Dışişleri Bakanı Hakan Fidan dün Suriye'nin Başkenti Şam'a giderek, Suriye'nin yeni lideri Ahmed eş-Şera ile bir araya geldi.
Marmara Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Coğrafya bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Halil Kurt, bu görüşmenin Türkiye ve Suriye için önemini İstiklal Gazetesi'ne anlattı.
Fransız mandası ve Esad rejimi gibi sebepler nedeniyle 20. yüzyılda iki ülke arasındaki ilişkilere ara verildiğini ifade eden Kurt, aslında Türkiye'nin Suriye ile olan ilişkilerinin yüzyıllar öncesine dayandığını da belirtti.
Suriye halkının Türkiye'den farklı yaşamının ne anlama geldiğini Baas rejiminde ve Esad'ın diktatörlüğü döneminde gördüğünü belirten Kurt, iki ülkenin yakınlığını ifade etmek için "Aslında biz, 'iki devlet bir millet' kavramını Azerbaycan için kullanıyoruz. Ama Suriye içinde benzer şeyler söylenilebilir. Antep ile Halep, Konya ile Kayseri gibidir. Hem tarihi hem kültürel dokusu bakımından, yemek kültüründen tutunda insanların simalarına dahi baktığınızda bu görülür." ifadelerini kullandı.
SURİYE VE TÜRKİYE İKİ DOST ÜLKE
Dışişleri Bakanlığı tarafından Şam'a yapılan resmi ziyaretin, daha öncesinde Mit Başkanı İbrahim Kalın ile Ahmet eş-Şera'nın cuma namazında görüntü verdiğini de tekrar hatırlatan Kurt, Hem Kalın'ın hem de Fidan'ın Şam ziyaretinde bulunarak vermek istenilen mesajın;
Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak yeni kurulan Suriye Devleti'nin arkasındayız. Suriye topraklarının üretir bir yapıda olmasını istiyoruz. Fırat'ın doğusunda ve ülkenin yüzde yirmi yedilik bir kısmının işgal eden, PYD/YPG ve SDG adı altında çeşitli isimlerle ülkenin hem Rakka, Deyrizor ve Kamışlı üçgenindeki doğalgaz ve petrol yataklarını hem de bizim sınırımızdaki Karkamış'tan Tapka'ya kadar Fırat üzerindeki barajlar ve hidroelektrik santrallerinin elektriğini kontrol eden kısaca ülkenin enerji ve su kaynaklarını kontrol eden, gasp eden bu Amerikan destekli terör oluşumunun, kabul edilemeyeceğini, bu yönde, yeni yönetimin arkasında olduğunu net bir dille ifade ettiğini vurguladı.
Fırat'ın doğusundaki terör yapılanmasının temizlenmesi, aksi takdirde Türkiye'nin de yardımıyla bu işin kesinlikle bitirileceğini, başta Amerika olmak üzere, bütün dünyaya verilmek istenen bir mesaj olduğunu ekleyen Kurt, Suriye'nin yeniden imarı, inşaası ve ihyası içinde, Türkiye'nin Şam'a ilk büyükelçilik binasını açması ve dışişleri bakanının gitmiş olması, ayrıca 3 milyona yakın Suriyeliyi, Türkiye'de misafir ederek, tarihi kültür bağları ve coğrafi yakınlıkta hesaba katıldığında, Suriye'nin ayağa kaldırılması konusunda vazgeçilmez bir dost ülke olduğu mesajının hem dosta hem düşmana gösterdiğini belirtti.
TÜRKİYE'DEN İSRAİL'E GÖZDAĞI
Ayrıca Suriye ve Türkiye'nin bu birliğinin aslında İsrail'e de bir gözdağı olduğunu açıklayan Kurt, "Türkiye'nin İsrail'e, Suriye topraklarını işgal edemezsiniz, çünkü uluslararası hukuka aykırı bir durum vardır. Türkiye mevcut yönetimi Suriye'nin arkasındadır." mesajını verdiğini açıkladı.
İsrail ile ilgili yorumlamalarına devam eden Kurt, yakın bir gelecekte, Suriye'de düzenli bir ordu kurulduğunda, Türkiye ile ilk iş olarak, güvenlik ve işbirliği anlaşması imzalanacağını ardından ise, hava savunma sistemlerinin kurulması ve ülkenin tamamında güvenlik sağlandıktan sonra ilk iş olarak İsrail'e, Golan'da işgal etmiş olduğu bölgeleri terk etmesi talimatı verileceğini söyledi.
SURİYE KISA SÜREDE TOPARLANACAK
Suriye'nin kendini toparlaması ve gücüne kavuşma süreci hakkında konuşan Kurt, Körfez'deki Arap ülkelerine gelen fonlarla, Avrupa ülkelerinin mülteci girişini engellemek için açacağı krediler ve Türkiye'nin de imar ve Suriye'nin inşaası alanında göstereceği faaliyetlerle tahmin edilenden çok daha kısa sürede toparlanacağını ve Türkiye'nin ise şu anki en büyük kırmızı çizgisinin, PYD/YPG ve SDG adı altındaki bu yapılanmanın Suriye topraklarında işgalini sona erdirmek olduğunu ifade etti.