Ruhi Fettuh, yaptığı yazılı açıklamada, İsrailli aşırı sağcı milletvekillerinin çağrısını "tam teşekküllü bir savaş suçu" ve "Filistin halkına karşı doğrudan soykırım çağrısı" olarak tanımladı. Ayrıca, İsrail meclisinin, Gazze Şeridi'ndeki sivillere yönelik şiddet ve yıkım çağrılarına işaret ederek, bu milletvekillerinin Filistinlilere yönelik aşırılıklarının bir yansıması olduğunu belirtti.

Filistinli yetkili, uluslararası topluma ve ülkelerin parlamentolarına, İsrail'in ırkçı ve kanlı tutumlarına karşı insani ve ahlaki sorumluluklarını yerine getirmeleri çağrısında bulundu. Bu çağrı, İsrailli aşırı sağcı 8 milletvekilinin Gazze Şeridi'nin kuzeyinde gıda ve su kaynaklarının yok edilmesini talep etmesinin ardından yapıldı. Haaretz gazetesinde yer alan habere göre, bu milletvekilleri, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz'a Gazze'deki durumu ele alan bir mektup göndermişti.

İSRAİL'İN GÖÇ PLANI

İsrail ordusu, 6 Ekim'de Gazze'nin kuzeyine, özellikle Cibaliya Mülteci Kampı'na yönelik kara saldırısı başlattı. Bu operasyonun, daha önce İsrail basınına yansıyan "generallerin planı" olarak bilinen strateji doğrultusunda gerçekleştirildiği ifade ediliyor. Planın amacı, Gazze'nin kuzeyinden Filistinlilerin tahliye edilerek, bölgedeki yerleşim yerlerinin İsrailliler için hazır hale getirilmesi olarak görülüyor.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, 7 Ekim tarihinde yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun, Cibaliya ve Beyt Lahiya bölgelerinde yaşayan Filistinlilere yönelik uyarıda bulunmuştu. Sosyal medya üzerinden yapılan duyuruda, bu bölgelerin boşaltılmasını talep eden İsrail ordusu, Filistinlilere hangi alanların tahliye edilmesi gerektiğini gösteren haritayı paylaşmıştı.

Filistinlilere Gazze'nin güneyindeki Mevasi bölgesine gitme çağrısı yapan Adraee'nin paylaştığı harita, İsrail ordusunda eski Operasyonlar Bölümü Başkanı General Giora Eiland'ın girişimiyle hazırlanıp hükümete sunulan "Generallerin Planı" ile benzerlik göstermişti.

"Generaller Planı" olarak bilinen bu plan, Filistinlilerin Gazze Şeridi'nin kuzeyinden tehcir edilmesini öngörüyordu. Ardından, bölgenin kuşatılması ve gıda, yakıt ile temiz suyun bölgeye girişine izin verilmemesi planlanıyordu. Plan, bu kuşatma altında kalan silahlı direnişçilerin "ölüm ya da teslim olma" arasında bir tercih yapmaya zorlanmasını, bölgeyi terk etmeyen veya terk edemeyen Filistinlilere ise "düşman unsur" muamelesi yapılmasını içeriyordu.

Kaynak: AA