Almanya İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan açıklamaya göre, "İslamcılığı Önleme Görev Gücü", özellikle gençlerin çevrim içi platformlarda maruz kaldığı radikalleşme süreçlerine odaklanacak. İçişleri Bakanı Nancy Faeser, internet üzerinden radikalleşmenin hızla yayıldığını vurgulayarak, "İnternette ve sohbet platformlarında radikalleşen genç failleri giderek daha fazla görüyoruz. Bu radikalleşme süreçlerini erken fark edip durdurmalıyız ve mümkünse daha fazla gencin radikalleşmesini baştan önlemeliyiz." dedi.

Faeser, WhatsApp, Snapchat, Telegram ve TikTok gibi platformların, İslamcı gruplar tarafından özellikle genç ve savunmasız kullanıcıları etkilemek için kullanıldığını belirtti. Görev gücünün bu alandaki mücadelenin önemli bir parçası olacağını ifade etti.  Görev gücü, iki yıl sürecek çalışmalar kapsamında, her altı ayda bir İçişleri Bakanlığına yeni önlemler ve tavsiyeler sunarak radikalleşmeyi önleyici tedbirler geliştirmeyi hedefliyor.

GÖREV GÜCÜ İÇİNDE BAŞARTÜSÜ YASAĞINI SAVUNAN UZMAN DA VAR

Çalışma grubunda, güvenlik kurumları, sivil toplum kuruluşları ve akademi dünyasından 9 uzman görev alıyor. Ekibin dikkati çeken üyeleri arasında, Leibniz Barış ve Çatışma Araştırmaları Enstitüsünden Julian Junk, Münster Üniversitesinden Mouhanad Khorchide, Osnabrück Üniversitesinden Michael Kiefer ve Aşağı Saksonya Eyaleti Kriminal Dairesinden Lisa Borchardt gibi isimler bulunuyor. Bu isimlerden bazılarıysa geçmişte İslam ve Müslümanlara yönelik tartışmalı ifadeleriyle biliniyor. Özellikle Münster Üniversitesi İslami İlahiyat Merkezi Müdürü Mouhanad Khorchide, Avusturya'da başörtüsü yasağını ve bazı camilerin kapatılmasını desteklemiş, bu durum eleştirilere yol açmıştı.

Ayrıca Khorchide’nin Avusturya’daki Müslüman derneklerin kontrol altına alınmasını savunan yasal düzenlemeleri desteklemesi ve "siyasal İslam" terimini kullanması, Müslüman sivil toplum üzerindeki devlet kontrolünün artmasına katkıda bulunduğu gerekçesiyle sık sık eleştirildi.

NE OLMUŞTU

Diğer yandan söz konusu görev gücü, Alman hükümetinin Solingen'de terör saldırısının ardından kararlaştırdığı güvenlik paketi kapsamında hayata geçirildi. Hükümetin kabul ettiği paket, İslamcılıkla mücadelenin yanı sıra silah, iltica ve oturum yasalarında sertleşmeler öngörüyor.

Ağustos ayında Almanya'nın Solingen kentinde, kentin kuruluşunun 650'nci yıl dönümü şenliklerinde 26 yaşındaki Suriyeli İssa el H. isimli zanlı, rastgele insanları bıçaklayarak üç kişiyi öldürmüş, bazıları ağır olmak üzere sekiz kişiyi yaralamıştı.

Kaynak: İHA