Pekin yönetimi, ABD’nin aldığı kararın Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarını ihlal ettiğini ve konuyu uluslararası ticaret kurallarını denetleyen kuruma taşıyacağını açıkladı.
Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, "ABD, yanlış adımlarını düzeltmeli, uyuşturucuyla mücadelede sağlanan olumlu ilerlemeyi korumalı ve Çin-ABD ilişkilerinin istikrarlı ve sürdürülebilir gelişimini desteklemelidir" ifadeleri kullanıldı.
Çin’in Kamu Güvenliği Bakanlığı da benzer suçlamalar yönelterek ABD’nin attığı adımların uluslararası kurallara aykırı olduğunu belirtti. Çin Ticaret Bakanlığı da benzer bir açıklamayla Trump yönetimini eleştirdi.
ABD’nin Suçlamaları ve Çin’in Yanıtı
Trump yönetimi, Çin’in fentanil üretimini kontrol altına almadığını ve bu kimyasalın Meksika üzerinden ABD’ye kaçırıldığını iddia ediyor. ABD’de yılda yaklaşık 70.000 kişi fentanil nedeniyle aşırı dozdan hayatını kaybediyor.
Çin ise ABD’nin kendi uyuşturucu sorununu çözmek yerine diğer ülkeleri keyfi gümrük vergileriyle tehdit ettiğini savunarak, "ABD, kendi fentanil sorununa objektif ve rasyonel bir şekilde yaklaşmalı. Çin, uyuşturucuyla mücadelede dünyadaki en katı politikaları ve uygulamaları hayata geçiren ülkelerden biridir" açıklamasını yaptı.
Uzmanlara göre, Çin her yıl uyuşturucu kaçakçılığı nedeniyle kaç kişiyi idam ettiğini açıklamasa da, iç piyasada uyuşturucu kullanımının oldukça düşük olduğu biliniyor.
Çin Kamu Güvenliği Bakanlığı ise, Pekin’in yasal önlemler almaya başlamasından bu yana ABD’nin Çin kaynaklı fentanil bileşenlerine yönelik herhangi bir kaçakçılık vakası bildirmediğini açıkladı.
Ticaret Açığı ve Ekonomik Baskılar
Çin’in ABD ile olan ticaret açığı geçtiğimiz yıl yaklaşık 1 trilyon dolara ulaşarak Trump’ın en büyük şikâyetlerinden biri haline geldi.
ABD’nin uyguladığı ek vergilerin, Çin’den ithal edilen ürünleri daha pahalı hale getirecek ve nihayetinde Amerikan tüketicilerine ek maliyet yükleyeceği aktarılıyor. Oyuncaktan giyime kadar birçok ithal ürün, artan maliyetlerle karşı karşıya kalacağı da gelen bilgiler arasında.
Bu durum, Çin’in ABD’ye ihracatını sekteye uğratabilir ve Amerikalı tüketicileri yerli üretimi tercih etmeye teşvik edebilir. Çin hükümeti, ülke içindeki ekonomik durgunluğu önlemek için altyapı projelerine ve devlet destekli teşviklere yönelirken, kamu borcunun artışı yeni ekonomik sorunları beraberinde getiriyor.
Bu ekonomik baskılar, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in ABD’yi ekonomik ve siyasi göstergelerde geçme hedefini tehlikeye atıyor. Şi’nin Tayvan üzerindeki kontrolünü artırma ve Hint-Pasifik bölgesinde Çin’in liderliğini sağlamlaştırma planları da bu ekonomik gerilemeden etkilenebileceği belirtiliyor.
Trump’ın Göçmen Politikası ve Ticaret Savaşı
Trump yönetimi, yasadışı göçü durdurma söylemini ticaret savaşına entegre ederek, Meksika ve Kanada’ya da ek gümrük vergileri getirdi.
Çin’den gelen göçmenlerin sayısı diğer ülkelerden gelen yasadışı göçmenlerle kıyaslandığında oldukça düşük olsa da, Trump ABD’ye yasa dışı yollarla giren her ülkenin vatandaşlarından dolayı o ülkeyi sorumlu tutacağını açıkladı.
Trump’ın ticaret politikaları, ekonomik rekabetin ötesinde, küresel göç hareketlerini ve siyasi dengeleri de etkilemeye devam ediyor.
Çin, ABD’nin ek gümrük vergilerine karşı misilleme yapabileceğini belirtirken, iki ülke arasındaki ticaret savaşı giderek büyüyor.