AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Parti Genel Merkezi’nde bir araya geldi. Toplantının ardından Ömer Çelik açıklamalarda bulundu. Ömer Çelik, terör örgütü PKK'nın lağvedilmesine ilişkin, "Süreci yakından takip ediyoruz. Terörün lağvedilmesi temel yaklaşımımızdır." dedi. "Hedef terörsüz Türkiye'den terörsüz bölgeye." vurgusu yapan Çelik, "Bazı siyasilerin devlet tüm süreçlerin karşılığında hangi tavizi verdi gibisinden konuştuklarını görüyoruz. Devletin nitelikleri ve milletin değerleri konusunda herhangi bir al-ver pazarlığı yoktur." dedi.
AK Parti’de Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantısı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleşti.
AK Parti Genel Merkezi’nde yapılan toplantı saat 15.25 sıralarında başladı. Toplantı, 16.30 sıralarında sona erdi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MYK toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.
Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
Ramazan ayıyla beraber daha çok barışa ve huzuru temenni ediyoruz. Gazze'den yansıyan iftara hazırlık görüntüleri bile inandığı değerlere bağlı olan halkın bütün dünyaya nasıl insanlık dersi verdiğini gösterdi. O enkazın ortasında bile Ramazan'ı aksatmıyor, iftarda ellerinde ne varsa onunla hazırlık gerçekleştiriyorlar.
Ülkemizin her bölgesinde, semtinde, evinde bir şekilde vatandaşlarımızla beraber olabilmek için bütün hazırlıklar, eylem planı hazırlanmış durumda.
SÜRECİ TAKİP EDİYORUZ
Değerli Arkadaşlarım, Terörsüz Türkiye hedefine ulaşmak için ortaya çıkan durumla ilgili, gelinen aşamayla ilgili değerlendirmelerimizi hassas bir şekilde yapıyoruz. Bütün bir süreci çok yakinen takip ediyoruz. Bu tablonun oluşturduğu mesaj, Türkiye'nin içinden durumla ilgili olarak siyasetin kahil ekseriyetinin verdiği mesajlar, dünya açısından da anlamlı bir referans kaynağı olmuştur. Özellikle bazı bölgedeki istikrarsızlaştırıcı devletlerin, bölgeyi daha çok kaosa, daha çok krize götürmek isteyenlerin, bölge halklarını birbirine düşürmek, bölge halklarına daha çok acı ve gözyaşı yaşatmak için, kendi soykırımcı siyasetlerini hayata geçirmek için uyguladığı stratejiler dikkate alındığında, Türkiye'nin hem kendi içerisinde Türk-Kürt kardeşliğini, vatandaşlarımız arasında Türk-Kürt, Arap, Alevi-Sünni hepsinin birlikteliğini daha da pekiştirme anlamında iç cepheyi güçlendirme başlığıyla verdiği mesaj, hem bölgede terör örgütlerini, bölge halklarına karşı bir takım emperyalist projeler tarafından kullanılmasını engellemek için Terörsüz Türkiye hedefi çerçevesinde ortaya koyduğu yaklaşım ki bunun devamı doğal olarak Terörsüz Suriye, Terörsüz Irak şeklinde bütün bir bölgeyi, bütün bir Orta Doğu'yu kapsayacak bir vizyonun aslında çekirdeğidir. Irak, Suriye açısından da herhangi şekilde terör oluşumlarını istemediğimizi de bu şekilde ortaya koyduk. İlkeler açık ve net; silahların bırakılması, terör örgütünün lağvedilmesi, bütün şubeleri ile feshedilmesi. Adına ne denirse densin bütün bu terör yapıların bölgedeki istikrarsızlık unsuru olmaktan çıkarılması hedefimizdir. Kardeşliğin daha da güçlenmesi için kardeşlik siyasetini ortaya koymaya çalıştık. Biz herhangi bir devlet ya da ona bağlı vekil unsurlar herhangi bir şekilde Kürt, Arap, Türk kardeşlerimize, kim olursa olsun bölge halkına silah çekerse Türkiye bunun karşısında olacak dedik ve bunu kararlı şekilde sürdürüyoruz.
Çok geniş ve çok boyutlu yaklaşımımız var. Terör örgütlerinin feshedilmesi için bir adım atmaya kalkılsa bazı devletler tarafından sabote edilmeye çalışıldığını gördük.
Suriye'deki devrimden sonra en çarpıcı haberlerden biri bazı devlet üslerinde bazı terör örgütlerine ait kıyafetlerin bulunmasıydı. A karargahı ele geçirildiğinde B karargahının kıyafetleri bulunur. Bunlar bize fikir veren olaylardır. Karmaşık tabloların bölgede olduğunu, örtülü faaliyetleri yakından biliyoruz. Sayın cumhurbaşkanımız terörsüz Türkiye için çalışmalara gerekli özenin gösterilmesinin altını çizdi. Kullanılan dilden sabotajlara kadar her türlü konuya dikkat etmek gerekir.
"DEVLETİN NİTELİKLERİ, MİLLETİN DEĞERLERİ KONUSUNDA PAZARLIK YOK"
Devletin ve milletin nitelikleri konusunda herhangi bir al ver süreci yoktur. Esas olan bütün sorunların demokrasi yolu ile çözülmesidir. Bu sorunların çözümü daha çok demokrasidir. Siyasetin işlem gücünün daha da artırılmasıdır.
Bazı kişilerin şehit ailelerine dönük yanlış söylem kullanıyor. Cumhurbaşkanımız her zaman ilk iftarını şehit aileleri ile yapmıştır. Şehitlerimiz bu ülkenin birliği için bu fedakarlığı yaptı, bunun farkındayız, bunu başımızın üzerinde taşıyoruz. Bu emanete, yani vatanımızın hür ve bağımsız olmasına, birliğimizin korunmasına, geleceğine en sağlam adımlarla yürümesine sahip çıkacağız. Şehit ailelerini incitecek hiçbir adımın ortaya çıkmayacaktır.
"ASLA KABUL ETMEYECEĞİMİZ İDDİALAR VAR "
Bizim asla kabul etmeyeceğimiz bir takım iddialarda bulunuluyor. Anayasa, bayrak, devlet, millet tanımı ile ilgili bir takım düzenlemeler yapılacağı dair iddialarda bulunuluyor.
Kardeşlik siyasetimizden vazgeçmeyeceğiz. Tarih bilincimiz Türk Küt birlikteliğinin, Alevi Sünni birlikteliğinin mümkün kılındığını göstermiştir. Bunu Türkiye'nin düşmanları istemez. Aramıza fitne sokmaya çalışanlarının yaptığı düşmanlık hepimizi hedef almakta.
Bunun önünde engel olanlara direniriz. Terör örgütünün lağvedilmesi ile bu sonuca ulaşacağız. Bir takım sözlerin verilip tutulmamasına karşı, terörden nemalanmaya çalışanlara karşı dikkatimizi koruyacağız. Dikkatle takip edilmesi gereken, sabotajlara karşı titiz olunması gereken bir süreçtir.
"AVRUPA TÜRKİYE İLE DOĞRU İLİŞKİ KURARSA BU KRİZDE ÖNEMLİ AŞAMAYI GEÇMİŞ OLURLAR"
ABD yönetimi ile Avrupa arasındaki Ukrayna merkezli başlayan, NATO'ya sıçrayan ve daha geniş yelpazede görülen tartışma, belli konularda çatışma anlamına gelecek söylemler yeni durumun ortaya çıktığını gösteriyor. İkinci dünya savaşı sonrasında kurulan düzenin sona erdiğini gösteriyor. Bu düzenin yaşaması ile görevli kurumların etkinliğinin olmaması uzun zamandır tartışılıyordu. Şimdi bir tablo ortaya çıkıyor. Stratejik bir ayrışma noktasına gelindiği görülüyor.
İslam ve Türk düşmanlığı temelinde yürüyen bu aşırı sağ, merkez sağ ve merkez sol siyaset direnç gösteremedi. Bu aşırı sağı büyüttü. AB'nin değerler temelinde bir araya gelmeyi becerememesi Türkiye'ye karşı uyguladığı ikiyüzlülüktür.
Avrupalılar güvenlik konusunda hemen Türkiye'yi hatırlıyor ama gelin refahı paylaşalım, gelin demokratik değerleri paylaşalım dediğimizde Türkiye'ye yer vermiyorlardı. Umarım bu sefer savunma meseleleri anlamında Türkiye'yi muhatap almazlar. Her konuda Türkiye ile net iletişim içine girerler. AB'nin Türkiye ile iş birliği yapmasından başka çözüm yolu yoktur. Eğer Türkiye ile doğru ilişki kurarlarsa bu krizde önemli aşamayı geçmiş olurlar.
CHP'DEN 'SİLAH BIRAKMA' SÜRECİNE YÖNELİK AÇIKLAMALAR
CHP'nin bu konu ile ilgili ilk açıklaması dahil genel olarak bir dikkat titizlik görüyoruz. Tabii ki temkinli olunacaktır, sonraki aşamalara dönük bir takım yaklaşımlar ortaya konulacaktır. Terörsüz Türkiye hedefini karşısına alan bir tutuma kimse girmemelidir. Bir kısmı maalesef devlete, hükümete dönüp bunun karşısında ne verdiniz diyor; söyledik bu bir al ver süreci değil. Birileri de devlete bir takım şartlar dayatmaya kalkıyor. Bu iki yaklaşım da doğru değil. Hangi prensiplerle bu meseleye baktığımızı açıkladık. CHP'den daha sonra başka söylemler gelmeye başladı. Çok ileri giden önerileri vardı geçmişte ama şimdi yüksek yargıçlar bu konuyu çalışıyor şeklindeki bilgiler doğru değil. 1 ay içinde bir şey görüyorum, dikkatli konuşmaya çalışıyordu ama TSK kademesinde komutanlarımızın adını vererek hedef aldığında bu bilgiye nasıl ulaştığı sorusuna "ben duydum" diyor. Böyle bir açıklama olmaz. Geçmişte orduda yer almış ve şimdi CHP'de görev yapan birilerinin sayın Özel'e dedikodu aktardığını onun da bunu bilgi sandığını ortaya çıkarıyor bu. Dış politikada da şöyle şöyle yapıyorsunuz diyorlar, nereden biliyorsunuz dediğimizde "duyduk" deniyor. Bu büyük meseleler, Türkiye'nin terörden kurtulması, belli reformlar herkesin meselesidir. Buna katkı sağlamak, ortak aklı geliştirmek çok kıymetlidir. Buna her zaman ihtiyaç duyulur. İyi bir analiz, iyi bir dikkat çekme olduğunda buna kulağımızı kabartıyoruz. Örneğin bütçe görüşmelerinde muhalefet partilerinden arkadaşlarımızın görüşlerini not aldık. Bunlar dedikodu, bununla siyaset yapılmaz. Bunlar hassas ve dikkatli olunması gereken yaklaşımlardır.
Sayın cumhurbaşkanımız güvenilir bir arabulucu, krizlerde güvenilir çözümler bulmuştur. sayın Özel' diplomasi anlamında hiçbir masaya Türkiye adına oturmamıştır. Cumhurbaşkanımız sahip olduğu diplomasi tecrübesi ile hangi cümleyi ne zaman söyleyeceğini biliyor. Bu sizin işiniz değil. Sizin muhatap olduğunuz CHP'deki krizlerle ilgili, CHP'nin yönetimi ile ilgili konu. Hiç kimsenin cesaret edemediği dönemlerde dünya 5'ten büyüktür dediğinde biz oradaydık. Dünya da şimdi bu söyleme alıştı.
TRUMP ZELENSKİ GÖRÜŞMESİNDEKİ TARTIŞMA
Bizim burada söyleyeceğimiz şey şu, devletler arasında eşit ilişki kurulmalı, devletlerin iradesini temsil eden ilişki eşit ilişki olmalıdır. Masa asla devrilmemelidir. İlişkiyi kesmek kolaydır ama onu tamir etmek zordur. Kriz olduğu zaman diplomasiye ihtiyaç vardır. Şu anda dünyada maalesef diplomasiye en çok duyulan durum. Çünkü çok kriz var. Türk diplomasi ekolü vardır, bunu muhataplarımız da söyler. Türk diplomatlarının bu yeteneği çeşitli kriz zamanlarda çok iyi çözümler üretmiştir. Biz Türkiye olarak bu diplomasi masasının her zaman çalışmasının altını çizdik. Herkes diplomasi masasına dönmeli, karşılıklı saygı dili ile meseleleri konuşmalıdır.
AK PARTİ'YE KATILIMLAR
Partinin en üst düzey organlarının seçimle ilgili belirlediği bir tarih yok. Sayın cumhurbaşkanımızın yeniden seçilmesinin paha biçilmez olduğunu görüyorlar. Kurumsal olarak belirlediğimiz seçim gündemi ve tarihi yok. Bugünden itibaren hükümet görevinin başındadır. Çok kapsamlı bir ajandamız var. Seçim meselesini hiçbir şekilde konuşmadık.
PARTİYE KATILIM İÇİN ÇOK SAYIDA TALEP VAR
Partimize katılım için çok sayıda talep var. Burada ahlaki ilkelerimiz var. Türkiye Yüzyılı hedeflerine destek vermek isteyenlere kapımız açık. Yol arkadaşlarımızın artması bizi memnun eder.
SEÇİM TARİHİ BELLİ Mİ?
MYK ve MKYK'nın seçimle ilgili belirlediği bir seçim gündemi ve tarih yok. Hükümet işinin başındadır. Önümüzdeki 1-2 yıl için çok kapsamlı bir ajandamız var. Seçim meselesini hiçbir şekilde konuşmadık.