Enflasyon tartışmalarının odağında olan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) kapılarını basına açtı. TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya, Ankara'da TÜİK Toplantı Salonu'nda düzenlenen toplantıda medya kuruluşlarının temsilcileri ile yaptığı toplantıda enflasyonla ilgili soruları yanıtladı. Çetinkaya, enflasyonun iniş sürecine girdiğini, konunun bir müddet daha tartışılmaya devam edeceğini öngördüklerini, yanlış algıyı önlemek, doğru bilgi aktarmak için bu toplantıyı düzenlediklerini söyledi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanı Erhan Çetinkaya, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) hesaplamaları, enflasyon sepetindeki madde fiyatlarının neden açıklanmadığı ve diğer kurumlarla olan farklılıklar gibi konular hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Başkan Çetinkaya, Haziran ayında enflasyonda bir düşüş sürecinin başladığını belirtti ve enflasyon hesaplamalarına ilişkin tartışmaların devam edeceğini öngördüklerini ifade etti. Bu konunun algı yönetimine açık olduğunu ve doğru bilgiyi paylaşmak amacıyla bu toplantıyı düzenlediklerini vurguladı.

TÜFE'nin, tüketim harcamalarına konu olan mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki genel değişimi ölçtüğünü belirten Çetinkaya, endeksin, Türkiye hanehalkının ortalama harcama alışkanlıklarını temsil eden sabit bir mal ve hizmet sepetine dayandığını söyledi. Çetinkaya, TÜFE'nin yaşam maliyetlerini ölçmediğini, yaşam maliyeti endeksinin sabit bir "refah" düzeyinin maliyetindeki değişiklikleri yansıttığını açıkladı.

Çetinkaya, TÜFE hesaplamalarında 600 binden fazla fiyatı derlediklerini ve bu sonuçları her ayın 3. iş günü kamuoyuyla paylaştıklarını söyledi. Madde fiyatlarının yayımlanmasını durdurmalarına yönelik eleştirilere de yanıt veren Çetinkaya, dünyada madde düzeyinde tüm fiyatları yayımlayan bir ülke bulunmadığını belirtti. Çetinkaya, madde fiyatlarının yayınlanmasının ekstra bir gün daha çalışma gerektirdiğini ve bu nedenle artık bu fiyatları yayınlamadıklarını ifade etti.

Çetinkaya, şu değerlendirmede bulundu: "Yumurta, doktor muayenesi fiyatları denildiğinde toplulaştırılmış bir fiyattan bahsediliyor. Örneğin bugün (dün) basına yansıyan bir haberde 2,57 lira yumurta fiyatı ifade ediliyor. Gezen tavuk yumurtası 5 lira. Ama 30'lu yumurtaların tanesi 2 lira. Tüketim ağırlıklarına bakıldığında vatandaşların çoğunlukla 30'lu yumurta tükettiği görülüyor. Ortalama toplulaştırılmış fiyatlara bakıldığında yumurta için 2,57 lira gayet mantıklı bir fiyat. Olay bir süre sonra teknik hesaplamalardan çıkıp algı yönetimine giriyor."

SEPET YANITI

TÜİK Başkanı Çetinkaya, madde fiyatlarının yayımlanmasını durdurmalarına ilişkin eleştirileri şöyle yanıtladı: "TÜFE'yi Türkiye genelinde aylık 600 binin üzerinde fiyatı derleyerek hesaplıyoruz. Bu sonuçları dünyada en erken açıklayan ülkelerden biriyiz. TÜFE'yi her ayın 3. iş günü kamuoyu ile paylaşıyoruz. Bu fiyatların yaklaşık 300 bini marketlerden alınan kasa fiyatlarından oluşuyor. Bu da ayın sonunda toplanıyor. Söz konusu hesaplamaların açıklanma tarihi olan ayın 3'üne yetişmesi çok zor. Enflasyon, 600 bin fiyatın ağırlıklı ortalaması alınarak toplulaştırıldığı bir hesaplamadır. Bir madde veya hizmetin çeşitlerinin ortalaması alınmaktadır. Örneğin Van'daki bir domates ile İstanbul Etiler'deki çeri domatesin fiyatı aynı olabilir mi? Bunların fiyatlarının ağırlıklı ortalamaları alınarak toplulaştırılan fiyatlar enflasyon hesaplamasında kullanılmaktadır. Madde sepeti olduğu yerde duruyor, madde sepetini gizlemek kimsenin yetkisinde değildir, yayınlanmayan tablolar madde fiyatlarıdır. Geçmişte açıklanan madde fiyatlarının bir gösterge niteliği yoktu. Madde fiyatlarının açıklanması için ekstra bir gün daha çalışma yapmak gerekiyor. Bu sebeple artık gösterge niteliği taşımayan bu fiyatları yayınlamıyoruz."

TÜİK İLE ENAG KARŞILAŞTIRMASI

TÜİK ile ENAG'ın açıkladığı enflasyon rakamlarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Çetinkaya, ENAG'ın internet sitesinde yöntem ve uygulamalara ilişkin bilgilerin paylaşılmadığını söyledi. ENAG'ın yayımladığı TÜFE oranlarının gerçeği yansıtmaktan uzak olduğunu belirten Çetinkaya, ENAG'ın kira fiyatlarını emlak sitelerinden aldığını ve her ay tüm kiracıların ev değiştirdiği varsayımı üzerinden hesaplama yaptığını ifade etti. Çetinkaya, TÜİK'in ise sabit tanım ve kalitede seçilmiş 5 binden fazla konutun aylık kira değerini izlediğini belirtti.

Bir araştırmanın Türkiye genelini temsil edebilmesi için uygun örnekleme yöntemlerinin kullanılması gerektiğinin altını çizen Çetinkaya; "TÜİK ve ENAG verileri arasındaki farkı, kira fiyatları hesaplamalarında görebiliriz. TÜİK tarafından takip edilen kira fiyatları için diğer tüm mal ve hizmet fiyatlarında olduğu gibi sabit tanım ve kalitede seçilmiş olan 5 binin üzerinde konutun aylık kira değeri izlenmektedir. ENAG ise kira fiyatlarını emlak sitelerinden doğrudan almakta ve kira artışını her ay tüm kiracıların ev değiştirmiş olduğu varsayımı üzerinden hesaplamaktadır. ENAG, her ay tüm kiracılar yeni bir eve taşınıyormuşçasına hesaplama yapıyor, internet üzerinden her ay gözlemlediği artışları yanlış şekilde üst üste ekleyerek şişirilmiş bir zam hesabı yapıyor. Bu örnek ENAG'ın TÜFE metodolojisinden ne kadar uzak olduğunu sadece kira maddesinde dahi ortaya koymaktadır." İfadelerini kullandı.

Çetinkaya, TÜFE ile İTO İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi arasındaki farklılıkların metodolojik olduğunu ve İTO'nun TÜİK'ten aldığı yöntemlerin artık eskidiğini ifade etti. Çetinkaya, sürekli değişen tüketici alışkanlıklarının endeksler arasında fark yaratabileceğini belirtti.

“DÜNYADA ENFLASYON NASIL HESAPLANIYORSA TÜRKİYE'DE DE ÖYLE HESAPLANIYOR”

Çetinkaya, dünyada enflasyon nasıl hesaplanıyorsa Türkiye'de de öyle hesaplandığını belirterek, "TÜFE ve Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) arasında oluşan fark da sadece Türkiye'ye özgü değil." diye konuştu.

Söz konusu makasın 2021 yılı başından itibaren tüm dünyada gözlendiğini aktaran Çetinkaya, "TÜİK'i IMF Türkiye Masasına şikayet etmişler, orada bir şeyler mi dönüyor diye. IMF Türkiye Masası şefi geldi, hesaplamalarımıza baktılar. Sadece Türkiye'de değil dünyada diğer ülkelerde de ÜFE'nin TÜFE'nin üzerine çıkmış olduğunu fark ettiler ve 'Biz bunu araştıralım' diye gittiler. Yakın zamanda derecelendirme kuruluşları da istatistikleri inceledi, onlar da tatmin edici yanıtları alarak döndüler." ifadelerini kullandı.

Türkiye'deki şirket karlarının enflasyonu yukarı taşıyan bir etkisi olduğunu belirten Çetinkaya, şirketlerin enflasyonist ortamı kullanarak yüksek karlar elde ettiğini söyledi. Çetinkaya, dünyada enflasyonun nasıl hesaplandığını ve Türkiye'de de aynı şekilde hesaplandığını vurguladı.

Haziran ayındaki memur zamlarının hemen TÜFE rakamlarına yansımayacağını belirten Çetinkaya, haziran ayının en düşük enflasyon ayı olduğunu ifade etti. Çetinkaya, kurların da enflasyon üzerinde ciddi bir etkisi olduğunu belirterek, kurdaki stabilitenin enflasyon artışını baskıladığını söyledi. Hazirandan bu yana ötelenen bazı zamların temmuz ayı enflasyon rakamlarını etkileyeceğini belirtti.

Kaynak: AA