Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, TZOB verilerine göre, Türkiye'de güncel çiftçi sayısının 5 milyon 162 bin olduğunu, bunun yüzde 82'sinin erkeklerden ve yüzde 18'inin kadınlardan oluştuğunu bildirdi.

Erkek çiftçilerin 57.7, kadın çiftçilerin 60.1, kayıtlı toplam çiftçilerin ise 58.1 yaş ortalamasına sahip olduklarına işaret eden Bayraktar, 'Sistemde kayıtlı çiftçilerimizin yüzde 34'lük kısmı 65 yaş ve üzeri, yüzde 34.6'lık kısmı 50- 64 yaş arasında bulunmaktadır. Çiftçilerimizin yüzde 26.4'ü 33- 49 yaş arası, yüzde 3.8'i 25- 32 yaş arası ve yüzde 1'i 18- 24 yaş arasındadır. Türkiye'de 18- 32 yaş arasında çiftçilik yapanların oranı toplam çiftçilik yapanlar içinde sadece yüzde 4.8'e tekabül ediyor' değerlendirmesinde bulundu.

Bayraktar, dünya genelinde de tarım sektöründe çalışanların yaş ortalamalarının yüksek olduğunu ifade etti. Bu kapsamda ABD'de tarımla uğraşan kişilerin ortalama yaşının 58 olduğunu belirten Bayraktar, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde de tarımla uğraşanların üçte birinden fazlasının 65 yaşın üzerinde olduğunu bildirdi.

Bayraktar, bu istatistiklere bakıldığında Türkiye'nin de tarımda yaşlı nüfusa sahip ülkeleri yakaladığını vurguladı. Kanada'daki çiftçilerin yüzde 40'ının 10 yıllık süreçte emekli olacağına ve ülkenin gıda arz güvenliği için 2033 yılına kadar 30 bin çiftçiye ihtiyaç duyacağına dikkati çeken Bayraktar, AB'ye üye ülkelerin 40 yaşını geçmemiş çiftçilere doğrudan gelir ve yatırım destekleri için bütçe ayırdığını kaydetti.

Bayraktar, kentlerde yaşanan ekonomik, sosyal gelişmenin, kırsala çok geç yansıdığının altını çizerek, iş arayışı, çocuklara daha iyi bir gelecek hazırlama isteği, eğitim, sağlık imkanlarından iyi bir şekilde yararlanma beklentisi, sosyal güvence arayışı, sosyal statü kazanma, teknolojide meydana gelen değişme ve gelişmelerden yararlanma isteği gibi nedenlerle köyden kente yoğun göç dalgalarının devam ettiğini vurguladı.

Bu durumu tersine çevirmek gerektiğini ifade eden Bayraktar, 'Genç nüfusun tarıma dönüşünün yollarını aramalıyız. Bunun için kırsal kalkınma desteklerinin yanında çiftçi gelirlerinin artırılması, diğer sektör gelirlerine yaklaştırılması gerekmektedir. Kırsal bölgelerde ekonomik getirisi olan faaliyetlerin artırılması, tarıma dayalı sanayiye yönelik yatırımların desteklenmesi ile tarımsal ürünlerde katma değer sağlanması ve yeni iş imkanlarının yaratılması büyük önem taşımaktadır. Gençleri tarımsal üretime sevk edecek doğru politikalar uygulanmaz ve ciddi teşvikler verilmezse uzun vadede ülkemizin gıda arz güvenliği üzerinde ciddi riskler oluşacaktır' ifadelerini kullandı.