Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında "suç ve suçluyu övme" suçunu işlemesi iddiasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı‘na yaptığı şikayetten vazgeçtiğini açıkladı.
MHP'li Yıldız, yaptığı yazılı açıklamada, 5 Şubat 2020'de MHP Genel Başkan Yardımcılarının şikayet dilekçesi üzerine, Kılıçdaroğlu hakkında "suçu ve suçluyu övme" suçundan dava açıldığını hatırlattı.
DEVLET BAHÇELİ TALİMAT VERDİ
Ankara 35. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın duruşmasının 10 Nisan 2025'e bırakıldığını anımsatan Yıldız, "Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, Terörsüz Türkiye ve bölge barışı için yürütülen kararlı politikaya paralel olarak, Cumhuriyet Halk Partisi'nin önceki Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu hakkında sözlü olarak dile getirdiğimiz şikayetten vazgeçme hususunun bir dilekçeyle mahkemeye sunulması talimatını vermiştir." ifadelerini kullandı.
MHP ŞİKAYETTEN VAZGEÇTİ
Yıldız, açıklamasında Ankara 35. Ağır Ceza Mahkemesine sundukları dilekçeye de yer verdi. Dilekçede, gerek milli gerekse evrensel hukukta düşünce özgürlüğü ile ilgili olarak, hak ve özgürlüklerin kötüye kullanılmasının önüne geçilmesi için ayrıntılı düzenlemeler bulunduğu hatırlatılarak, Kılıçdaroğlu hakkında şikayetten vazgeçildiği belirtildi.
DİLEKÇE ANKARA 35. AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NE VERİLDİ
Yıldız tarafından Ankara 35. Ağır Ceza Mahkemesi’ne verilen dilekçede şunlar kaydedildi: "Terörsüz Türkiye ve bölge barışı için yürütülen kararlı duruşa paralel olarak sanık hakkında yapmış olduğumuz şikayetten vazgeçiyoruz. Cumhuriyet Başsavcılığı’na müracaatımız üzerine, biçimsel nitelikte bir tehlike suçu olan, ‘Suç ve suçluyu övme’ suçunu aleni ve genel suç kastıyla işlemesi nedeniyle sanık hakkında Ankara Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açılmıştır.
İnsan Haklarının başında yer alan düşünce ve ifade özgürlüğü aynı zamanda kapsamlı bir sorumluluk alanıdır. Demokratik Ülkelerin Yasama Meclislerinde, evrensel ilkelerin yanında milli takdir alanlarının da korunarak düzenlemeler yapılması kamu düzeni gereğidir.
Ceza Hukuku yalnız insan hareketinden bilfiil doğan sonuçlarla değil doğabilecek sonuçlarla da ilgilenir. Bu noktada tehlike kavramı karşımıza çıkar. Çağdaş hukukta, tehlike olasılıktan başka bir şey değildir, zarar doğurmaya elverişli tehlike, korunan hukuksal değeri bozabilecek nitelikte bulunduğu takdirde tehlike doğmuş ve buna bağlı olarak da suç oluşmuş bulunacaktır.
Kuşkusuz her rejim gibi, demokratik rejimde varlığına yöneltilecek tehlikeler karşısında kendini koruma hakkına sahiptir. Öte yandan ‘açık ve yakın tehlike’ oluşturan, milli güvenliği bozan ifadelerin takibe uğraması hukuk devletinin bir gereğidir.
Gerek milli ve gerekse evrensel hukukta düşünce özgürlüğü ile ilgili olarak, ‘hak ve özgürlüklerin kötüye kullanılmasının önüne geçilmesi’ için ayrıntılı düzenlemeler bulunmaktadır.
Mandacıların milli ürünleri boykot çağrısı yaparak yönetilemezlik algısı oluşturulma gayretleri, bu çağrı sonucu meydana gelen saldırılar, asılsız isnatlar ifade özgürlüğü kavramının arkasına saklanamaz.
05.02.2020 tarihli şikayet dilekçesinde kısmen belirttiğimiz gibi, bu süreçte CHP vahim bir şekilde savrulmuş, tüm geçmişini inkar eden bir yapıya dönüşmüş, millete aidiyet bilincinden uzaklaşmış, Türk Milletinin egemenlik ve tarihsel haklarıyla temelden ve bütünüyle çatışmaya girmiştir.
Kısaca izah ettiğimiz nedenlerle CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında şikayetten vazgeçiyoruz. Gereğinin yapılmasını saygıyla talep ederiz."