İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Mersin’in Mut ilçesinde düzenlenen Karacaoğlan Kayısı, Kültür ve Sanat Festivali'nde konuştu.

Kendisini bekleyen kalabalığa "O kadar güzel gözüküyorsunuz ki" diye seslenen Dervişoğlu, "Misafirperverliğiniz ve kadirşinaslığınız için hepinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Kendimi evimde gibi hissettim. Mut bugüne kadar benim için sadece bir yoldu. Bereketli ovaları yaylalara, yaylaları denize taşıyan cennet bir yurt köşesiydi. Ama bugün Mut benim için yol olmaktan çıkmış ve evim olmuştur." dedi.

Bu duruma vesile olduğu için "Boyu küçük ama yüreği büyük" dediği Mut Belediye Başkanı Murat Orhan'ın elini kaldıran Dervişoğlu, "Ayrıca O'na destek veren ve bu güzel beldenin şehremini yapan değerli Mutlu kardeşlerime de, memlekete hizmet ehli bir siyasetçi kazandırdıkları için teşekkür ediyorum." şeklinde konuştu.

"Buranın özelliklerini anlatmaya gerek yok. Çünkü toprakta yetişen üründen her şey belli olur." diyen Dervişoğlu, "Burada kayısı yetişiyor. Bilim adamlarının araştırmalarına göre sadece Kayısı yiyerek yaşayabilirsiniz. Burada zeytin de yetişiyor. Yine bilim adamlarının araştırmalarına göre sadece su içerek ve zeytin yiyerek de hayatınızı idame ettirebilirsiniz. Benim Mutlulara yazacağım bir methiye yoktur. Cenab-ı Allah zaten burayı kutsamıştır." ifadesini kullandı.

Asya yörüklerinin 8 asırdan itibaren bölgeye yerleşmeye başladığına işaret eden Dervişoğlu, "Burası kuruluşa mimarlık, kurtuluşa mihmandarlık yapan; bekaya ve var oluşa sigorta görevi yerine getiren mübarek bir topraktır. Bu coğrafyadan biten meyve de, bu coğrafya üzerinde yaşayan memleket evlatları da mübarektir. Burada yörük çadırlarından ne zaman duman çıkıyorsa, Türkiye'nin kurtuluşu ile ilgili bir endişe yaşanmaz." şeklinde konuştu.

“İNSANLARIMIZ TOPRAĞA DÜŞÜRDÜĞÜ TERİN KARŞILIĞINI ALAMIYOR''

Karacaoğlan'ın "Üç derdim var birbirinden seçilmez. Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm" şeklinde sözlerini hatırlatan Dervişoğlu, "Ne kadar güzel bir üçleme yapmış. Yoksulluk bir derttir. Yoksulluk ayrılığa da ölüme de sebep olur. O sebeple eğer bir ülke için hizmet yolculuğuna çıkmışsanız, yoksulluk denilen beladan o ülkenin insanlarını kurtarmak mecburiyetindesiniz. Bu kendi kendine olmaz. Çalışmakla olur. Mücadele etmekle olur. Toprağa düşen terin, fidan olduğu bu bereketli topraklar; maalesef tarımla ilgilenenlerin kabusuna dönüşmüştür. İnsanlarımız toprağa düşürdüğü terin karşılığını alamamaktadır. Yanlış politikalar ve uygulamalar yüzünden çiftçimizin hali perişandır. Bu dertlerin çözümü noktasında yerelde büyük mücadeleler verildiği de aşikardır. Buradan hükümete de sesleniyorum. Siyaset yapmaya gelmedim, festivale geldim ama birilerine de bir şeyler söylemek lazım. Çiftçiyi kurtarın! Üreticiyi kurtarın! Bu ülkeyi sefaletten kurtarın! İnsanlarımızın gıdaya güvenli bir yolla ulaşabilmesinin önünü açın" dedi.

Kaynak: istiklal.com.tr