FETÖ’ye ilk soruşturma açtıktan sonra Ergenekon ve Balyoz kumpas
davalarında 5 yıl cezaevinde kalan eski Hava Kuvvetleri Savcısı
Albay Dr. Ahmet Zeki Üçok, TSK içerisinde hâlâ 50 bin civarında
FETÖ’cü olduğu uyarısında bulundu. Üçok, FETÖ’nün 5 yıl içerisinde
tamamen temizlenmese bile marjinal hâle getirilebileceğini söyledi.
FETÖ ile mücadelede önemli katkıları bulunan
isimlerden biri olan Ahmet Zeki Üçok'un Türkiye Gazetesi'nin
sorularına verdiği cevaplar şöyle:
Ergenekon, Balyoz davaları bir bir çöktü. Siz de bu davaların bir
mağdurusunuz. O gün sesinizi duyuramıyordunuz, şimdi durum farklı.
Karşı davalar açacak mısınız? Ayrıca yaşanan
mağduriyetlerden dolayı -terfiler de dâhil- beklentileriniz var
mıdır?
FETÖ’nün tüm kumpasları birer birer çöküyor. Bizler kumpas
mağdurları olarak, kumpasları kuran FETÖ üyeleri hakkında Ankara
İstanbul, İzmir savcılıklarına suç duyurularında bulunduk. Açılan
davalara müdahil olmak için hem bireysel olarak hem de bu davaların
mağdurları olarak kurduğumuz Kumpas Mağdurları Derneği olarak
başvurularda bulunduk. Bu davalar nedeniyle birçok arkadaşımız çok
sevdiği mesleğinden uzaklaştırılıp tasfiye edildi. TSK’nın en
başarılı general amiral ve subayları tasfiye edilerek hem kendi
gelecekleri hem de TSK’nın geleceği karartıldı ve onların yerlerini
alan FETÖ’nün hain darbe girişiminde bulunan militanları geldi.
Bizlerin en önemli beklentisi öncelikle bu mağduriyetlerimizin
giderilmesi için TBMM tarafından yasal düzenleme yapılmasıdır.
FETÖ’nün varlığını her şartta dile getirdiniz.
Şimdi ise Türkiye FETÖ gerçeğiyle yüz yüze… FETÖ’yle mücadeleyi
nasıl görüyorsunuz?
Ben FETÖ’nün nasıl kanlı bir örgüt olduğunu çok iyi biliyorum.
Dünyanın neredeyse her yerinde örgütlenmiş ve uluslararası
istihbarat örgütleri tarafından büyütülüp geliştirilmiş olan bu
örgütün bütün dünyada çok güçlü destekçileri vardır. Bu sebeple
uluslararası suç örgütü ile mücadele etmek hiç de kolay değildir.
Ben bütün bunlara rağmen FETÖ ile başarılı bir şekilde mücadele
edildiğini düşünüyorum. Özellikle, büyük bir özveri ile çalışan
emniyet teşkilatımız ile savcı ve hâkimlerimiz bu mücadelenin
kahramanlarıdırlar. Ayrıca Cumhurbaşkanımızın bu mücadeledeki önemi
çok büyüktür. Adeta tek başına bir mücadele başlatmıştır. Bugün
gelinen noktada FETÖ’ye karşı verilen mücadelenin en önemli kişisi
Cumhurbaşkanı’dır.
Erdoğan’ın FETÖ’ye yönelik tehlike sinyalleri
17-25 Aralık darbe girişimi sonrası eğer dinlenseydi bugün çok daha
farklı durum oluşabilirdi. Ancak 15 Temmuz yaşandı. FETÖ asker
içerisine nasıl sızdı? Nasıl bu kadar gelişti?
17-25 Aralık sonrası Cumhurbaşkanımızın bütün uyarıları, o dönemde
neredeyse bütün kamu kurum ve kuruluşlarında bulunan FETÖ
militanları tarafından önlenmeye çalıştı. Özellikle TSK içerisinde
büyük bir direniş oldu. Tüm kurumlarda şu veya bu şekilde bir
mücadele başlatılmış olmasına karşın ne yazık ki TSK’da en küçük
bir mücadele dahi yapılmadı. Hatta tam aksine 17-25 Aralık’tan
sonra terfi eden general amirallerin yüzde 70-80’i 15 Temmuz hain,
kanlı kalkışmasına katılan FETÖ mensuplarından oluşmuştur. FETÖ’nün
TSK içerisindeki illegal yapılanma çalışmalarının başlangıcı
savcılıkların yaptıkları tespitlere göre altmışlı yılların
sonlarına kadar dayanmaktadır. Türk siyasi tarihini
incelediğimizde, TSK’nin siyasi alanda en güçlü olduğu yaklaşık
kırk yıllık bu süreçte FETÖ neredeyse TSK içerisinde hiyerarşik
yapının dışında illegal yapılanmasını tamamlamış, terfilerden
atamalara, istihbarattan personele, askerî yargıdan askerî
hastanelere, askerî okullara girişlere kadar çok etkili olduğu bir
yapı oluşturmuştur. Bu yapıyı TSK’den tasfiye edebilecekleri bütün
kanuni düzenlemelere, disiplin müeyyidelerine rağmen ne yazık ki,
bu illegal yapılanmaya engel olamamışlar ya da olmamışlardır.
Ellerinde birçok legal yol mevcutken 2010 yılında YAŞ kararlarına
yargı yolunun açılmasını mazeret olarak göstermek ne yazık ki
basiretsizliklerini ve sorumluluklarını ortadan
kaldırmamaktadır.
FETÖ sizce darbe girişimi gibi benzer bir
durumla tekrar kalkışma yapabilir mi?
Hâlâ TSK içerisindeki en güçlü grup FETÖ mensuplarıdır. Ortam
oluşursa rahatlıkla yeni bir darbe yapabilecek güçtedirler. Burada
en önemli unsur cumhurbaşkanıdır. Cumhurbaşkanı’nın başına bir şey
gelmesi hâlinde ülkede büyük bir karışıklık ve FETÖ unsurları
tarafından kanlı provokasyonlar oluşturulacaktır. Bu kanlı ortamda
TSK kanı durdurmak, huzuru sağlamak vb. gerekçelerle yönetime el
koyacaktır.
FETÖ’nün askerin içindeki ayağından ziyade
kamu ve özel sektördeki ayağına dair sizce tatmin edici bir adımlar
atılıyor mu?
Kamuoyunda bir algı kargaşası mevcut. İdari işlemler ile adli
işlemler aynıymış gibi algılanmaktadır. Adli işlemler, kolluk ve
savcılıklar tarafından yapılan ayrıntılı çalışmalar ile
yapılmaktadır. İdare ise, bu husus da kolluk ve savcılıklar kadar
ayrıntılı çalışmalar yapacak enstrümanlara sahip değildir. Bu
sebeple kamu ve özel sektörde bazı zorluklar yaşandığını
söyleyebiliriz.
Geçtiğimiz günlerde genelkurmay çatı davasında
da gördüğümüz gibi FETÖ sanıkları duruşmalarda ağız birliği yaparak
inkâr stratejisi uyguluyor. Bunu neye
bağlıyorsunuz?
FETÖ, sanıklarına talimat vermiştir. Bütün sanıklar özellikle
kamuoyunun dikkatinin üzerinde olduğu genelkurmay çatı davası başta
olmak üzere tüm davalarda bu darbenin FETÖ ile ilgisi olmadığı
algısı oluşturmak için kendilerinin FETÖ üyesi olmadıklarını, hatta
FETÖ ile mücadele ettiklerini söylemektedirler. İnkâr stratejisi
uygulamaktadırlar. Tamamıyla dış kamuoyuna yönelik bu inkâr
stratejisi, aynı zamanda AİHM yargılamaları için savunma amaçlı
yapılmaktadır.
TSK’da hâlâ 50 bin örgüt mensubu
var
Ordu içerisinde hâlâ FETÖ kalıntıları var... Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığının yürüttüğü soruşturmalar sonucu sadece 2006- 2015
yılları arasında askerî okullara giren öğrencilerin yüzde 80’nin
soruları çalarak, mülakatlarda kayırılarak vb. şekillerde FETÖ ile
iltisaklı (birleşik) olarak girdikleri tespit edilmiştir. TSK’ya
her yıl yaklaşık 5 bin askerî öğrenci alınır. Yılda 4 bin
öğrenciden sadece son on yılda 40 bin FETÖ mensubu TSK’ya
katılmıştır. Geçtiğimiz son otuz yılda da her yıl sadece bin
öğrenci girdiğini göz önüne alırsak 15 Temmuz itibarıyla yaklaşık
60-70 bin FETÖ üyesinin TSK’da mevcut olduğunu söyleyebiliriz. 15
Temmuz darbe girişimi sonrası 7-8.000 civarında personel FETÖ
mensubu oldukları gerekçesiyle ihraç edildi. Bu durumda TSK’nın
içerisinde hâlâ 50 bin civarında FETÖ mensubu olduğunu
söyleyebiliriz.
Mağdurlara iade-i itibar yapılmalı
FETÖ’ye yönelik ilk soruşturmayı açtıktan sonra Ergenekon ve Balyoz
kumpas davalarından dolayı 5 yıl cezaevinde kalan eski Hava
Kuvvetleri Savcısı Albay Dr. Ahmet Zeki Üçok, 15 Temmuz öncesi
Millî Savunma Bakanlığınca kumpas davalarından tutuklanan askerle
ilgili iadeiitibar yasa çalışması yapıldığını açıkladı. Bakanlığa
taleplerini ilettiklerini söyleyen Üçok “Tutuklu olmaları sebebiyle
terfi haklarını kaybeden arkadaşlarımızın kayıplarının giderilmesi
için bir üst rütbeden emekli olmuş sayılmaları, emekli olmayanların
ise rütbelerinin diğer devre arkadaşlarıyla aynı seviyeye
getirilmesi ve davalar nedeniyle emekli edilen ancak TSK’ya geri
dönmek isteyenlerin mağduriyetlerinin giderilmesi gerekiyor”
ifadelerini kullandı. Üçok “Bu taleplere ilişkin Millî Savunma
Bakanımız ile görüştük. Kendileri de taleplerimizi de kapsayan bir
iadeiitibar yasa çalışması yaptıklarını ifade etmişti. Ancak hain
15 Temmuz darbe girişimi kanuni çalışmayı aksattı. Ülkemizin
geçirmekte olduğu bu zorlu süreçte bizler çıkıp da asla ‘Bu
taleplerimizi yerine getirin’ demeyiz. İnşallah bu hainlerin
üstesinden geldikten sonra devletimiz bugüne kadar olduğu gibi
bundan sonraki süreçte de tüm mağduriyetleri nasıl giderdiyse
elbette bizlerinde mağduriyetlerini giderecektir” dedi.
Örgütü aklamaya çalışıyorlar
FETÖ’nün şu anda yurt dışındaki uzantıları tarafından yönetildiğine
vurgu yapan Ahmet Zeki Üçok “Hatırlarsanız hemen 16 Temmuz’da
Fetullah Gülen, darbeyi kınayan bir açıklama yaptı. Geçtiğimiz
aylarda Alman İstihbarat Şefi darbenin arkasında FETÖ izine
rastlayamadıklarını açıkladı. Benzer bir rapor da İngiltere
tarafından yayımlandı. Bütün bu açıklamalar bu darbenin sorumlusu
olan FETÖ’yü aklamaya yöneliktir” diye konuştu.
BEŞ YILDA MARJİNAL HÂLE GELEBİLİR
“FETÖ’nün, son yapılan operasyonlar ile ağır darbeler almasına
rağmen hâlen varlığını sürdürmek için büyük bir mücadele verdiği
ortada. Emniyet mahrem imamlarına yönelik operasyonda örgütün
‘’renklendirme’’ adı altında sivil toplum
kuruluşlarında, cemaatlerde ve siyasi partilerde faaliyet içinde
oldukları tespit edilmiştir. Bu sebeple mücadelenin çok ciddi
olarak yürütülmesi şarttır. Kanaatimce 5 yıl içerisinde FETÖ tam
olarak temizlenemese bile marjinal hâle getirilebileceğini
düşünüyorum.”
Tespit ettiklerim tutuklandı
Darbe girişimine iştirak edenlerin FETÖ’yle bağlantısını siz
daha önce tespit edebilmiş miydiniz?
FETÖ’nün TSK içerisindeki yapılanmasına ilişkin ilk ve son soruşturmayı yapan askerî savcı olarak birçok tespitim olmuştu. Bunun yanı sıra kumpas davaları sebebiyle tutuklu bulunduğumuz sırada arkadaşlarımız ile müşterek yaptığımız çalışmalar sonucu da birçok FETÖ üyesi olduğunu değerlendirdiğimiz askerî personeli tespit ettik ve bunları ilgili birimlere ilettik. Başta general ve amiraller olmak üzere, tespit ettiğimiz isimlerin neredeyse tamamı 15 Temmuz darbe girişiminden tutuklandı.