Sizin gibi popüler oyunculardan hep çok yoğun çalıştıklarını ve iş dışında başka bir şeye zaman ayıramadıklarını duyuyoruz. Bu vakitsizlik ne anlama geliyor hayatınızda?
- Anneni çok özleyip görememek, telefonlara cevap verememek
demek... Hep bir program içinde yaşaman gerekiyor, hep bir yerlere
yetişme telaşı hissediyorsun. Bu yoğunluk içinde zaman kavramını
unutuyorsun. Mesela 15 gündür televizyonu hiç açamadım, haberleri
takip ediyorum ama başka şeyleri izlemek için zamanım olmuyor.
◊ Vaktiniz olsaydı neler yapmak isterdiniz?
- Gezmek istiyorum. Sosyal hayatım olmadığı için şu an sosyalleşmek
bile benim için bir şey yapmak anlamına geliyor. Kitap okumayı,
piyano çalmayı, kısacası yapmayı sevdiğim her şeyi özledim.
◊ Zaman olsaydı nerelere seyahat etmek
isterdiniz?
- Dünyayı gezmek isterdim ve hatta Türkiye’de de görmediğim yerler
var, sırayla gezmeye başlardım.
◊ Seyahat anlayışınız nasıldır? Yemek, sanat ve yeni
keşifler mi? Alışveriş mi?
- Alışveriş alışkanlığım hiç yok. Hatta en son Milano’ya gittim ama
iki parça bir şey alıp geldim. Ancak bir şey göreceğim, çok hoşuma
gidecek, olmayan bir şey olacak o zaman ilgimi çekiyor ve alıyorum
ama sadece alışveriş yapmaya bir yere gitmem.
◊ Kendinize en son ne satın aldınız?
- İtalya’da küçük bir kasabadan, mitolojik kahramanların
heykellerini aldım.
O SİNCAP GİBİ SADECE DURMAK İSTERDİM
◊ Mesela bugün bir set günü değil ve InStyle çekimine
geldiniz, bizimle olmasaydınız ne yapmak isterdiniz?
- Geçenlerde bir video izledim; bir sincap var ve sadece duruyor,
ben de durmak isterdim. (Gülüyor) Herhangi bir telaş olmadan
oturabilmek beni çok rahatlatıyor. Tabii çalışıyor olmasaydım da,
“Çalışmıyorum, çok sıkıldım” derdim. Çalışmayı çok seviyorum ama bu
yoğun temponun içinde kendime duracak zaman da yaratmak
istiyorum.
◊ Evde mi durmak istiyorsunuz?
- Evet. Evimi çok seviyorum.
◊ Yemek yapar mısınız evde? Çerkez olduğunuz için mutfakta
kesin beceriklisinizdir...
- Aynen! İlkokuldan itibaren kendime yemek hazırlamaya başladım,
çünkü annem çalışıyordu. Onun çalışma hayatı sayesinde yemek
yapmayı öğrendim. Sonra anneme de yapmaya başladım, derken baktık
ki evde küçük bir hanımefendi kıvamına gelmişim. (Gülüyor) O yüzden
biliyorum yani.
◊ Bugün yanınızda kendi yemeklerinizi getirmiştiniz. Hep
dikkat mi ediyorsunuz?
- Hep dikkat etmiyorum. Geçen sene sağlığım çok bozuldu. 3 ay kadar
serumla yaşadım. Artık dikkat etmem gerektiğini anladım. Bu tempoda
özel beslenmek gerekiyor ve şimdi hem yemek hem de spor düzenim çok
iyi gidiyor.
◊ Spora nasıl vakit ayırıyorsunuz?
- Setten çıkınca saat gece 11 bile olsa spor yapıyorum. Haftanın üç
gününü bir şekilde ayarlıyorum.
◊ Ne yapıyorsunuz? Pilates mi?
- Evet, pilates yapıyorum.
SENARYO YAZMAK İSTİYORUM
◊ “Kiralık Aşk”la beraber sizinle ilgili her şey daha çok
konuşulur oldu. Bilmediğimiz özellikleriniz var mı?
- Bir şekilde parça parça bazı şeylere yeteneğim var. Mesela, iyi
resim yapmak, dans etmek, Çerkez kültürünün getirisi olarak biraz
şarkı söylemek... Beste hiç yapmıyorum ama enstrüman çalmak başka
bir şey, galiba enstrümanı şarkı söylemekten daha çok seviyorum.
Biraz fırsatım olsa onu geliştirip, kendimi daha mutlu edeceğim bir
hale getirebilirim. Bir de yazı yazmayı çok seviyorum. Senaryo
yazmayı çok istiyorum.
◊ Film senaryosu mu?
- Muhtemelen. Dizi başka bir şey çünkü.
◊ İşinde yer almak isteyeceğiniz yönetmen kim
olurdu?
- Christopher Nolan! Uçarak giderim.
◊ Hangi filmini çok seversiniz?
- Bence “Kara Şövalye Yükseliyor” çok iyiydi. Birkaç kere
izlemişimdir. Benim için fantastik filmlerin yeri ayrı, başka bir
şey seyredemiyorum. Hele içinde biraz da mistik konular varsa
bayılıyorum.
◊ Peki hisleriniz güçlü müdür?
- Güçlüdür, hislerime güvenirim.
KENDİMİ İZLEYEMİYORUM
◊ “Kiralık Aşk” çok popüler oldu, dolayısıyla siz de. Nasıl
hissediyorsunuz kendinizi?
- İçimde çok tezat bir hissiyat var. Eskiden de böyleydi. Ben hiç
buralara gelmeden, oyunculuk yapmadan önce de. Herhalde o beyaz
tenli, kızıl saçlı olmanın getirdiği bir şey ama başkalarından
farklı görünmekten, sürekli parmakla gösterilen insan olmaktan çok
rahatsızlık duyuyorum. Eskiden de bana baktıklarında, “Anne bana
bakıyorlar” diye tepki verirdim. Şimdi yaptığım ise bambaşka bir
şey. Tezat bir durum, biliyorum ama hâlâ aynı duygu var. Herkesin
bana bakıyor olduğu hissi beni rahatsız ediyor.
◊ Kendinizi ekranda gördüğünüzde ne
hissediyorsunuz?
- Kendimi izleyemiyorum ben, kendime bakamıyorum. O ben değilim,
yabancı biri hissiyle izlemeye çalışıyorum. Çünkü nasıl bir iş
ortaya koyduğumu görmek, kendimi geliştirmek istiyorum.
INSTAGRAM’I YORUMLARA KAPATTIM
Hayran kitleniz çok tutkulu. Onlardan gelen yorumları nasıl
değerlendiriyorsunuz?
- Çok tatlı fanlarım var ama Instagram’ım yorumlara kapalı olduğu
için zaten ben bir şey görmüyorum. Okuduğum, dikkate aldığım şeyler
de var. Tabii ki “Hiç okumuyorum” diyemem. Twitter’a bakıyorum
sonuçta. Benim paylaştıklarım üzerinden insanların birbirlerine
küfür etme noktasına gelmelerini istemiyorum. O yüzden yorumları
kapattım. Twitter zaten açık bir yer, yazan yazıyor, gören görüyor.
Problem yok.
ANNEM BENİMLE GURUR DUYSUN
Anneniz size baktığında ne hissetsin
istiyorsunuz?
- Her anne evladıyla gurur duymak ister ya, gurur duyabileceği biri
olduğumu görmesini isterim.
Kaynak: Hürriyet