Tarihin en korkunç kimyasal saldırılarından biri, 16 Mart 1988’de Irak’ın Halepçe kentinde yaşandı. Saddam Hüseyin’in emriyle gerçekleştirilen saldırıda binlerce sivil hayatını kaybetti, on binlercesi yaralandı ve nesiller boyunca sürecek fiziksel hasarlar meydana geldi. Aradan yıllar geçmesine rağmen Halepçe’de yaşanan bu insanlık dramı unutulmadı. Peki, Halepçe Katliamı'nda neler yaşandı, saldırının amacı neydi ve sonuçları günümüze nasıl yansıdı? İşte detaylar…

Halepçe Katliamı nedir?

Halepçe Katliamı, Irak lideri Saddam Hüseyin’in, Kürt halkına yönelik baskı politikalarının en vahşi örneklerinden biri olarak tarihe geçti. 1980-1988 yılları arasında süren İran-Irak Savaşı sırasında, Kürtler İran’la iş birliği yapmakla suçlandı. Saddam Hüseyin, Enfal Harekatı adı verilen geniş çaplı bir askeri operasyon kapsamında, Kürtlere yönelik ağır saldırılar düzenledi.

Bu harekatın en kanlı aşamalarından biri 16 Mart 1988’de Halepçe’de yaşandı. Saddam Hüseyin’in kuzeni ve Irak ordusunun Kuzey Cephesi Komutanı olan Ali Hasan el-Mecid (diğer adıyla "Kimyasal Ali"), Halepçe’yi kimyasal silahlarla bombalama emri verdi.

Halepçe'ye kimyasal saldırı nasıl gerçekleşti?

16 Mart 1988 sabahı, Irak’a ait MiG-23 savaş uçakları Halepçe’nin üzerine kimyasal bombalar yağdırdı.

Bomba düştükten hemen sonra şehirde yoğun bir elma kokusu hissedildi.

Kısa sürede yüzlerce insan nefessiz kalarak olduğu yerde hayatını kaybetti.

Saldırıda hardal gazı ve sarin gibi sinir gazları kullanıldı.

5 bin kişi hayatını kaybederken, 7 binden fazla kişi ağır yaralandı.

Binlerce kişi sakat kaldı, kimyasal maddelerin etkisiyle doğan bebeklerde genetik hastalıklar görüldü.

Halepçe Katliamının sebebi neydi?

Saddam Hüseyin yönetimi, Kürtleri İran’la iş birliği yapmakla suçlayarak Halepçe’yi hedef aldı. İran ve Kürt güçleri, Irak’a karşı ittifak yapmıştı ve Saddam, Kürtleri cezalandırmak için kimyasal silah kullanmayı bir strateji olarak belirledi.

Saldırının başlıca amacı, Kürt halkını yıldırmak ve bölgedeki İran-Kürt ittifakını zayıflatmaktı.

Ancak bu saldırı, masum sivillere karşı yapılmış bir insanlık suçu olarak tarihe geçti.

Halepçe Katliamı sonrası dünyanın tepkisi

Saldırı sonrası uluslararası toplum, Irak yönetimini kınadı ancak somut bir adım atılmadı.

Birleşmiş Milletler, olayın bir soykırım olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

2003 yılında Saddam Hüseyin yakalandığında, Halepçe Katliamı da mahkeme dosyalarına girdi.

Irak Yüksek Ceza Mahkemesi, 1 Mart 2010'da Halepçe Katliamı’nı "soykırım" olarak kabul etti.

Halepçe'nin günümüzdeki etkileri nelerdir?

Katliamın yaşandığı bölgede halen kimyasal silahların etkileri görülüyor.

Engelli doğum oranı, Hiroşima ve Nagasaki’den bile daha yüksek seviyede.

Halepçe halkı, tazminat talepleri ve adalet arayışlarını sürdürüyor.

Her yıl 16 Mart'ta Halepçe’de ve Irak Kürdistanı’nda anma etkinlikleri düzenleniyor.

Halepçe Katliamı unutulmayacak

Halepçe Katliamı, insanlık tarihinin en korkunç kimyasal saldırılarından biri olarak hafızalara kazındı. Binlerce masum sivilin hayatını kaybettiği bu saldırı, uluslararası toplumun sessizliği ve Saddam Hüseyin’in vahşetiyle anılıyor.

Bugün, Halepçe'de hayatta kalanlar hala saldırının izlerini taşıyor ve adalet arayışlarını sürdürüyor.

Halepçe Katliamı, insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak tarihte kara bir leke olarak kalmaya devam edecek.

Tarihin en büyük kimyasal saldırılarından biri olan Halepçe Katliamı’nı unutmamak ve benzer trajedilerin yaşanmaması için bilinçli olmak hepimizin sorumluluğudur.

Kaynak: Ali Osman Önder