1) Özel'den 'CHP kurultayında şaibe' iddialarına tepki: Saldırı altındayız
CHP lideri Özgür Özel 'şaibeli kurultay' iddialarına sert tepki göstererek, "Partimiz çirkin bir saldırı altında. CHP'nin aday belirleme sürecini, 1 milyon 600 bin üyeye davette bulunduğu ve bütün Türkiye'ye davette bulunduğu süreci kirletmeye, değersizleştirmeye, çeşitli tartışmalarla o sürecin ne kadar önemli olduğunu görünür kıldırmamaya çalışıyorlar" dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Manisa’da yaptığı temaslar sırasında “şaibeli kurultay” iddialarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Özel, “CHP'nin aday belirleme sürecini, 1 milyon 600 bin üyeye davette bulunduğu ve bütün Türkiye'ye davette bulunduğu süreci kirletmeye, değersizleştirmeye, çeşitli tartışmalarla o sürecin ne kadar önemli olduğunu görünür kıldırmamaya çalışıyorlar. Onun için partimiz çirkin bir saldırının altında.” ifadelerini kullandı.
KURULTAY ELEŞTİRİLERİNE TEPKİ: SALDIRI ALTINDAYIZ
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin son kurultayında "para karşılığı oy kullanıldığı" iddialarına tepki göstererek, CHP’nin çirkin bir saldırı altında olduğunu belirtti.
Özel, kurultayın Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en şeffaf ve açık şekilde gerçekleştirildiğini söyleyerek, “Partimiz çirkin bir saldırının altında. Hepinizin gözünün önünde olmuş kurultayımıza, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bu kadar şeffaf, bu kadar açık, yarışmacı ama birbirine saygılı herkesin gözünün önünde olmuş kurultayımıza kendilerince kara çalmak için o kendi kirli ellerini partimize uzatmaya çalışıyorlar. Bir meczuba bir dilekçe verdirmişler, bir yıldır dosya açıkta duruyor. Bir tane kanıt yok, evrak yok, şahit yok. Şimdi gizli tanıklar icat etmeye çalışıyorlar.” ifadelerini kullandı.
Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu iddiaları sık sık gündeme getirdiğini dile getirerek, “Bizi o septik çukuruna çekmeye çalışıyor. Biz bu oyuna gelmedik, gelenler oldu. Şimdi yandaş basın üzerinden bize manşetlerle iftiralar atıyorlar.” dedi.
CHP’nin savaş meydanlarında kurulan, halkın güvenine dayanan bir parti olduğunu belirten Özel, Manisa’da elde edilen seçim başarısını partinin dürüst ve şeffaf kadrolarına bağladı.
"BU OYUNA GELMEYİZ, SONUNDA BİZ KAZANACAĞIZ"
İktidarın CHP’ye yönelik eleştirilerle gündemi saptırmaya çalıştığını öne süren Özel, “Tayyip Erdoğan ve ekibi, elindeki kiri bize bulaştırmaya çalışıyor. Ama biz bu oyuna gelmeyiz.” diye konuştu.
CHP’nin hesap verilebilirlik ve şeffaflık anlayışını vurgulayan Özel, partinin bu değerlere sıkı sıkıya bağlı olduğunu belirterek, “Cumhuriyet Halk Partisi, dürüstlüğün, namusluluğun ve halkın çıkarlarını korumanın partisidir.” ifadelerini kullandı.
Özel, CHP’nin Türkiye genelinde güçlenmeye devam ettiğini ve halkın güvenini kazandığını vurgulayarak, “Biliyorlar ki millet kimi göndereceğine de karar vermiş, kimi getireceğine de karar vermiş.” dedi.
CHP’nin ülkeyi demokrasiyle yeniden buluşturma kararlılığında olduğunu belirten Özel, “Bu işin sonunda biz kazanacağız. Türkiye’nin emeklisi, emekçisi, yoksulu birlikte kazanacak. Zenginleri kollayanlar gidecek, halkın yanında olanlar iktidara gelecek.” değerlendirmesini yaptı.
"SİZİNLE BİRLİKTE OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
Konuşmasında kamuoyu anketlerine de değinen Özel, CHP’li belediyelere yönelik memnuniyet oranlarının arttığını belirtti.
“Türkiye’de CHP’li belediyelerden memnuniyet oranı yüzde 58’e ulaştı. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek ise yüzde 65 ile Türkiye’nin en başarılı üçüncü belediye başkanı oldu.” diyen Özel, CHP’nin Manisa’daki oy oranının seçimlerden bu yana yükseldiğini kaydetti.
CHP’nin halkla iç içe bir yönetim anlayışı benimsediğini vurgulayan Özel, “Kibirsiz, halkın içinde, sizin gibi yaşayan, sizinle birlikte olan kadrolarımız, bu memleketi kardeşçe kucaklamaya devam edecek.” ifadelerini kullandı.
Özel, CHP’nin Türkiye’yi yönetmeye hazır olduğunu belirterek, “Geçen seçimde bize oy vermeyen yüzde 42, ‘Bak ne güzel yönetiyorlar Manisa’yı’ diyor. Şimdi ise ‘Artık Türkiye’yi de yönetsinler’ diyecekler.” dedi.
2) Bahçeli'den TÜSİAD'a sert tepki: TÜSİAD’ın vesayetçi sancıları tekrar nüksetmiştir
Bahçeli'den TÜSİAD'ın açıklamalarına sert tepki göstererek, "TÜSİAD’ın vesayetçi sancıları tekrar nüksetmiştir" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TÜSİAD’ın genel kurul toplantısında yapılan açıklamalara tepki gösterdi. Yazılı bir açıklama yayımlayan Bahçeli, TÜSİAD yönetiminin eleştirilerini “vesayetçi sancıları tekrar nüksetmiştir” olarak nitelendirdi.
Bahçeli, TÜSİAD’ın geçmişteki siyasi tutumlarını hatırlatarak, “Kurulduğu 1971 yılından bu yana siyaseti yönlendirmeye, millet iradesini tahkir ve tahrip etmeye dayalı bir strateji izleyen TÜSİAD’ın, hükümetlere doğrudan ve gazete manşetleri üzerinden meydan okuduğu karanlık dönemler unutulmamıştır” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin demokratik standartlarının yüksek olduğuna vurgu yapan Bahçeli, "Bu kapsamda demokratik sistemin köklü tecrübesi, kurumsal ve kuramsal yapısının işlerliği geniş kabul gören bir gerçektir. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir ve hukukun üstünlüğü hâkimdir" değerlendirmesinde bulundu.
"SEÇKİNLERİN HUKUKUNA ÖZLEM DUYAN BİR ZÜMRE"
Bahçeli, TÜSİAD’ın açıklamalarını eleştirerek, hukukun üstünlüğüne karşı söylemler geliştirildiğini ve bunun kabul edilemez olduğunu ifade etti. “Bunun tam tersini pişkince iddia edenler, üstünlerin ve seçkinlerin hukukuna özlem duyan bir avuç elit ve kaymak tabakadan başkası değildir” diyen Bahçeli, TÜSİAD’ı siyasi mühendislik yapmakla suçladı.
TÜSİAD’ın Türk yargısını hedef alan eleştirilerini haksız ve art niyetli bulduğunu belirten Bahçeli, "Türk yargısının takdir ve tasarruflarını eleştirmek haksızlık ve hazımsızlık olmakla birlikte, uyumsuz ve uzlaşmaz bir muhalefet dilinin saplantılı bir tezahürüdür" dedi.
"TÜSİAD, MUHALEFETE ALAN AÇMAYA ÇALIŞIYOR"
TÜSİAD’ın, iç ve dış çıkar gruplarına sözcülük yaparak Türkiye’de siyasi istikrarı hedef aldığını öne süren Bahçeli, bu yaklaşımın art niyetli bir siyaset mühendisliği çabası olduğunu ifade etti.
Bahçeli, muhalefet partilerinin TÜSİAD’ın açıklamalarına destek verdiğini belirterek, “Muhalefet partilerinde, özellikle CHP’yi rehin almış Cumhurbaşkanı adayının kim olacağıyla ilgili sıcak ve sıkıcı tartışmalar her gün yeni bir boyut kazanmaktadır. CHP ve diğer muhalefet partilerinin TÜSİAD Başkanı’nın melez ve mesnetsiz açıklamalarına verdiği destek de açıktır” değerlendirmesinde bulundu.
Bahçeli, TÜSİAD’ın Cumhurbaşkanı adaylığı tartışmalarına katılma eğiliminde olduğunu belirterek, “Asıl iş ve iştigal alanlarından taşarak Türkiye’ye karşı beşinci kol faaliyetine heveslenen, üretim, yatırım, istihdam, ihracat ve büyüme konusunda geniş çaplı bir vizyon ortaya koymaktan mahrum olan TÜSİAD’ın, zımnen ve özneyi gizleyerek Cumhurbaşkanı adaylığı tartışmalarına dâhil olması gözden kaçmayacak ölçüde ortadadır” ifadelerini kullandı.
"CHP, TÜSİAD BAŞKANI'NI ADAY GÖSTERİRSE TUTARLI OLUR"
MHP lideri, TÜSİAD’ın muhalefeti yönlendirme arayışında olduğunu ifade ederek, “TÜSİAD muhalefet cenahını konsolide etme arayışındadır. O halde CHP’nin bir yandan ‘tavşan adayları’ gündemde tutarken diğer tarafta yedek kulübesinde beklettiği TÜSİAD Başkanı’nı Cumhurbaşkanı adayı olarak tespit ve değerlendirmesi, siyasi ve ideolojik ahlaklarıyla tutarlılık gösterecektir” dedi.
TÜSİAD’ın ekonomi ve iş dünyasına yönelik olması gereken faaliyetlerinden uzaklaşarak siyasi bir aktöre dönüştüğünü savunan Bahçeli, “TÜSİAD’ın hükümeti devirme, değilse bile yıpratma; dahası muhalefete ön açma operasyonunun çatı kuruluşu haline gelmesi hukuksuz, antidemokratik ve gayri ahlaki bir savrulmadır” dedi.
Bahçeli, TÜSİAD yöneticilerinin açıkladığı çözüm önerilerinin inandırıcı olmaktan uzak olduğunu belirterek, “Saman altından su yürütme dönemi kapanmıştır. Türkiye’de sistemin iflas ettiğini söylemek, ekonomik bir vizyon ortaya koymak yerine siyasi hedef takibine tevessül etmek baştan ayağa tutarsızlık ve şark kurnazlığıdır” ifadelerini kullandı.
TÜSİAD Başkanı’na doğrudan çağrıda bulunan Bahçeli, “Kendine güveniyorsa ve cesareti varsa, sadece gizli kapaklı diyalogları ve al-ver süreçlerini ilan ve ifşa ederek ne kadar şeffaf ve demokrat olduğunu ispat edebilecektir” diyerek açıklamalarını tamamladı.
3) TMSF’den belediye ve şirketlere kayyum iddialarına yanıt: Mahkeme kararı olmadan görevlendirilemez
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), mahkeme kararı olmaksızın şirketlere kayyum atanmasının mümkün olmadığını, ayrıca TMSF'nin belediyelere kayyum olarak atanmasının hukuken imkansız olduğunu duyurdu.
TÜSİAD'ın geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen Olağan Genel Kurulu'nda Başkan Orhan Turan'ın ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras'ın açıklamaları gündeme damga vurmuş, bu çıkışın nedeni olarak da Resmi Gazete'de 4 Şubat'ta yayımlanan şirketlere kayyum atanmasıyla ilgili değişiklik ve TMSF'ye verilen yeni yetkilerin etkili olduğu iddia edilmişti.
Bu iddialar üzerine TMSF'den açıklama geldi.
TMSF tarafından yapılan açıklamada, son günlerde bazı çevrelerce "Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun mahkeme kararı olmadan şirketlere el koyacağına" dair iddiaların kasıtlı olarak gündeme getirildiği belirtilerek kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla açıklama yapıldığı ifade edildi.
"MAHKEME KARARI OLMADAN KAYYUM ATANAMAZ"
Açıklamada, TMSF'nin bir şirkete mahkeme kararı olmadan kayyum olarak atanmasının hukuken mümkün olmadığına dikkat çekilerek, şu ifadeler yer aldı:
"Resmi Gazete'de 4 Şubat'ta yayımlanan 7539 sayılı Kanun’un 7. maddesiyle yapılan düzenlemeye göre, TMSF’nin Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 133. maddesi çerçevesinde kayyum olarak atanması halinde, Bankacılık Kanunu'nda tanımlı mevcut yetkilerini kullanması mümkün hale gelmiştir. Bu düzenleme, şirketlere kayyum atanmasını yeni bir uygulama olarak getirmemektedir. CMK'ye göre 'kuvvetli şüphe' olması halinde kanunlar çerçevesinde kayyım ataması yapılabilmektedir."
TMSF’nin Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen suçlardan kaynaklı malvarlığı değerlerini aklama, silahlı örgüt ve silah sağlama ile Terörizmin Finansmanı Kanunu’nda tanımlanan suçlara ilişkin kuvvetli şüphe bulunması durumunda, mahkeme tarafından CMK’nin 133. ve 128. maddeleri gereğince kayyum olarak atanabileceği vurgulandı.
"BELEDİYELERE KAYYUM ATANMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR"
Açıklamada, TMSF’nin mahkeme kararı olmadan suça karışmamış şirketlere kayyum atanmasının mümkün olmadığı ve hukuken belediyelere kayyum olarak atanmasının da söz konusu olamayacağı belirtildi.
Kanunda TMSF'ye daha önce görülmemiş yeni yetkiler verilmediğinin altı çizilerek, "Özetle, yapılan son düzenlemeyle TMSF'nin kayyum olarak görevlendirildiği şirketlerin daha etkin bir şekilde yönetilebilmesi amacıyla, Bankacılık Kanunu'nda mevcut olan yetkilerinin 5 yıl süreyle kullanılabilmesine imkan sağlanmıştır." ifadeleri kullanıldı.
4) DEM Parti İmralı heyeti Kuzey Irak'ta, Barzani ile görüştü
DEM Parti İmralı Heyeti, KDP Başkanı Mesut Barzani ile bir araya geldi.
PKK elebaşı Abdullah Öcalan'la 2 görüşme gerçekleştiren DEM Parti İmralı Heyeti Kuzey Irak'a giderek KDP Başkanı Mesut Barzani ile görüştü.
İmralı Heyeti üyeleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Asrın Hukuk Bürosundan Özgür Erol ve İbrahim Bilmez, DEM Parti Dış İlişkiler Komisyonu Eş Sözcüsü Berdan Öztürk, milletvekilleri Gülcan Kaçmaz Sayyiğit ve Mehmet Kamaç heyette yer aldı.
DEM PARTİ'DEN AÇIKLAMA GELDİ
DEM Parti'den görüşmeyle ilgili yapılan açıklamada, "İmralı Heyeti üyeleri Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder, DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Dış İlişkiler Komisyonu üyemiz Berdan Öztürk, milletvekillerimiz Gülcan Kaçmaz Sayyiğit ve Mehmet Kamaç ile Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından oluşan heyet Mesut Barzani ile görüştü. Barzani'nin Kürdistan Bölgesel Yönetimi Pirman ilçesinde bulunan ofisinde gerçekleşen görüşme 1 saat 45 dakika sürdü" denildi. Açıklamada, görüşmenin DEM Parti İmralı Heyeti'nin Abdullah Öcalan ile gerçekleştirdiği görüşmeler sonrası başlattığı ziyaretler kapsamında gerçekleştiği, görüşmede İmralı Heyetinin Öcalan ile yapılan görüşmelere ilişkin bilgilendirmede bulunduğu, Barzani'nin de sürece ilişkin görüş, öneri ve düşüncelerinin alındığı ifade edildi.
5) Kremlin Sözcüsü Peskov: ABD ile artık savaşı değil barışı konuşacağız
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD Başkanı Donald Trump'ın gerçekleştirdiği telefon görüşmesinin, iki ülke arasındaki diyaloğun güçlenmesi açısından önemli bir adım olduğunu belirterek, "Artık savaşı değil, barışı konuşacağız." dedi.
Peskov, Rus devlet televizyonu "Rossiya-1"e verdiği röportajda, Rusya ile ABD arasındaki ilişkiler ve Ukrayna krizine yönelik değerlendirmelerde bulundu.
Putin ile Trump’ın geçen hafta yaptığı telefon görüşmesini olumlu bir gelişme olarak nitelendiren Peskov, "Bu, artık sorunları diyalog yoluyla çözmeye çalışacağımıza dair güçlü bir sinyal." ifadelerini kullandı.
Eski ABD yönetimiyle etkili bir diyalog kurulamadığını belirten Peskov, Trump’ın sorunları müzakere yoluyla çözme yaklaşımına değer verdiklerini söyledi.
"TRUMP'IN RUSYA ZİYARETİNDEN MEMNUNİYET DUYARIZ"
Putin ile Trump'ın yüz yüze görüşmesinin özel bir hazırlık gerektirdiğine dikkati çeken Peskov, eski Sovyetler Birliği'nin 2. Dünya Savaşı'nda Nazi Almanyası’nı mağlup etmesinin 80. yıl dönümü dolayısıyla 9 Mayıs Zafer Günü’nde düzenlenecek etkinliklere Trump dahil tüm liderlerin katılımından memnuniyet duyacaklarını ifade etti.
Peskov, Trump'ın dilediği zaman Rusya'yı ziyaret edebileceğini de sözlerine ekledi.
"MİNSK ANLAŞMALARI UYGULANSAYDI, UKRAYNA BÜTÜN OLURDU"
Ukrayna krizine de değinen Peskov, savaş öncesinde Minsk anlaşmalarının uygulanması halinde ülkenin bütünlüğünün korunabileceğini dile getirdi.
Batı’nın Rusya’yı yanılttığını öne süren Peskov, gelecekte Batı ile ilişkilerde bu tecrübenin dikkate alınacağını ve Kiev’in bağımsız hareket etmediğini göz önünde bulunduracaklarını kaydetti.
6) İşgalci İsrail ordusunun Refah kentindeki saldırısında 3 Filistin polisi öldü
İsrail ordusunun, ateşkese rağmen Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde düzenlediği saldırılarda, bölgeye ulaştırılan insani yardımların dağıtımında görevli Filistinli 3 polis memurunun hayatını kaybettiği belirtildi.
İsrail ordusunun, ateşkese rağmen Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentine saldırı düzenledi.
Saldırılarda bölgeye ulaştırılan insani yardımların dağıtımında görevli Filistinli 3 polis memurunun yaşamını yitirdi.
EŞ-ŞEVKE BÖLGESİNE SALDIRI DÜZENLENDİ
Gazze'deki İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre İsrail ordusu, Refah kentinin doğusundaki Eş-Şevke bölgesine saldırı düzenledi.
2 POLİS MEMURU HAYATINI KAYBETTİ
Gazze Şeridi'ne ulaştırılan insani yardımların güvenliğini sağlamak amacıyla bölgede bulunan 2 polis memurunun hayatını kaybettiği saldırıda bir polis ise ağır yaralandı. Bakanlık daha sonra yaptığı yeni açıklamasında yaralanan polisin de yaşamını yitirdiğini belirtti.
ULUSLARARASI TOPLUMA ÇAĞRI
Saldırıyı kınayan İçişleri Bakanlığı, arabulucu ülkeler ve uluslararası toplumdan, vatandaşların güvenliğinin ve günlük işlerdeki düzenin sağlanması yönünde hizmet veren polis gücünü hedef almaması için İsrail'e baskı yapmaları çağrısında bulunuldu.
ASKERLERE DOĞRU YÜRÜDÜ İDDİASI
İsrail ordusundan konuya ilişkin yapılan açıklamada, Gazze Şeridi'nin güneyinde "askerlere doğru yürüdüğü" iddia edilen Filistinli silahlı kişilere saldırı düzenlendiği ifade edildi.
ATEŞKES İHLAL EDİLİYOR
Öte yandan Siyonist İsrail, 19 Ocak'ta Hamas ile varılan ateşkes ve esir takası anlaşmasına rağmen Gazze'de ateşkesi sık sık ihlal ediyor.
Gazze'deki Sağlık Bakanlığı Genel Müdürü Munir el-Burş, 11 Şubat'ta yaptığı yazılı açıklamada, İsrail'in 19 Ocak'ta varılan ateşkes anlaşmasından beri Gazze Şeridi'nde doğrudan düzenlediği saldırılarda 92 Filistinlinin hayatını kaybettiğini duyurmuştu.
7) Hindistan’da tren istasyonunda izdiham: 18 ölü
Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de bir tren istasyonunda dini etkinliğe giden trenlere binmek isteyen kalabalığın neden olduğu izdihamda 18 kişi can verdi.
Hindistan’da yaşanan izdiham can kaybına sebep oldu. Başkent Yen Delhi’de bir tren istasyonunda 26 Şubat'ta sona erecek olan dini etkinliğe giden trenlere binmek isteyen kalabalığın neden olduğu izdihamda 18 kişi hayatını kaybetti.
Başkentteki Lok Nayak Hastanesi yetkilisi Dr. Ritu Saxena yaptığı açıklamada, "Ölenlerin çoğu hipoksiden (Kanda oksijen miktarının yetersiz olması) ya da künt bir yaralanmadan öldü ama bu ancak otopsiden sonra teyit edilebilir. Ayrıca 11 yaralı daha var. Büyük bir kısmının durumu stabil ve ortopedik yaralanmaları var" ifadelerini kullandı.
"YÜRÜYEN MERDİVEN VE MERDİVENLERE DÜŞTÜLER"
Olayda görgü tanığı bir görevli, istasyonda 1981'den bu yana çalıştığını söyleyerek, daha önce hiç böyle bir kalabalığı görmediğini belirtti. Trenin peronunun aniden değiştirilmesi üzerine insanların birbirine çarpışmaya başladığını söyleyen görevli, "yürüyen merdiven ve merdivenlere düştüler" sözleriyle olayı anlattı.
SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Hindistan Demiryolu Bakanı Ashwini Vaishnaw, yoğunluğu gidermek için Yeni Delhi'den ek tren seferlerinin başlatıldığını ve kazanın nedenlerine ilişkin üst düzey bir soruşturma başlatıldığını söyledi.
Hindistan Başbakanı Narendra Modi ise, "Düşüncelerim sevdiklerini kaybeden herkesle birlikte. Yaralıların bir an önce iyileşmesi için dua ediyorum" ifadelerini kullandı.