ilişki, bir üst seviyeye çıkar. Daha olgunlaşır, daha güzel bir hal alır. Böyle ilişkilerde güven problemi pek yaşanmaz. Güven problemini baştan halletmişlerdir. Yerli yersiz sebepsiz kıskançlıklar ortaya çıkmaz.
Eğer böyle bir ilişkimiz varsa, kendimizi şanslı sayabilir ve ilişkimize sahip çıkmamız gerekir. Umarım herkesin 5. türden bir ilişkisi olur.
Hem ruhsal hem de her anlamda sağlıcakla kalın :-)