13 Kasım'da yeniden alevlenen şiddet olaylarında Myanmar ordusu
Rohingyalı Müslümanlara yönelik büyük bir katliam başlattı.
Gerçekleşen son saldırılarda en az 9 kişi yakılarak öldürüldü. 90
kişinin de kaçırıldığı belirtiliyor. Myanmar ordusu ise 28 kişinin
öldürüldüğünü açıkladı. Ordu, Dar Gyi Zar isimli bir
Müslüman köyünde kendilerine saldırdıklarını iddia ettikleri 22
kişinin öldürüldüğünü açıkladı.
3 köy ve 1,250 bina yakıldı
İnsan Hakları İzleme Örgütü ise yaptığı açıklamada Müslümanlara ait
olan 3 köyün yakıldığını gösteren uydu görüntülerine ulaştıklarını
belirtti. Arakan bölgesine giriş-çıkışlar yasaklanırken, bölgeden
ölüm haberlerinin geldiği ifade ediliyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Asya direktörü Brad Adams yaptığı
bir açıklamada “Yeni uydu görüntüleri geniş yıkımları
göstermenin yanında, durumun düşündüğümüzden çok daha ciddi
olduğunu gösterdi" dedi.
New York merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü hafta sonunda, 10-17
ve 18 Kasım tarihlerinde çekilen uydu görüntülerinde, Kuzey Arakan
bölgesindeki beş köyde 820 yıkılmış binanın belgelendiğini, toplam
sayının da 1,250'ye ulaştığını açıkladı.
Müslümanlar Bangladeş'e kaçıyor
Ülkede yaşayan Müslümanlar ordunun gerçekleştirdiği katliamlardan
kurtulmak için Bangladeş'e sığınıyor. 2012'den bu yana binlerce
Müslümanın öldürüldüğü, köylerin yağmalandığı Rakhine bölgesinden
yoğun bir göçün yaşandığı belirtiliyor.
BM göçmenlik bürosu yetkilileri, son saldırıların ardından
yetkililer 30.000 kişinin yerinden edildiğini ve sınırın
yakınındaki bölgelerden gelen 500'den fazla kişinin kamplara
geçmeye çalıştıklarını belirtti.
Can emniyet yok
Bugün gelinen noktada Arakan eyaletinde sorunun devam etmesinde
belirleyici olan bazı dikkat çekici faktörler var: Bunların
başında, seçimler sonrasında eyalet yönetiminin bölgede yaşayan
Budist kökenli Arakanlıların hakimiyetinde olması geliyor.
Merkezi hükümetin soruna çözüm perspektifli yaklaşmaması ve öyle
ki, Su Çi'nin öncülüğünde, ülkenin dört bir yanında on yıllarca
bağımsızlık veya otonomi talebiyle savaşan etnik gruplarla -1948
yılındaki bağımsızlık öncesi etnik yapıların 'federal' bir yapı
altında birliğini sağlamaya yönelik konferansa atfen- 21.
Yüzyıl Panglong Barış toplantılarına başlarken, Arakanlı
Müslümanları bu oluşuma davet etmemesi, öte yandan Arakanlı
Müslümanları temsil mahiyetinde ne ülke içerisinde, ki bu zaten
mevcut şartlarda mümkün değil, ne de dışarıda siyasi bir yapının
bulunmaması da mevcut durumun başlıca nedenleri
arasında.
Bu ana başlıklar çerçevesinde ilk maddeye bakıldığında, bölgedeki
Müslümanların canları ve mallarının güven altında olmadığı sonucu
çıkarılabilir. Topraklarına el konulan, şehir ve köy
yerleşimlerinden çıkartılan Müslümanlar haklarını arayabilecekleri
bir merciden yoksunlar. Su Çi'nin barış görüşmeleri gibi
ülkenin güven ve istikrarına büyük katkı yapacağına kuşku olmayan
girişime Arakanlıları davet etmemesinin ardında 'derin Burma'
milliyetçiliğinin baskısı bulunuyor.
Hükümet barış sözü verdi
Myanmar'da kurulan yeni hükümet ülkede barışı getireceğine dair söz
vermiş ve Müslümanların haklarını koruyacağını açıklamıştı. Ancak,
son saldırıların ardından hükümetin orduya destek verdiği ifade
edildi. Daha önce bölgede inceleme yapılması için İnsan Hakları
İzleme Örgütü'nü ülkeye davet eden hükümet, son saldırıların
ardından bölgeye giriş çıkışları da yasakladı.